
Esas No: 2014/2239
Karar No: 2014/2239
Karar Tarihi: 22/6/2015
Anayasa Mahkemesinin bu kararı bireysel başvuru kararı olup kişisel veri içerme ihtimali bulunmaktadır. Her ne kadar yayınlamakta yasal bir sakınca bulunmasa da bunun kişilere zarar verme ihtimali karşısında bu kararı yayınlamıyoruz.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
ERDAL EFE VE BURHAN ÖZSOY BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2014/2239) |
|
Karar Tarihi: 22/6/2015 |
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Alparslan ALTAN |
Üyeler |
: |
Serdar ÖZGÜLDÜR |
|
|
Celal Mümtaz AKINCI |
|
|
Muammer TOPAL |
|
|
M. Emin KUZ |
Raportör Yrd. |
: |
Derya ATAKUL |
Başvurucular |
: |
Erdal EFE |
|
|
Burhan ÖZSOY |
Vekilleri |
: |
Av. Ali AYDEMİR |
|
|
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvurucular, "resmi belgede sahtecilik" suçunu işledikleri
iddiasıyla yargılandıkları davanın halen devam ettiğini ve yargılamanın makul
sürede sonuçlandırılamadığını belirterek, adil yargılanma haklarının ihlal
edildiğini ileri sürmüşler, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuşlardır.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru, 19/2/2014 tarihinde Anayasa Mahkemesine doğrudan
yapılmıştır. İdari yönden yapılan ön incelemede başvurunun Komisyona
sunulmasına engel bir durumunun bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. İkinci Bölüm İkinci Komisyonunca, 31/3/2014 tarihinde,
kabul edilebilirlik incelemesi Bölüm tarafından yapılmak üzere, dosyanın Bölüme
gönderilmesine karar verilmiştir.
4. Bölüm Başkanı tarafından 12/6/2014 tarihinde, kabul
edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
5. Başvuru konusu olay ve olgular ile başvurunun bir örneği,
görüş için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir. Adalet Bakanlığının 14/7/2014
tarihli yazısında, Anayasa Mahkemesinin önceki kararlarına ve bu kapsamda
sunulan görüşlerine atfen, başvuru hakkında görüş sunulmayacağı bildirilmiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
A. Olaylar
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve
UYAP aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde olaylar özetle
şöyledir:
7. Kızıltepe Cumhuriyet Başsavcılığınca "resmi belgede
sahtecilik" suçundan yürütülen soruşturma kapsamında,
başvuruculardan Burhan Özsoy’un ifadesi 4/3/2007 tarihinde, Erdal Efe’nin
ifadesi 5/3/2007 tarihinde alınmıştır.
8. Başvurucular ve diğer üç şüpheli hakkında, Kızıltepe
Cumhuriyet Başsavcılığının 14/2/2012 tarihli ve E.2012/361 sayılı iddianamesi
ile "resmi
belgede sahtecilik" suçunu işledikleri iddiasıyla kamu davası
açılmıştır.
9. Kızıltepe 2. Asliye Ceza Mahkemesinin E.2012/185 sayılı
dosyasına kaydedilen davada yargılama halen devam etmektedir.
10. Başvurucular, 19/2/2014 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuşlardır.
B. İlgili
Hukuk
11. 26/9/2004 tarih ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 204.
maddesinin (1) numaralı fıkrası.
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
12. Mahkemenin 22/6/2015 tarihinde yapmış olduğu toplantıda,
başvurucuların 19/2/2014 tarih ve 2014/2239 numaralı bireysel başvuruları
incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucuların İddiaları
13. Başvurucular, Kızıltepe Cumhuriyet Başsavcılığınca
yürütülen soruşturma kapsamında, "resmi belgede sahtecilik" suçundan 2007
yılında ifadelerinin alındığını, Başsavcılıkça 14/2/2012 tarihinde haklarında
açılan kamu davasının halen devam ettiğini ve yargılamanın makul sürede
sonuçlandırılamadığını belirterek, adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini
ileri sürmüşlerdir.
B. Değerlendirme
1. Kabul Edilebilirlik Yönünden
14. Başvuru formu ile eklerinin incelenmesi sonucunda, açıkça
dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini
gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul
edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
15. Başvurucular, Kızıltepe Cumhuriyet Başsavcılığınca 2007
yılında ifadelerinin alınmasıyla başlayan yargılama sürecinin halen devam
ettiğini ve yargılamanın makul sürede sonuçlandırılamadığını belirterek, adil
yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
16. Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (Sözleşme)
ortak koruma alanı dışında kalan bir hak ihlali iddiasını içeren başvurunun
kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi mümkün olmayıp (B. No: 2012/1049,
26/3/2013, § 18), Sözleşme metni ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)
kararlarından ortaya çıkan ve adil yargılanma hakkının somut görünümleri olan
alt ilke ve haklar, Anayasa’nın 36. maddesinde yer verilen adil yargılanma
hakkının da unsurlarıdır. Anayasa Mahkemesi de Anayasa’nın 36. maddesi uyarınca
inceleme yaptığı birçok kararında, ilgili hükmü Sözleşme’nin 6. maddesi ve AİHM
içtihadı ışığında yorumlamak suretiyle, Sözleşme’nin lâfzî içeriğinde yer alan
ve AİHM içtihadıyla adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil edilen ilke ve
haklara, Anayasa’nın 36. maddesi kapsamında yer vermektedir. Somut başvurunun
dayanağını oluşturan makul sürede yargılanma hakkı da yukarıda belirtilen
ilkeler uyarınca adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil olup, ayrıca
davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılmasının yargının
görevi olduğunu belirten Anayasa’nın 141. maddesinin de Anayasa’nın
bütünselliği ilkesi gereği, makul sürede yargılanma hakkının
değerlendirilmesinde göz önünde bulundurulması gerektiği açıktır (B. No:
2012/13, 2/7/2013, §§ 38–39).
17. Davanın karmaşıklığı, yargılamanın kaç dereceli olduğu,
tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun
davanın hızla sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar, bir
davanın süresinin makul olup olmadığının tespitinde göz önünde bulundurulması
gereken kriterlerdir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 41–45).
18. Anayasa’nın 36. ve Sözleşme’nin 6. maddesi uyarınca
kişilere, cezai alanda yöneltilen suçlamaların da (suç isnadı) makul sürede
karara bağlanmasını isteme hakkı tanınmıştır. İsnat olunan fiil, ceza
kanunlarında suç olarak nitelendirilmiş ve yargılama aşamasında ceza hukukunun
kuralları uygulanmış ise ayrıca bir uygulanabilirlik incelemesi yapılmaksızın
kendiliğinden adil yargılanma hakkının kapsamına girer (B. No: 2013/625,
9/1/2014, § 31). Başvuru konusu olayda, başvurucular hakkında, "resmi belgede
sahtecilik" suçunu işledikleri iddiasıyla soruşturma
başlatılmıştır. Başvurucular hakkında isnat olunan suç 5237 sayılı Kanun’un
204. maddesinin (1) numaralı fıkrasında hapis cezasını gerektirir şekilde tanımlanmıştır.
Bu çerçevede başvurucular hakkındaki suç isnadına dayalı yargılamanın
Anayasa’nın 36. maddesinin güvence kapsamına girdiği konusunda kuşku
bulunmamaktadır (B. No: 2012/625, 9/1/2014, § 32).
19. Ceza muhakemesinde yargılama süresinin makul olup
olmadığı değerlendirilirken sürenin başlangıcı, bir kişiye suç işlediği
iddiasının yetkili makamlar tarafından bildirilmesi veya isnattan ilk olarak
etkilendiği arama ve gözaltı gibi bir takım
tedbirlerin uygulanması anı ya da kamu davasının açıldığı tarihtir. Somut
başvuru açısından bu tarihler, başvuruculardan Burhan Özsoy için ifadesinin
alındığı 4/3/2007 tarihi, Erdal Efe için ifadesinin alındığı 5/3/2007
tarihidir. Ceza yargılamasında sürenin sona erdiği tarih, suç isnadının nihai
olarak karara bağlandığı, yargılaması devam eden davalar yönünden ise Anayasa
Mahkemesinin makul süre şikâyetiyle ilgili kararını verdiği tarihtir (B. No:
2013/695, 9/1/2014, § 35).
20. Başvuruya konu yargılama sürecinin incelenmesinde,
Kızıltepe Cumhuriyet Başsavcılığınca "resmi belgede sahtecilik" suçundan yürütülen
soruşturma kapsamında, başvuruculardan Burhan Özsoy’un ifadesinin 4/3/2007
tarihinde, Erdal Efe’nin ifadesi 5/3/2007 tarihinde alındığı tespit edilmiştir.
Başvurucular ve diğer üç şüpheli hakkında, Kızıltepe Cumhuriyet Başsavcılığının
14/2/2012 tarihli iddianamesi ile "resmi belgede sahtecilik" suçunu işledikleri
iddiasıyla kamu davası açıldığı, Kızıltepe 2. Asliye Ceza Mahkemesinin
E.2012/185 sayılı dosyasına kaydedilen davada yargılamanın halen devam ettiği
anlaşılmıştır.
21. 4/12/2004 tarih ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun
öngördüğü yargılama usullerine tabi mahkemeler nezdindeki yargılamaların makul
sürede tamamlanmadığı yönündeki iddialar daha önce bireysel başvuru konusu
yapılmış ve Anayasa Mahkemesi tarafından makul sürede yargılanma hakkının ihlal
edildiği yönünde kararlar verilmiştir (B. No: 2012/625, 9/1/2014, §§ 23-41; B.
No: 2013/695, 9/1/2014, §§ 24-40).
22. Başvurunun değerlendirilmesi neticesinde, başvuruya konu
ceza davası; hukuki meselenin çözümündeki güçlük, maddi olayların karmaşıklığı,
delillerin toplanmasında karşılaşılan engeller, taraf sayısı gibi kriterler
dikkate alındığında karmaşık olmaktan uzaktır. Başvurucuların tutum ve
davranışlarıyla ve usuli haklarını kullanırken
özensiz davranmalarıyla yargılamanın uzamasına önemli ölçüde sebep oldukları da
söylenemez. Anılan davaya bütün olarak bakıldığında, somut başvuru açısından
farklı bir karar verilmesini gerektirecek bir yön bulunmadığı ve söz konusu
sekiz yılı aşkın süredir devam eden yargılama sürecinde makul olmayan bir
gecikmenin olduğu sonucuna varılmıştır.
23. Açıklanan nedenlerle,
başvurucuların Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede
yargılanma haklarının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
3. 6216 Sayılı Kanun’un 50. Maddesi Yönünden
24. Başvurucular, yargılama
makul sürede sonuçlandırılamadığı için ayrı ayrı 20.000,00 TL maddi ve
20.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmişlerdir.
25. 6216 sayılı Anayasa
Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun"un “Kararlar” kenar başlıklı 50. maddesinin
(2) numaralı fıkrası şöyledir:
“Tespit edilen ihlal
bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak
için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden
yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine
tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu
gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa
Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan
kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”
26. Başvurucuların tarafı
oldukları uyuşmazlığa ilişkin sekiz yılı aşkın süredir devam eden yargılama
süresi nazara alındığında, yargılama faaliyetinin uzunluğu sebebiyle, yalnızca
ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında
başvuruculara ayrı ayrı net 8.300,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar
verilmesi gerekir.
27. Başvurucu tarafından maddi
tazminat talebinde bulunulmuş olmakla beraber, tespit edilen ihlal ile iddia
edilen maddi zarar arasında illiyet bağı bulunmadığı anlaşıldığından, başvurucuların
maddi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekir.
28. Başvurucular tarafından
yapılan ve dosyadaki belgeler uyarınca tespit edilen 206,10 TL harç ve 1.500,00
TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 1.706,10 TL yargılama giderinin başvuruculara
müştereken ödenmesine karar verilmesi gerekir.
29. Başvuruya konu yargılamanın
sekiz yılı aşkın süredir devam ettiği ve bu hususun makul sürede yargılanma
hakkını ihlal ettiği gözetilerek, anayasal bir hakkın ihlal edildiği açık olan
bir yargılama dosyasında, hukuka, adalete ve mahkemeye güven ilkesinin gördüğü
zararın devam etmesinin önlenmesi amacıyla, yargılamanın mümkün olan en kısa
sürede sonuçlandırılmasını teminen, kararın bir
örneğinin ilgili Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan
gerekçelerle;
A. Başvurucuların;
1. Yargılamanın makul sürede sonuçlandırılamadığı yönündeki
iddialarının KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
2. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına
alınan makul sürede yargılanma haklarının İHLAL EDİLDİĞİNE,
B. Başvuruculara ayrı ayrı net 8.300,00 TL manevi TAZMİNAT
ÖDENMESİNE, başvurucuların
tazminata ilişkin diğer taleplerinin REDDİNE,
C. Başvurucular tarafından yapılan 206,10 TL harç ve 1.500,00 TL
vekâlet ücretinden oluşan toplam 1.706,10 TL yargılama giderinin BAŞVURUCULARA
MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE,
D. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucuların Maliye
Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına; ödemede
gecikme olması halinde, bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar
geçen süre için yasal faiz uygulanmasına,
E. Kararın bir örneğinin Kızıltepe 2. Asliye Ceza Mahkemesine
gönderilmesine,
22/6/2015
tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.