8. Hukuk Dairesi 2013/14586 E. , 2014/12816 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katılma alacağı, katkı payı alacağı
... ile ... aralarındaki katılma alacağı ve katkı payı alacağı davasının reddine dair ... Aile Mahkemesi"nden verilen 11.04.2013 gün ve 541/335 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, 50 yıl önce evlenen tarafların evlilik birliğinin kurulmasından kısa bir süre sonra İstanbul"a taşındıklarını, davalının fabrikada işçi olarak çalışırken davacının bohçacılık yaparak gelir elde ettiğini açıklayarak evlilik birliği içinde edinilen ve davalı adına tescil edilen ..."da bulunan arsa, ..."da bulunan yazlık ve ..."da bulunan 2 adet apartman dairesindeki katkısı nedeniyle toplam 200.000 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, 07.04.2013 tarihli dilekçesiyle isteğini 2079 ada 10 parsel için 70.000 TL, 68 ada 7 parsel için 50.000 TL, 502 ada 69 parsel 16 nolu mesken için 50.000 TL ve ... semtinde bulunan ada ve parsel numarası belirtilmeyen taşınmaz için 30.000 TL olarak açıklamıştır.
Davalı vekili, ... de bulunan 2079 ada 10 parsel sayılı taşınmazın tapusu 1990 yılında alınmışsa da, bu evin 1970 yılında alınıp 2006 yılında elden çıkarılarak 502 ada 60 parsel 16 numaralı meskenin alındığını her iki taşınmazda davacının katkısının bulunmadığını, ..."da bulunan arsanın 2000 yılından önce satın alınıp davacının tedavisi için elden çıkarıldığını, yazlık niteliğindeki 940 ada 1 parselin ( 68 ada 7 parsel) 1998 yılında davalının babasından intikal eden taşınmazın satımından elde edilen para ile alındığını bildirmiş ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davalının 1980-1985 yılları arasında Libya"da çalıştığı dönemde davacının çalışarak kendi geçimini sağlayacak kadar gelir elde ettiği, 2079 ada 10 parsel 1999 yılında davalı adına tescil edilmişse de, bu ev 1970 yılında davacının çalışmasından önce edinildiğinden davacının katkısının bulunmadığı, ..."da bulunan 940 ada 1 parselin 1998 yılında davalının babasına ait taşınmazın satımından elde edilen para ile satın alındığı ve ..."da bulunan taşınmazın ada ve parsel numarası belirtilmediğinden davanın reddine karar verilmesi üzerine, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar 24.12.1959 tarihinde evlenmiş, 13.01.2009 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 30.06.2012 tarihinde kesinleşmesiyle, mal rejimi sona ermiştir (TMK.nun 225/2.m.). Sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden, eşler arasında evlenme tarihinden 4721 sayılı TMK"nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı TKM"nin 170. maddesi gereğince mal ayrılığı, ve bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise, yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK.nun 202, 4722 s.Y.nın 10.m.).
Dosya kapsamı, dava dilekçesindeki açıklamalar ve temyiz dilekçesinin kapsamına göre temyize konu dava, 01.01.2002 tarihinden önce satın alınıp davalı adına tescil edilen taşınmazlar yönünden katkı payı alacağı ve 01.01.2002 tarihinden sonra edinilen 502 ada 69 parsel 16 numaralı mesken üzerindeki TMK"nun 202 ve devamı maddelerine dayanan katılma alacağı isteğine ilişkindir.
Kural olarak, 743 sayılı TKM"nin yürürlükte olduğu; 01.01.2002 tarihinden önce eşler arasında yasal mal ayrılığının geçerli olduğu dönemde, karı ve kocanın diğerinden katkı payı karşılığında bir tazminat isteyebilmesi için mutlaka parasal veya para ile ölçülebilen maddi bir değer koymak suretiyle katkısının bulunması gerekir. Somut olay da, ... da bulunduğu belirtilen arsaya ilişkin olarak mahkeme tarafından kesin süre verilmesine rağmen davacı tarafça, arsanın ada ve parsel numarası bildirilmediğinden, bu taşınmaza ilişkin dava ispatlanmadığına, 1999 yılında davalı adına tescil edilmişse de 1970 yılında davacının çalışmasından önce edinildiği saptanan 2079 ada 10 parsel ve 1998 yılında satın alınan yazlık niteliğindeki 940 ada 1 parselin edinilmesinde davacının çalışarak katkıda bulunduğu ispatlanamadığına göre, davacı vekilinin bu taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarının reddiyle hükmün parseller yönünden ONANMASINA,
Davacı vekilinin 502 ada 69 parsel 19 numaralı meskene yönelik temyiz itirazlarına gelince; Dava konusu taşınmaz 17.07.2007 tarihinde satın alınarak davalı adına tescil edilmiş olup davacının isteği yukarı da açıklandığı üzere taşınmaz üzerindeki katılma alacağına ilişkindir. Evlilik içinde 01.01.2002 tarihi sonrası eşlerden biri adına edinilen mal varlığı üzerinde diğer eşin yasadan kaynaklanan artık değerin yarısı oranında katılma alacağı isteme imkanı bulunmaktadır. (TMK"nun 231, 236/1.m.) TMK"nun 222. maddesi gereğince, belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Bir eşin bütün mallarının aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilmesi gerekir. Katılma alacağı bakımından talepte bulunan eşin çalışıp çalışmaması veya herhangi bir katkıda bulunup bulunmamasının bir önemi de yoktur. Katılma alacağı yasadan kaynaklanmaktadır. Bu tür davalarda, eklenecek değerden (TMK"nun m. 229) ve denkleştirmeden (TMK"nun m. 230) elde edilen miktarlarda dahil olmak üzere edinilmiş malın (TMK"nun m. 219) toplam değerinden mala ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin (TMK"nun m. 231) yarısı üzerinden (TMK"nun m. 236/1) katılma alacağının hesaplanması gerekir.
Somut olayda, davalı vekili 17.07.2006 tarihinde satın alınan 502 ada 69 parsel 16 numaralı meskenin davalıya ait kişisel mal niteliğindeki 2079 ada 10 parsel sayılı taşınmazın satımından elde edilen para ile satın alınan kişisel mal olduğu iddiasında bulunmuşsa da, dosya kapsamına göre kişisel mal niteliğindeki 2079 ada 10 parsel sayılı taşınmazın, temyize konu 502 ada 69 parsel 16 numaralı meskenin alım tarihinden yaklaşık 9 ay sonra üçüncü kişiye devredildiği, davalının bu taşınmazdan elde etmiş olduğu satım bedelini 502 ada 69 parsel 16 numaralı meskenin ediminde kullandığına dair TMK"nun 6 ve 222/ son maddesi kapsamında soyut beyanı dışında delil elde edilemediğinden taşınmazın tamamının edinilmiş mal olarak kabulü gereklidir. Bu halde taşınmazın karar tarihine en yakın tarihteki değerinin (sürüm değeri) taşınmaz başında emlakçı bilirkişi ve inşaat mühendisi bilirkişi vasıtasıyla icra edilecek keşif sonucunda tespit edilerek, TMK"nun 236. maddesi gereğince bu bedelin yarısının davacının katılma alacağı olduğu göz önünde tutularak talep hakkında bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
Davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı görülen hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3.maddesi yollaması ile HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/1. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 3.415,50 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 19.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. .