
Esas No: 2019/2354
Karar No: 2019/5497
Karar Tarihi: 29.04.2019
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2019/2354 Esas 2019/5497 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
..........
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı ... ile 14.6.2016 tarihind.......kapsamında imzalanan sözleşmeyle arsasını davalıya verdiğini, arsa üzerinde bulunan ev, muhdesat ve ağaçların yıkıldığını, ancak belediyenin daha sonra projeden vazgeçtiğini ileri sürerek, taşınmazın ve ağaçların tapu devir tarihindeki ....... birim fiyatlarına göre hesaplanan değerinden fazlası saklı kalmak üzere 10.000 TL"nin tahsilini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak, uyuşmazlığın çözümünde idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle yargı yolu bakımından görevsizlik kararı verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, davacı ile davalı ... arasında ......çerçevesinde imzalanan sözleşme uyarınca, arsa üzerinde bulunan ev, müştemilat ve ağaçların yıkılması ve ancak sonradan projeden vazgeçilmesi nedeniyle oluşan zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın idari yargıda görülmesi gerektiğinden bahisle davanın usulden reddine karar verilmiş olup, eldeki davada çözülmesi gereken husus davaya bakma görevinin adli yargıya mı, idari yargıya mı ait olduğu hususudur.
Benzer bir olayda davanın reddine dair direnme kararının Yargıtay Hukuk Genel Kurulunda görüşülmesi sırasında, Dairemizce de benimsenen kararda da belirtildiği üzere taraflar arasında yapılan sözleşmenin tarafların özgür iradesiyle düzenlendiği, davacının özel hukuk hükümlerine tabi bu sözleşme uyarınca talepte bulunduğu, davacının bu talebinin kişisel hakka dayandığı, bu nedenle uyuşmazlıkta idari yargı değil adli yargı mahkemelerinin görevli olduğu anlaşılmaktadır. (Hukuk Genel Kurulunun 10.06.2015 gün 2014/13-1500 esas, 2015/1519 karar numaralı kararı)
Bilindiği üzere görev hususu kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilmesi gereken bir husustur. Bu bağlamda mahkemenin, görevli olup olmadığını talep olmasa dahi kendiliğinden gözetmesi zorunludur. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak da oluşmaz. Bu itibarla yukarıda belirtilen Hukuk Genel Kurulu kararı uyarınca davacının talebinin özel hukuk hükümlerine tabi kişisel hakka dayalı olduğu, uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle görevli mahkemenin adli yargı mahkemesi olduğu gözetilerek işin esasına girilmek suretiyle hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerekirken mahkemenin değinilen bu yönü gözardı ederek yazılı şekilde karar vermiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 29/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
......