Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/13365
Karar No: 2016/3097
Karar Tarihi: 10.03.2016

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/13365 Esas 2016/3097 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2014/13365 E.  ,  2016/3097 K.
"İçtihat Metni"


MAHKEMESİ :.......Asliye Hukuk Mahkemesi


Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Asıl dosyada davacı vekili,davacının davalıya bağlı işyerinde teknisyen olarak çalışırken meydana gelen trafik kazasında sağ bacağını kısmen organik ve fonksiyonel olarak yitirdiğini, olayın 23/02/2009 tarihinde 3476 taşıt görev emri ile özel trafolu müşterilerin ölçü kontrol endeks okumasına işverene ait araç ile giderken meydana geldiğini, davalının olay sebebiyle sorumlu olduğunu, davada zincirleme sorumluluğa dayandıklarını, davacının maddi ve manevi zarara uğradığını, belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak 1.000,00 TL maddi tazminatın ve 50.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Birleşen ...... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/2 Esas - 2013/14 Karar sayılı dosyasında davacı vekili, davacının, davalıya bağlı iş yerinde meydana gelen trafik kazasında malul kaldığını, oluşan maluliyetin davacının erken yıpranmasına, daha fazla efor sarf ederek aynı sonuca ulaşabilme zorluğuna ve ekonomik geleceğinin sarsılmasına yol açtığını, iş göremezlik tazminatının koşullarının olayda mevcut olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 82.451,48 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyen yasal faiz ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davalı şirketin kazada doğrudan doğruya herhangi bir sorumluluğu olmadığını, davalı şirketin kazaya karışan aracın tüm periyodik ve sair bakımlarını eksiksiz olarak yaptırdığını, bu yönüyle atfedilecek herhangi bir kusurun bulunmadığını, davacının normal işine başlayıp halen çalışmaya devam ettiğini, gelirinde herhangi bir kaybı olmayıp maddi bir zararının olmadığını, manevi tazminat hususunda ise davalı şirketin kusurundan söz edilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre;
Asıl dava yönünden; davacının maddi tazminat talebinin kabulü ile tazminatın 1.000,00 TL"sinin olay tarihi olan 23/02/2009 tarihinden itibaren 103.123,25 TL tazminatın ıslah tarihi olan 18/09/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile kısmen reddine,20.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 23/02/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Birleştirilen dava yönünden; davacının davasının kabulüne, 84.451,48 TL"nin dava tarihi olan 01/07/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik iş kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
1)Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin ve davacı vekilinin aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2)Davacı vekilince,dava dilekçesi ve ıslah dilekçesi ile 23.02.2009 kaza tarihinden itibaren faiz talep edilmiş olmakla mahkemece, dava dilekçesi ile talep edilen miktar yönünden kaza tarihinden itibaren faize hükmedilmişken, ıslah edilen miktar yönünden de kaza tarihinden itibaren faize karar verilmesi gerekirken ıslah tarihinden itibaren faize karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3)Manevi tazminat, zarara uğrayanda manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat, bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan miktar kadar olması gerekir. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Somut olayda, davacının yaralanma derecesi, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, olay tarihine göre paranın alım gücü gibi nedenler dikkate alındığında, davacı için hükmedilen manevi tazminat miktarı az olup, daha fazla manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
4)Trafik kazası sonucu sürekli işgöremezlik nedeniyle ortaya çıkan zararın tayininde zarar görenin elde ettiği gelir önem arz eden hususlardan olup mahkeme, zararı resen belirlemek durumundadır. Zarar miktarı tespit edilirken göz önünde bulundurulacak olan gelir, zarar verici olayın meydana geldiği andaki gelir olmakla birlikte bu gelire zarar görenin ileriki yıllarda elde edeceği terfileri, ücret ve maaş yükselmeleri gibi gelir artışlarının da eklenmesi gerekmektedir.
Somut olayda, hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda, davacının kaza tarihinde davalı bünyesinde memur olarak çalıştığı, 2009 Aralık ayı maaşının 1.683,00 TL (asgari ücretin 3.08 katı) olduğu, rapor tarihindeki ücretinin bilinmediği, bu nedenle hesaplamanın kaza tarihine en yakın aldığı maaşına göre yapıldığı belirtilmiştir. Oysa, mahkemece yapılması gereken iş, rapor tarihine kadar olan maaşının sorulması ve bilinen dönem hesabında bu ücretlerin bilinmeyen dönem için ise aldığı maaşın asgari ücrete oranı esas alınarak hesaplama yapılması, gerekirken davacının kaza tarihine en yakın ücreti esas alınarak hesaplama yapılması doğru görülmemiştir.
5) Birleşen dava dosyasında davacı vekili, 82.451,48 TL"nin davalıdan tahsilini talep etmişken mahkemece talep aşılarak 84.451,48 TL"ye karar verilmesi doğru görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin ve davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2),(3),(4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin, (5) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 10/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi