17. Hukuk Dairesi 2014/16299 E. , 2016/3095 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :.......Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ...... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı araç sürücüsü ..."ın kullanmış olduğu araçta yolcu olarak bulunduğu sırada ....... giriş yaptığı esnada yol ile ilgili aydınlatmanın olmaması, yolun bittiğine, kapatıldığına dair hiçbir uyarıcı işaret ve trafik levhasının bulunmaması nedeniyle hafif raylı sistem için yapılan kavşağı tam ortadan kesen yaklaşık 2 metre boyundaki istinat duvarını fark etmeyip aracın ön kısmı ile çarpması neticesinde müvekkilinin bu kazada hayati tehlike geçirir şekilde yaralandığını, müvekkilinin yüksek düzeyde malul kalması ve kör olmasının müvekkilini derin üzüntülere sevk ettiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak müvekkilinin çalışma gücünü kaybetmesinden dolayı 20.000,00 TL"nin ve manevi tazminat olarak 30.000,00 TL"nin olay tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davacı vekili ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 67.366,23 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı ... vekili, kaza nedeniyle müvekkili belediyeye kusur izafe edilmesi ve husumet yöneltilmesi marifetiyle sorumlu tutulmaya çalışılmasının hukuka aykırı olduğunu, tüm hukuki sorumluluğun diğer davalı yükleniciye ait olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ...... vekili, müvekkili şirketin kazanın oluşumunda hiçbir kusurunun olmadığını, müvekkili şirketin yaptığı metro inşaatının şehrin içinde olup aydınlatmanın normal olduğu bir yerde olduğunu,kazanın olduğu yerde davalının güvenlik önlemini aldığını,aydınlatma ve levhaların herkesin görebileceği şekilde olduğunu, araç sürücüsünün dikkatsizlik sonucu kaza yaptığını, davacının talep ettiği manevi tazminatın fahiş olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalı ... hakkında açılan davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle usulden reddine, davalı ....... hakkındaki davanın maddi tazminat yönünden kabulü ile 67.366,23 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, davalı ........ hakkındaki manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,karar verilmiş;hüküm,davalı ........ vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazası nedeniyle yüklenici firma ile işveren belediye"den müştereken ve müteselsilen maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına, manevi tazminatın takdirinde 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 47.maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 02.2.2011 gün, 2010/7-673 E. ve 2011/2 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere, iş sahibi davalı ... ve yüklenici olan davalı ..... arasında eser sözleşmesine ilişkin özel hukuk kuralları geçerli olup, sözleşmenin yerine getirilmesi sırasında sözleşmenin tarafı olmayan üçüncü kişilere verilen zararların giderilmesi amacıyla açılan davaların çözüm mercii idari yargı olmayıp adli yargı yeri olduğundan, davalı belediye yönünden olayın hizmet kusuruna göre değil, adam çalıştıran sıfatıyla
gözetimi altında ve talimatına uyarak çalışan yüklenici ile taşeronun eylem ve işlemlerinden 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 55. maddesi gereğince sorumluluğu hükümlerine göre adli yargı mercilerinin görev alanında kaldığının anlaşılmasına göre, davalı ... yönünden işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken yargı yolu nedeni ile görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 10/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.