7. Hukuk Dairesi 2015/6844 E. , 2016/6247 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
(İş Mahkemesi Sıfatıyla)
Dava Türü : Alacak
YARGITAY İLAMI
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı davalı iş yerinde 24/08/2007 - 28/09/2012 tarihler arasında kesintisiz olarak çalıştığını, iş yerinde servis şoförlüğü, aşçılık ve temizlik işleri gibi işleri gördüğünü, her gün sabah 05:30 işe başlayıp akşam 20:00 işi bıraktığını, davalı işveren tarafından 28/09/2012 tarihinde yarın işe gelmemesi söylenerek iş akdinin haksız olarak feshedildiğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık ücretli izin alacağı ve fazla mesai alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında davacının iş akdinin hangi tarafça feshedildiği ve feshin haklı nedene dayanıp dayanmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Davacı davalı işveren tarafından 28/09/2012 tarihinde kendisine yarın işe gelmemesi söylenerek iş akdinin haksız olarak feshedildiğini iddia etmiş , davalı ise davacı devamsızlık yaptığından sözleşmeyi kendilerinin feshettiğini ,davacının işe dönmesi için uğraştıklarını ancak davacının dönmediğini savunmuştur. Davalı ..."ın 05/06/2013 tarihli duruşmadaki beyanında ise davacıyı işten çıkartmadığını, personeli toplayarak kendilerine çeki düzen vermelerini, velilerden çok şikayet aldığımı söylediğini, bunları tam olarak uyarı amaçlı söylediğini, kesinlikle işten çıkartma gibi bir amacının olmadığını, ancak davacının ertesi günü işbaşı yapmadığını beyan etmiştir.
Yargılama sırasında dinlenen davacı tanıklarından ..... davalının arabayı hızlı kullanmasından ötürü davacıyı defalarca uyardığını, işveren ...’ın personellerini genellikle her akşam toplayıp nasihat verdiğini, yaklaşık 7-8 ay öncede tam hatırlayamadığı bir tarihte yine toplandıklarını, davalının iş konusunda öğütler vermeye başladığını, çalışma performanslarından memnun olmadığını söylediğini, kesinlikle sizi işten çıkarırım yarın işe gelmeyin diye söz söyleyip söylemediğini hatırlamadığını, ancak o gün genel olarak konuşup öğüt verdiğini, davacı ..."e kendisine işten çıkarttığını yarın gelmemesi gerektiğini söylemediğini, bu olaydan sonra ertesi gün herkesin işbaşı yaparak normal çalışmamıza devam ettiğini ancak davacının ertesi gün gelip işbaşı yapmadığını, daha sonraları ben kendisine niye gelmediğini sorduğunda davacının orda çalışmak istemediğini söylediğini, o esnada diğer rehabilitasyon merkezinde çalışmaya başladığını beyan etmiş ,diğer davacı tanığı ... ise yaklaşık 8 ay kadar önce davacı ve davalı ile birlikte oturduklarını, davalı ...’ın herkese hitaben bundan sonra çalışmalara dikkat edilmesi gerektiğini yoksa bu şekilde devam etmeyeceğini, icap ettiğinde kendisinin tek başına çalışacağını söylediğini, davalı ...’ın bu sözleri davacıyı kovma amaçlı değil herkesi uyarı amaçlı söylediğini daha sonra davalı ayrıldıktan sonra davacı ... arabanın anahtarını bırakarak ayrıldığını, o günden sonra bir daha işe gelmediğini , bundan sonra kendisini neden işe gelmediği için aradıklarında davacının bu laflardan sonra gelip çalışmayacağını söylediğini, davalı ..."ın davacıyı neden işe gelmediği konusunda arayıp aramadığını bilmediğini, davalı ... toplantıda "Yarın işe gelmeyin, icap ederse ben kendi işimi kendim görürüm" diye söylediğini , ancak biz ertesi gün işyerine gidip işbaşı yaptıklarında herhangi bir şey demediğini, normal çalışmaya devam ettiklerini beyan etmiştir.
Davalı tanıklarından .... gerek kendisi hakkında gerek davacı hakkında arabayı hızlı sürdüğünden dolayı şikayetler geldiğini, arabanın içindeki öğrenciler genellikle engelli olduğu için yavaş da gitsek şikayetler aldıklarını, yaklaşık 7 ay kadar önce ..."la aralarında bir öğrenci velisi yüzünden tartışma çıktığını, davalı ...’ın ilk olarak gelip kendisine bağırdığını, daha sonra davacı ile tartışmaya başladığını, ‘’ anahtarlarınızı bırakıp gidin, ben kendi işimi kendim yapacağım’’ diye kendilerine hitaben ve diğer işçileri de kastedecek şekilde bundan sonra gelmeyin tarzında laflar söylediğini, davacı o günden sonra işe gelmediğini, kendisinin ise 2 gün sonra ..."ın çağırması üzerine işe gidip işbaşı yaptığını davalı ... ile birlikte ..."in işe dönmesi için ikna etmeye çalıştıklarını, ancak kendisinin o işyerine dönmek istemediğini söyleyerek teklifi red ettiğini beyan etmiştir.
Mahkemece davalı tarafından işçilerin işe gelmemesinin söylendiği sabit olup sözün sadece davacıyı kastederek söylenmiş bir sözden ziyade tüm çalışanlara hitaben söylenen bir söz olması, davacı haricinde diğer çalışanların ertesi gün işe gelerek sorunsuz bir şekilde işe başlamış olmaları ve sadece davacının işe gelmemiş olması dikkate alındığında davalı tarafından yapılan bir feshin söz konusu olmadığı, dolayısıyla ortada işveren tarafından yapılan haksız bir fesih olmayıp, davacının kendi iradesiyle işten ayrılması söz konusu olduğundan bu duruma göre, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamaması sebebiyle taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Somut olayda davalı tanığı Bahattin’in beyanına göre davacının işyerinde şoför olarak çalıştığı, süratli araba kullanması nedeniyle şikayetler gelmesi üzerine işverenin işçileri toplayarak özellikle davacıyı ve davalı tanığı Bahattin’i kast ederek ‘’anahtarları bırakıp gidin ben kendi işimi kendim yapacağım ‘’ dediği bu sözlerin fesih niteliğinde olduğu , davalı tanığının daha sonra işe başlamasının yeni bir iş akdi niteliğinde olduğu ve davalı işverence feshin haklı nedene dayandığı da ispatlanmadığından mahkemece davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle reddine karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 15.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.