7. Hukuk Dairesi 2015/6081 E. , 2016/6214 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
(İş Mahkemesi Sıfatıyla)
Dava Türü : Alacak
YARGITAY İLAMI
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davacı ile davalı ... Ltd. Şti.vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göredavacı ile davalı ... Ltd. Şirketinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2- Davacı, asıl işveren ... ....nde alt işveren olan davalı şirketlerde özel güvenlik görevlisi olarak çalışırken iş akdinin feshedildiğini, açmış olduğu işe iade davası lehine sonuçlanıp kesinleşmesine karşın işe başlatılmadığını iddia ederek bir kısım işçilik alacaklarının davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalılardan, ..... davacının kendilerinin değil ...... işçisi olduğunu, bu nedenle davacının işçilik alacaklarından sorumlu olmadıklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalılardan ......, davacının işe iade davasının sonuçlanmasından sonra ..."te ki ihale sürecinin sona ermesi nedeniyle davacıya şirket merkezi olan ....."da ki güvenlik projesinde çalışmayı teklif ettiklerini ancak davacının yeni görevlendirmeyi kabul etmediğini ve burada iş başı yapmadığını, taraflar arasındaki iş sözleşmesi uyarınca işçinin Türkiye sınırları içindeki bir başka işyerine nakledilebileceğini bu nedenle davacının davasının redine karar verilmesini talep ettiğini belirtmiştir.
Diğer davalılar da davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, davalılardan ..... haricindeki davalılar aleyhine işçilik alacaklarından sorumluluk durumlarına göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 2/6 maddesi uyarınca, “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.” Keza aynı maddenin 7. fıkrasına göre, “Asıl işverenin işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam ettirilmesi suretiyle hakları kısıtlanamaz veya daha önce o işyerinde çalıştırılan kimse ile alt işveren ilişkisi kurulamaz. Aksi halde ve genel olarak asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı işleme dayandığı kabul edilerek alt işverenin işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılarak işlem görürler. İşletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler dışında asıl iş bölünerek alt işverenlere verilemez.”
Somut olayda, dosya içeriğinde davacının davalılardan ..... asıl işverenin alt işverenlerinde çalıştığı anlaşılmaktadır. 4857 sayılı Yasanın 2/6 maddesi gereğince alt işverenin borçlarından asıl işveren de müteselsilen sorumludur. Gerekçesi açıklanmadan .....nün sorumlu tutulmaması hatalıdır.
3- Anayasanın 141"nci maddesi uyarınca, yargı kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerekir. Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297 nci maddesinde de hüküm altına alınmıştır. Anılan anayasal ve yasal düzenlemeler gereğince yargıcın, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kararda göstermesi zorunludur. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır.
Mahkemece kararın gerekçe kısmında işe başlatmama ve boşta geçen süre alacağının neden kabul edildiğine ilişkin gerekçe kısmında yazılmaması da bozma sebebidir.
4- Hüküm altına alınan alacakların net yada brüt olduğunun belirtilmemesi infazda karışıklığa yol açacağından hatalı olmuştur.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde taraflara iadesine, 14.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.