MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... Telekom A.Ş ve diğeri aleyhine 20/09/2010 gününde verilen dilekçe ile baz istasyonunun kaldırılmasının istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 30/11/2010 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı ... tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma gereğince karar verilmiş olmasına göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Diğer temyiz itirazına gelince; davacılar, komşu apartman üzerine davalı şirket tarafından kurulan GSM baz istasyonunun insan sağlığı yönünden tehlike yarattığını belirterek, baz istasyonunun sökülerek yarattığı tehlikenin giderilmesini istemişlerdir. Yerel mahkemece istem kabul edilmiş; karar, davalılardan ... tarafından temyiz olunmuştur.
Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasası gereğince yargılama ancak davanın tarafları arasında yapılır ve karar da davanın tarafları hakkında verilir. Yöntemine uygun dava açmayan kişiler hakkında karar verilemez. Katılma, (asli müdahale) durumu ise; Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasası"nda düzenlenmemiş olmakla birlikte Yargıtay uygulamaları ile kabul edilmiştir. Asli müdahale ilk davadan, ayrı bağımsız bir dava niteliğindedir. Bu nedenle katılma (asli müdahale) isteğinde bulunandan 492 sayılı Harçlar Yasası"nın 2, 6 ve 28. maddeleri gereğince dava harçlarının alınması, kendisine davanın taraflarına ilişkin düzenlemelerin uygulanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
Dava konusu olayda; davacı, harcı alınmış olan 13.5.2009 günlü dava dilekçesinde, baz istasyonunun kaldırılmasını istemiştir. Yargılama sırasında, davacı ile aynı mahallede fakat farklı sokaklarda evleri bulunan ..., ... ve ..., harçlandırılmamış olan 01.06.2009 günlü dilekçeleri ile davaya katılma (asli müdahale) isteminde bulunmuşlar, yerel mahkemece de 15.10.2009 günlü oturumda adı geçenlerin davaya katılma istemlerinin kabulüne karar verilmiştir.
Dava açılmasının yol ve yöntemi Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasası"nda belirtilmiş olup öncelikle harçlandırılmış bir dava dilekçesinin bulunması gerektiğinden, yöntemine uygun olarak açılmış tek bir dava bulunmaktadır. Davaya sonradan katılan ..., ... ve ... tarafından usulüne uygun açılmış ayrı davalar bulunmamaktadır.
Yerel mahkemece açıklanan yönler ve uyuşmazlığın niteliği gözetilerek, davalı yanın tek bir avukatlık ücreti ile sorumlu tutulması gerekirken davaya katılanlar yararına da avukatlık ücreti takdir edilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekirse de belirlenen bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasası’nın 438/7. maddesi gereğince kararın düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle hüküm fıkrasının ..., ... ve ... yararına avukatlık ücreti takdirine ilişkin 7 nolu bendinin tümden silinerek hüküm fıkrasından çıkartılmasına; öteki temyiz itirazlarının ilk bentteki nedenlerle reddiyle kararın düzeltilmiş bu biçiminin ONANMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 21/04/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.