4. Hukuk Dairesi 2010/4852 E. , 2011/4507 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... ve Avukat ... tarafından, davalı ... Mat. San. ve Tic. Ltd. Şti ve diğerleri aleyhine 06/07/2009 gününde verilen dilekçe ile yayın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 04/02/2010 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Davalılardan ..."ın temyiz itirazı yönünden; dava, basın yolu ile kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğranılan manevi zararın ödetilmesi isteğine ilişkindir. Yerel mahkemece, eleştiri sınırlarını aşan yayın içeriğinin, hukuka uygun olmadığı gerekçesiyle istemin bir bölümü kabul edilmiş; karar, davalılar tarafından temyiz olunmuştur.
Davacı, 17.02.2009 günlü Yarın gazetesinde davalılardan ... tarafından yazılan köşe yazılarında kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu ileri sürerek, davalıların manevi tazminat ile sorumlu tutulmalarını istemiştir.
Davalılar ise, eleştiri niteliğindeki yazıların davacının kişilik haklarına saldırı oluşturmadığını belirterek, istemin reddedilmesi gerektiğini savunmuşlardır.
Yayın gününde yürürlükte bulunan 5187 sayılı Basın Yasası"nın 13/1. maddesi gereğince, basılmış eserler yolu ile gerçekleştirilen eylem nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararlardan dolayı, süreli yayınlarda eser sahibi ile yayın sahibi ve varsa temsilcisi ortaklaşa ve dayanışmalı olarak (müştereken ve müteselsilen) sorumlu olup hukuki sorumlular arasında sorumlu yazı işleri müdürü bulunmamaktadır.
5187 sayılı Basın Yasası"nın 2/c maddesi gereğince süreli yayın niteliğindeki dava konusu haberin yayımlandığı gazetenin sorumlu yazı işleri müdürü olan davalılardan ..."a, yukarıda belirtilen yasal düzenleme gereğince, husumet yöneltilemeyeceği gözetilerek, hakkında istemin pasif husumet yokluğu nedeniyle reddedilmemiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir
2-Davalılardan Yarın Gazetecilik Matbaacılık Sanayi ve Ticaret Ltd Şti, ..., ... ve ..."in temyiz itirazlarına gelince;
Basın özgürlüğü, Anayasanın 28. maddesi ile 5187 sayılı Basın Yasasının 1. ve 3. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerde basının özgürce yayın yapmasının güvence altına alındığı görülmektedir. Basına sağlanan güvencenin amacı; toplumun sağlıklı, mutlu ve güvenlik içinde yaşayabilmesini gerçekleştirmektir. Bu durum da halkın dünyada ve özellikle içinde yaşadığı toplumda meydana gelen ve toplumu ilgilendiren konularda bilgi sahibi olması ile olanaklıdır. Basın, olayları izleme, araştırma, değerlendirme, yayma ve böylece kişileri bilgilendirme, öğretme, aydınlatma ve yönlendirmede yetkili ve aynı zamanda sorumludur. Basının bu nedenle ayrı bir konumu bulunmaktadır. Bunun içindir ki, bu tür davaların çözüme kavuşturulmasında ayrı ölçütlerin koşul olarak aranması, genel durumlardaki hukuka aykırılık teşkil eden eylemlerin değerlendirilmesinden farklı bir yöntemin izlenmesi gerekmektedir. Basın dışı bir olaydaki davranış biçiminin hukuka aykırılık oluşturduğunun kabul edildiği durumlarda, basın yoluyla yapılan bir yayındaki olay hukuka aykırılık oluşturmayabilir.
Ne var ki basın özgürlüğü sınırsız olmayıp, yayınlarında Anayasanın Temel Hak ve Özgürlükler bölümü ile Türk Medeni Kanununun 24 ve 25. maddesinde yer alan ve yine özel yasalarla güvence altına alınmış bulunan kişilik haklarına saldırıda bulunulmaması da yasal ve hukuki bir zorunluluktur.
Basın özgürlüğü ile kişilik değerlerinin karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin çatışan iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Bu iki değerden birinin diğerine üstün tutulması gerektiği, bunun sonucunda da, daha az üstün olan yararın daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Bunun için temel ölçüt kamu yararıdır. Gerek yazılı ve gerekse görsel basın bu işlevini yerine getirirken, özellikle yayının gerçek olmasını, kamu yararı bulunmasını, toplumsal ilginin varlığını, konunun güncelliğini gözetmeli, haberi verirken özle biçim arasındaki dengeyi de korumalıdır. Yine basın, objektif sınırlar içinde kalmak suretiyle yayın yapmalıdır. O anda ve görünürde var olup da sonradan gerçek olmadığı anlaşılan olayların yayınından da basın sorumlu tutulmamalıdır.
Dava konusu yayınlarda; belediye başkanı adayı olan davacının da girdiği seçimler öncesinde, başkanlık görevine gelecek kişilerin taşıması gerektiği düşünülen özelliklerin sıralandığı yazıların içerikleri ve yukarıdaki ilkeler birlikte değerlendirildiğinde, eleştiri sınırlarını aşmayan yazıların davacının kişilik haklarına saldırı oluşturmadığı sonucuna varılmaktadır.
Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, istemin tümden reddedilmesi gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçeyle, davalıların manevi tazminat ile sorumlu tutulmuş olmaları doğru olmadığından, karar bu nedenle de bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda (1) sayılı bentte gösterilen nedenle davalılardan ... yararına; (2) sayılı bentte gösterilen nedenle diğer davalılar Yarın Gazetecilik Matbaacılık Sanayi ve Ticaret Ltd Şti, ..., ... ve ... yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 21/04/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.