
Esas No: 2010/406
Karar No: 2010/4301
Karar Tarihi: 06.05.2010
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2010/406 Esas 2010/4301 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkiline kasko sigortalı... plakalı aracın, davalılardan ..."in maliki, ..."ın sevk ve idaresindeki ... plakalı aracın çarpması sonucu hasarlandığını belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere davalının trafik sigortasından 6.000,00 TL alındıktan sonra kalan 4.203,00 TL tazminatın 29.07.2007 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, müvekkilinin borçlu olduğu miktarın 1.979,00 TL olarak kabulü ile fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ..., arabayı sattığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre davanın kısmen kabulüyle, 1.978,08 TL"nin 29.07.2007 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1.Mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere,özellikle oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2.Dava kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece hasar bedelinin tespiti bakımından yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporu yerine davalı tarafça alınıp, davacı tarafından kabul edilmeyen ve itiraza uğrayan tek yanlı delil tespiti raporuna dayalı olarak hüküm kurulmuştur.Bu durumda yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporu ile delil tespiti raporu arasında hasar miktarı konusunda çelişki giderilmeden ve itibar ediliş gerekçesi de belirtilmeksizin delil tespiti raporu esas alınarak hüküm kurulması doğru görülmemiştir. O halde mahkemece, İstanbul Teknik Üniversitesi Trafik Kürsüsü ya da Karayolları Genel Müdürlüğü Trafik Fen Heyeti gibi kuruluşlardan seçilecek uzman bilirkişiden tüm dosya kapsamı değerlendirilerek meydana gelen trafik kazasında davacıya kasko sigortalı araçtaki gerçek zarar miktarının tespiti yönünden ayrıntılı, gerekçeli, çelişkileri giderici ve denetime elverişli rapor alınarak varılacak uygun sonuca bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle, hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 06.05.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.