11. Ceza Dairesi 2019/11344 E. , 2020/4317 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
1) ... Gıda Pazarlama Ltd. Şti. yetkilisi olan sanık hakkında, katılandan aldığı mal karşılığında verdiği ... ... Ltd. Şti"ne ait suça konu çeklerdeki keşideci imzasının ... Ltd. Şti. yetkilisi ...’a ait olmadığı, bu suretle sanığın resmi belgede sahtecilik suçunu işlediğinin iddia ve kabul edildiği olayda; sanığın, olay tarihinde ... ile ... Gıda Pazarlama Ltd. Şti."nde ortak olduklarını, ...’in ayrıca ... Ltd. Şti."nin sahibi olduğunu, çekleri bazen kendisinin bazen de...’in imzaladığını, işleri bozulunca çeklerin bedellerini ödeyemediklerini savunması; ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 30.03.1992 gün ve 80/98 sayılı kararında da belirtildiği üzere, belgede sahtecilik suçlarında önceden verilen rıza üzerine borçlu yerine onun imzasının atılmasında zarar verme bilinç ve iradesi ile hareket edilmediğinden suç kastından söz edilemeyeceği gibi rızanın açık veya zımni olabileceği cihetle, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirlenmesi bakımından, suça konu çeklerin keşidecisi görünen ..."ın beyanına başvurularak, sanığın şirket adına çek düzenlemesine ilişkin rızasının olup olmadığı, suça konu çekler dışında şirket adına daha önce benzer şekilde çek keşide edip etmediğinin ve bunların karşılığının ödenip ödenmediğinin sorulması, suça konu çeklere ilişkin başlatılan icra takip dosyasının getirtilerek imzaya itiraz edilip edilmediğinin belirlenmesi ile bir suretinin dosya arasına alınması, ... Ltd. Şti. tarafından daha önce bu şekilde imzalanıp ödenen çekler olup olmadığının ilgili bankadan araştırılması, başka çeklerin de verildiğinin tespit edilmesi halinde, bunlarla ilgili olarak yapılan yargılamalar ya da icra takiplerinde imzaya itiraz edilip edilmediği de belirlendikten sonra, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik araştırma ile mahkûmiyet hükmü kurulması yasaya aykırı,
2)Kabule göre de;
5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin ve katılan vekilinin temyiz talepleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09/07/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.