10. Hukuk Dairesi 2017/1259 E. , 2017/8241 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, talep tarihindeki prim üzerinden, yurtdışında geçen borçlanmaya esas süreleri talep tarihinde Türk vatandaşı olma şartı aranmaksızın 3201 sayılı Yasa kapsamında borçlanabileceğinin tespitine karar verilmesi istemine ilişkindir.
Mahkeme, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava, talep tarihindeki prim üzerinden, yurtdışında geçen borçlanmaya esas süreleri talep tarihinde Türk vatandaşı olma şartı aranmaksızın 3201 sayılı Yasa kapsamında borçlanabileceğinin tespitine karar verilmesi istemine ilişkin olup, Mahkemece davanın kabulüne karar verildiği, hükmün Dairemizce infaza elverişli hale getirilerek düzeltilerek onanmasına karar verildiği, Karardan sonra Dairemiz onama kararından önce davacı vekilinin davadan feragat ettiği anlaşılmakla, Dairemizin 27.10.2016 gün 2849/14428 sayılı ilamının ortadan kaldırılması gerektiği anlaşılmıştır.
O hâlde, Dairemizin düzelterek onama ilamının kaldırılarak Mahkemenin kararı davadan feragat nedeniyle bozulmalıdır.
SONUÇ : 1- Feragat nedeniyle, Dairemizin Mahkemenin anılan kararının düzelterek onanmasına ilişkin 27.10.2016 gün 2849/14428 sayılı ilamının KALDIRILMASINA;
2-Hükmün esasına ilişkin temyiz itirazının incelenmesinde;
Davacı vekili, karar tarihinden sonra 29.4.2016 tarihli dilekçesi ile 6552 sayılı yasadan yararlanmak için davadan feragat ettiği anlaşılmaktadır.
Çekişmeli yargıda kural olarak, “tasarruf ilkesi” geçerlidir ve taraflar dava konusu üzerinde serbestçe tasarrufta bulunabilirler. Bu suretle davaya son verilebilmesinin bir yöntemi davadan feragattir ve anılan kurum 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 307 ila 312"nci maddelerinde (mülga 1086 sayılı Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu"nun 91 ila 94"üncü maddelerinde) düzenlenmiştir.
Hükmün kesinleşmesinden önceki herhangi bir aşamada davadan feragat edilebilir. Temyiz edilen ve fakat henüz temyiz Dairesince görüşülmeyen bir karar, usûl hukuku çerçevesinde kesinleşmiş olmadığından, bu aşamada davadan feragat mümkündür.
Hâkim, gördüğü davada tahkikatı bitirip hüküm kurduktan sonra davadan elini çekmiş olur ve kural olarak dava sonunda verilen karar temyiz edilip bozulmadan ve bu suretle yargılamaya yeniden başlanmadan davanın esası ile ilgili hiç bir karar veremez.
Feragat, davayı kesin olarak sonuçlandıran bir hukuki neden olduğundan, hakim karar verdikten sonra dahi belgelendirilen feragat üzerine davanın bu nedenle reddine karar verebilir ise de, Yargıtay uygulamalarında (örneğin Hukuk Genel Kurulu"nun 21.10.1981 gün 1981/2-551, 1981/683 ve 02.6.1982 günlü 1982/376-547sayılı kararları ile 11.04.1940 gün ve 1939/15-1940/70 sayılı tevhidi içtihat kararının gerekçesinden esinlenen uygulama) hüküm temyiz edildikten sonra vaki feragat üzerine mahkemece kendiliğinden bir karar verilmeyerek Yargıtay"ın bu konuda (feragat konusunda) mahkemece bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına dair verilecek kararından sonra ancak dosyayı ele alabilir ve feragate dayanarak davayı reddedebilir.
Bu itibarla; somut olayda davadan feragat edildiği bildirdiğinden, hükümden sonra ortaya çıkan ve temyiz incelenmesine usulen engel oluşturan bu hukuki olgu çerçevesinde, davacının 6552 sayılı yasadan yararlanmak amacıyla davadan feregat ettiği gözetilerek yeniden inceleme yapılmak üzere mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesi gerekmektedir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün sair hususlar incelenmeksizin yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 23.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.