Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, kayden tarafların paydaş oldukları 1451 ve 1457 parsel sayılı taşınmazlara davalının izin almaksızın 3 yıldır sürüp- ekmek suretiyle müdahale ettiğini ileri sürüp, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğinde bulunmuşlardır.
Davalı, taraflar arasında fiili kullanım konusunda anlaşma yapıldığını, buna göre çekişmeli taşınmazları 13-14 yıldır davacı N. ile birlikte kullandıklarını, davacı K. ise dava dışı başka taşınmazları tasarruf ettiğini , intifadan men koşulunun gerçekleşmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen kararın Dairece " ... tümü davalı ve davacı Nebi tarafından kullanılan parseller yönünden öteki davacının payı oranında elatmanın önlenmesine karar verilmesi..." gereğine değinilerek bozulması üzerine bozma ilamına uyularak davacı K.yönünden davalının çekişmeli parsellere davacının payı oranında elatmasının önlenmesine,ecrimisil talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava, paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkin olup, mahkemece hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda elatmasının önlenmesine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
Ancak, davalının davacı K.n payını uzun yıllardır kullandığı ve bu tasarrufunun adı geçen davacının ses çıkarmaması nedeniyle muvafakatına dayalı olduğu, eldeki dava açılmakla muvafakatın geri alındığı dosya kapsamıyla sabittir.
Bilindiği üzere ecrimisil, kötüniyetli zilyedin taşınmazı kullanması nedeniyle taşınmaz malikine ödemekte yükümlü olduğu haksız işgal tazminatıdır.
Somut olayda,davalı dava tarihine kadar çekişmeli taşınmazda davacı K. payını davacının onayı ile kullandığına göre kötüniyetli sayılmasına yasal olanak yoktur. Hal böyle olunca, ecrimisil isteği yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA,alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 6.11.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.