
Esas No: 2017/3451
Karar No: 2017/8441
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2017/3451 Esas 2017/8441 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, ödeme emri iptali istemini ilişkindir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı sonrası davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dosya kapsamı incelendiğinde, sokağa çıkma yasağının kaldırılması üzerine 20.12.2016 tarihli duruşma ile re’sen ele alınan işbu dosyada, taraflara duruşma gününün 05.01.2017 olduğuna dair meşruhatlı davetiyenin gönderilmesine karar verildiği, söz konusu davetiyenin davacı vekiline 03.01.2017 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekilinin ilgili duruşmaya katılmadığı ve mazeret dilekçesi sunmadığından bahisle, 05.01.2017 tarihli duruşmada davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmış ise de, söz konusu hüküm eksik incelemeye dayalıdır.
11.09.1959 tarihli Tebligat Tüzüğünün müddet tayinine ilişkin 12. maddesi “Tüzüğün 8 inci maddesinde sayılan vasıtalarla yapılanlar dışındaki her nevi tebliğ evrakı ve davetiyelerin alakalılara ulaşması ve alakalıların tebliğin veya davetiyenin icaplarını yerine getirebilmesi için bu evrakı çıkaran merci tarafından tayin edilecek müddetin hesabında; evrakın gönderileceği mahallin yakınlık veya uzaklığı, mevsimin yaz veya kış olması, nakil vasıtalarının durumu gibi hususlar nazara alınır. Bu suretle tayin edilecek müddet, tebliği çıkaran merciin bulunduğu köy veya belediye hududu dahilinde tebligat yapılacaksa 3 günden, köyde veya aynı vilayetin diğer bir kazasında tebligat yapılacaksa 15 günden, diğer bir vilayet içinde tebligat yapılacaksa bir aydan az olmaz. ” içerikli olup her ne kadar ilgili tüzük yürürlükten kalkmış olsa da, daha sonraki 25.01.2012 tarihli Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelikte de benzer düzenleme yapılmış, müddet tayinine ilişkin 15. maddesinde “10 uncu maddede sayılan vasıtalarla yapılan tebligatlar dışındaki her çeşit tebliğ evrakı ve davetiyelerin, ilgililere ulaşması ve ilgililerin tebliğin veya davetiyenin gereklerini yerine getirebilmesi için bu evrakı çıkaran merci tarafından tayin edilecek müddetin hesabında, evrakın gönderileceği mahallin yakınlık veya uzaklığı, mevsim koşulları,ulaşım araçlarının durumu gibi hususlar dikkate alınır.” düzenlemelerine yer verilmiştir. Yine 6100 sayılı HMK nın tarafların dinlenilmesi içerikli 144. maddesinin ikinci fıkrasında “Mahkemenin, dinlenilmek üzere mahkemeye gelmeleri için iki tarafa vereceği süre iki haftadan az olamaz. Bu süre, gerektiğinde, mahkemece resen veya iki taraftan birinin talebi üzerine uzatılabileceği gibi kısaltılabilir.” hususlarına yer verildiği görülmektedir.
Belirtilen yasal mevzuat maddeleri gözetildiğinde, mahkemece duruşma günü tayin edilirken söz konusu hususların gözetilmediği anlaşıldığından, usul ve yasaya aykırı olan kararın bozulması gerekmektedir.
O halde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 28.11.2017 günü oybirliği ile karar verildi.