17. Hukuk Dairesi 2015/17150 E. , 2016/3548 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki rücuen tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, şirketleri tarafından kasko poliçesi ile sigortalanan aracın yaptığı tek taraflı kazada hasar gördüğünü, sigortalılarına 38.000,00 TL. hasar bedelini 12.10.2012 tarihinde ödediklerini, araçtan 16.780,00 TL. sovtaj geliri elde ettiklerini, kazanın % 75 oranında yol kusurundan kaynaklanması nedeniyle yoldan sorumlu davalının zarardan sorumlu olduğunu, rücuen tahsil için idari yargıda açtıkları davada ... İdare Mahkemesi"nin 2013/48-1140 sayılı dosyasında yargı yolu bakımından görevsizlik nedeniyle davanın reddine verildiğini, bu kararın kesinleştiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 15.915,00 TL. rücuen tazminatın ödeme tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, kazanın oluşumunda idarenin kusuru bulunmadığını, davacının sigortalısının kusuru nedeniyle kazanın meydana geldiğini, talebin fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, kararda yazılı gerekçelerle ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile 4.244,00 TL"nin 12.10.2012 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, davalı idare aleyhine, yoldaki münferit çukurların kapatılması amacıyla fazla dökülen mıcırın yola dağılması nedeniyle bakım ve yapım hususunda trafik düzenini ve güvenliğini sağlama sorumluluğuna (hizmet kusuruna) dayanılarak açılan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Yargı yolu kavramı, bir hukuk sisteminde, herhangi bir davaya o hukuk sistemine dâhil yargı mercilerinden hangisinde bakılacağını ifade eder.Uyuşmazlığa hangi yargı kolunda bakılacağı hususu, davanın genel şartlarından olup mahkemece re"sen dikkate alınması gerekir.
Bir kamu hizmeti görmekle yükümlü davalı idareye 2918 sayılı KTK.nın 7/a maddesinde; karayollarında mal ve can güvenliği yönünden gerekli işaretlemeleri yaparak önlemleri almak ve aldırma görevleri verilmiş bulunmaktadır. Bu görevin 2918 sayılı Yasada verilmiş olması bunun ihlali nedeniyle oluşacak zarardan dolayı idarenin Özel Hukuk hükümlerine tabi olacağı sonucunu doğurmaz. Hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar yönünden idare aleyhine tam yargı davasının idari yargı yerinde açılması gereklidir. Esasen 2918 sayılı Yasanın hukuki sorumluluğa ilişkin 85. vd. maddelerinde araç işletenin sorumluluğu bu yasa kapsamı dışında tutulmuştur.
2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi"nin Kuruluşu ve İşleyişi Hakkında Kanun"un 19. maddesinde “Adli, idari, askeri yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesi"ne başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesi"nin vermesine değin erteler. Yargı merciince, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası da temin edilerek, gerekçeli başvuru kararı ile birlikte dava dosyaları Uyuşmazlık Mahkemesi"ne gönderilir ” düzenlemesi yer almaktadır.
Dosya kapsamına göre; aynı konuda, ... İdare Mahkemesi"ne açılan davada 2013/48 E.-2013/1140 K. Sayılı ile adli yargı yolunun görevli olduğu gerekçesi ile davanın görev yönünden reddine verilerek kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında mahkemenin, eldeki uyuşmazlık yönünden idari yargı yolunun görevli olduğunu gözeterek, derdest bulunan dava dosyasındaki yargılamayı durdurmak suretiyle (UMK m. 19/I), dosyayı kül halinde yargı yolu uyuşmazlığının çözümlenmesi açısından Uyuşmazlık Mahkemesi"ne göndermesi, bu mahkemece verilecek kararı bekleyerek sonucuna göre vermesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde vermiş olması bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre, davacı vekili ve davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekili ve davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekili ve davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine 21/03/2016 gününde oybirliğiyle verildi.