Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkiline sigortalı iş yerinin yan tarafında bulunan davalılar M.. G.. ve A.. G.." ait, diğer davalının kullanımında bulunan binanın kazan dairesindeki su deposunun taşması sonucu mobilya mağazasına su dolarak suyun hasara sebebiyet verdiğini, bu hasar nedeniyle sigortalıya 18.750,00 TL ödeme yapıldığını, davalıların gerekli dikkat ve özeni göstermeyerek %100 kusurlu olduklarını açıklayıp 18.750,00 TL"nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, toplanan delillere, benimsenen bilirkişi raporuna göre hasar tarihinden bir gün önce başlayan ve Meteroloji Genel Müdürlüğünden alınan yazıya göre 15 günlük yağış miktarının yaklaşık bir gün içerisinde yağması şeklinde gerçekleşen aşırı yağışlar sonrasında kazan dairesine ve mobilya mağazasına su dolduğu, yine kazan dairesindeki suyun tahliye edilmesi için davalıların bilgisi dışında bizzat sigortalının rızası alınarak kazan dairesiyle mobilya mağazası arasında delik açıldığı, bu şekilde mobilya mağazasındaki su basması olayının yağışlarla mobilya mağazasına dolan sular ile bitişikteki kazan dairesinden duvar delinerek mağaza tarafına aktarılan suyun birikmesiyle meydana geldiği, davalıların herhangi bir kusurları bulunmayıp olayın sel basması şeklindeki mucbir sebepten gerçekleşmesi nedeniyle kusursuz sorumluluk hallerinin de bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, işyeri sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Borçlar Kanunu’nun 58 nci maddesi hükmüne göre, “bir bina veya imal olunan herhangi bir şeyin maliki, o şeyin fena yapılmasından yahut muhafazadaki kusurundan dolayı mesul olur”. Bu sorumluluk kusura dayanmadığı gibi malikin kurtuluş beyyinesi getirmesi de mümkün değildir. Davalılar ancak sebep/sonuç bağını kesen, zarar görenin ağır kusuru, üçüncü kişinin ağır kusuru veya mücbir sebep var ise bunları kanıtlayarak sorumluluktan kurtulabilir. Davalıların, kullandığı binayı üçüncü kişilere zarar vermeyecek şekilde bulundurma yükümlülüğü vardır.
Davacı vekili, müvekkiline sigortalı iş yerinin yan tarafında bulunan davalılar M.. G.. ve A.. G.." ait, diğer davalının kullanımında bulunan binanın kazan dairesindeki su deposunun taşması sonucu mobilya mağazasına su dolarak suyun hasara sebebiyet verdiğini, bu hasar nedeniyle sigortalıya 18.750,00 TL ödeme yapıldığını, davalıların gerekli dikkat ve özeni göstermeyerek sorumlu olduklarını ileri sürerek ödenenin rücuan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece davalıların herhangi bir kusurları bulunmayıp olayın sel basması şeklindeki mucbir sebepten gerçekleşmesi nedeniyle kusursuz sorumluluk hallerinin de bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Somut olayda riziko tarihinde bir gün içerisinde gerçekleşen aşırı yağışlar sonrasında davalıların kazan dairesine su dolduğu, kazan dairesindeki suyun tahliye edilmesi için sigortalının rızası alınarak kazan dairesiyle mobilya mağazası arasında delik açıldığı, bu şekilde kazan dairesinden duvar delinerek mağaza tarafına aktarılan suyun birikmesiyle sigortalı iş yerinde hasar meydana geldiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Davalılar, gerekli tedbirleri almamaları, bakım noksanlıklarını gidermemeleri yönünden zarardan sorumludur. Zararın, kazan dairesinden duvar delinerek mağaza tarafına aktarılan suyun birikmesiyle meydana geldiği mahkemenin de kabulündedir. Dava konusu olayda zarar, yağmur sularının bizzat sigortalıya ait işyerinde zarar vermesi söz konusu olmayıp zarar davalılara ait kazan dairesinde suyun birikip dolması ve suyun tahliye aşamasında gerçekleşmiştir. Suyun tahliyesi sırasında oluşan bu zarar sebebiyle olayda yağmur/sel suyu sebebi ile mücbir sebebin varlığından söz edilemeyeceği gibi sigortalının tahliyeye rızasının da iş yerinde zararın oluşmasına rıza göstermesi şeklinde yorumlanması da hatalıdır. Sigortalı, zararın oluşmasına değil, davalıların kazan dairesinde biriken suyun tahliyesine rıza göstermiştir.
Bu durumda mahkemece, zararın kapsamı belirlenip ödetme kararı verilmesi gerekirken “davalıların kazan dairesinde biriken suyun beklenilmeyen hal olduğu ve sigortalının rızasının bulunduğu” gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 10/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.