Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kayden maliki bulunduğu 639 parsel sayılı taşınmaza davalının büfe koymak ve çardak yapmak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürüp, el atmanın önlenmesine ve yapının yıkımına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, yargılamaya katılmadığı gibi, davaya karşı yazılı beyanda da bulunmamıştır.
Mahkemece, müdahale iddiasının ve müdahale var idiyse bunun hangi aşamada kaldırıldığının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, tetkik hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava,Hazine tarafından açılan, çaplı yere el atmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.
Mahkemece esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına biçiminde hüküm kurulmuştur.
Ancak, dosya içeriği ve toplanan delillerden davanın 19.06.2006 tarihinde açıldığı, yargılama sırasında davalının, 04.09.2006 tarihinde idareye başvurarak taşınmazı eski haline getirdiğini ve taşınmazdan elçektiğini bildirdiği görülmektedir.
Bu durumda, davalının dava tarihi itibariyle taşınmaza muhtesat yapmak suretiyle el attığı, bizzat davalının kabulü ile sabittir. Yargılama sırasında taşınmazdan el çektiğine göre, karar verilmesine yer olmadığına ilişkin hüküm kurulması doğru ise de; davanın açılmasına neden olan davalının yargılama gideri ve avukatlık parası ile sorumlu tutulmaması doğru değildir.
Davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedene hasren HMUK’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 17.11.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.