7. Hukuk Dairesi 2015/6097 E. , 2016/6190 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak
YARGITAY İLAMI
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay"ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı, davalı iş yeri ile aralarında yaptıkları iş akdi ile 10/07/2009 tarihinden 20/06/2010 tarihine kadar aylık net 7.000,00 TL ücret ile satış müdürü olarak çalıştığını, iş akdinin davalı şirket yetkilisi tarafından tek taraflı ve haksız olarak feshedildiğini iddia ederek ihbar tazminatı ve ödenmeyen ücret alacakları ile sözleşmeden kaynaklanan bazı alacakların davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı, davacının kendilerinde 22.08.2009- 30.03.2010 tarihleri arasında çalıştığını, aralarındaki iş sözleşmesi imzalanırken davacı başka bir işyerinde çalıştığından bu sözleşmenin geçerli olmadığını, davacının başka bir şirket kurup işten ayrıldığını bu nedenlerle taleplerinde haklı olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Anayasanın 141"nci maddesi uyarınca, yargı kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerekir. Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297"nci maddesinde de hüküm altına alınmıştır. Anılan anayasal ve yasal düzenlemeler gereğince yargıcın, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kararda göstermesi zorunludur. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır. Kararın gerekçesi ile hüküm fıkrasının birbirine aykırı olmaması gerekir.
Somut olayda, ilk derece mahkemesince kararın gerekçesinde davacının 10/07/2009-20/06/2010 tarihleri arasında çalışmış olduğunun tespiti yapılmış olmasına rağmen davacının 22.08.2009- 30.03.2010 tarihleri arasında çalıştığının kabulüyle hesaplama yapılan bilirkişi raporuna itibarla sonuca gidilmesi ve gerekçeyle hüküm fıkrası arasında çelişki yaratılması hatalı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde taraflara iadesine, 14.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.