8. Hukuk Dairesi 2014/11770 E. , 2014/13598 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen reddine kısmen karar verilmesine yer olmadığına dair .... Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 30.05.2012 gün ve 56/38 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili,172 ada 31,154 ada 4,155 ada 1,121 ada 5,121 ada 3,125 ada 8,120 ada 6, 210 ada 22,112 ada 18,172 ada 24,177 ada 3,187 ada 3,150 ada 2,160 ada 37,190 ada 5,190 ada 2,121 ada 13,121 ada 6 ve 120 ada 14 parsel sayılı taşınmazların vekil edeninin mirasbırakanları anne ve babasından intikal ettiği ve mirasçılar arasında taksim yapılmadığı halde, kadastro çalışmaları sırasında davalı kardeşleri ve davalı kardeşinin eşi tarafından muvaazalı olarak adlarına tespit ve tescil edildiğini açıklayarak, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile vekil edeni adına tapuya tescilini istemiştir
Davalılar davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; 172 ada 31,154 ada 4,155 ada 1,121 ada 5,121 ada 3,125 ada 8 ve 120 ada 6 sayılı parsellerin tapuda davalılar adına kayıtlı bulunmadığından anılan parseller yönünden davalıların davada pasif taraf sıfatı bulunmadığından reddine, 210 ada 22 parsel ve 112 ada 18 parsel sayılı taşınmazların ...."nde mevcut bulunmadığından bu parseller yönünden karar verilmesine yer olmadığına;172 ada 24,177 ada 3,187 ada 3,150 ada 2,160 ada 37,190 ada 5,190 ada 2,121 ada 13,121 ada 6 ve 120 ada 14 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ise; muvazaa iddiasının ancak yazılı delille ispat edilebileceği ve davacı tarafça bu kapsamda delil sunulmadığından ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; 2008 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında 177 ada 3,160 ada 37,190 ada 5 ve 190 ada 2 sayılı parseller davalı ...;187 ada 3 parsel ...;150 ada 2,121 ada 13,121 ada 6 ve 120 ada 14 ...; 172 ada 24 parsel ise ½ paylı olarak ... ve davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. 177 ada 3 parsel sayılı taşınmaz sonrasında, ... tarafından 06.07.2009 tarihinde tapuda satış gösterilerek ½ paylı olarak davalılar .... ve ..."a devredilmiştir.
.... ile ...., kadastro çalışmalarından önce vefat etmiş ve geriye mirasçı olarak,davacı ... ile davalılar .... ve ..."ı bırakmışlardır.
Davacının iddiasına göre, miras bırakanları .... ile ...."ın mirasları taksim edilmediğine göre, TMK"nun 701. maddesi gereğince terekeleri elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabidir. Davalı ..., davacının mirasbırakanları .... ile ...."ın mirasçısı olmadığına göre, terekelere karşı üçüncü kişi konumundadır. Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp, her birinin hakkı ortaklığa giren malların tamamına yaygın bulunmaktadır. TMK"nun 640 ve 702.maddeleri hükümlerine göre elbirliği mülkiyetinde tasarrufi işlemlerde oybirliği arandığına, yani tüm mirasçıların katılımıyla tasarrufi işlemler yapılacağına, kural olarak davada tasarrufi bir işlem olduğuna, mirasçılardan biri veya bir kısmı; terekeye üçüncü kişi konumunda olanlara karşı tek başına adına (veya miraspayı oranında adına) tescil isteyemeyeceğine ve tüm mirasçılar adına tescil istenilmediği için, dışarıda kalan mirasçıların davaya katılmalarının sağlanması veya miras ortaklığına temsilci tayini yoluyla da davanın yürütülmesi mümkün olmadığına göre; ... aleyhine açılan davanın, davacının davada aktif taraf sıfatı bulunmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle reddine karar verilmesi isabetsiz olmuş ise de; hüküm redde ilişkin olup sonucu itibariyle doğru olduğundan;hükmün 160 ada 37, 190 ada 5 ve 190 ada 2 ve 172 ada 24 parseldeki ½ pay yönelik bölümünün ONANMASINA;
Davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Öncelikle; davacı, dava konusu taşınmazların davalılar .... ve ..."ın ortak mirasbırakanı anne ve babasından miras yoluyla intikal ettiği ve henüz tüm mirasçılar arasında taksim yapılmadığını açıkladığına göre, eldeki davada .... ve ..."ın maliki bulunduğu paylara yönelik olarak ancak kendi miras payı oranında iptal ve tescil isteğinde bulunabilir (dava mirasçılar arasında görülmektedir). Hal böyle olunca, davacının iptal ve tescil isteğinin bu kapsamda kabul edilmesi gerekir.
Davacı vekili,dava konusu 187 ada 3,150 ada 2, 121 ada 13,121 ada 6 ve 120 ada 14, 172 ada 24 parsel (½ pay) sayılı taşınmazların vekil edeninin de miras payı bulunduğu halde, kadastro çalışmaları sırasında davalılar Halat ve ... adına tespit ve tescil edildiğini açıklayarak, vekil edeninin miras payı oranında iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Bu kapsamda; eldeki dava,anılan parseller yönünden tespite itiraz niteliğinde iptal ve tescil isteğine ilişkin olup, muvazaa hukuksal sebebine dayalı değildir. Bu kapsamda, Mahkemece davanın hukuksal dayanağının nitelendirilmesinde hata yapılarak yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olmuştur. Hal böyle olunca; öncelikle 187 ada 3,150 ada 2, 121 ada 13, 121 ada 6 ve 120 ada 14, 172 ada 24 ½ parsel sayılı taşınmazların tapuda adına kayıtlı bulunduğu .... ve ...."ın baba adlarının Nuri olduğu,davalıların baba adlarının ise ....olduğu gözetilerek,davacıya az yukarıda belirtilen parsellere yönelik tapu kayıt maliklerinin baba adlarının tapu kaydında düzeltilmesi amacıyla dava açılması için yetki ve süre verilmesi, bu davanın sonucu beklenerek davalıların davada pasif taraf sıfatı (tapu kayıt malikleri ile davalıların aynı kişiler olup olmadığı) bulunup bulunmadığının denetlenmesi, sonrasında pasif taraf sıfatlarının bulunduğu belirlendiği taktirde toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekmektedir.
Dava konusu 177 ada 3 parsel sayılı taşınmaz kadastro çalışmaları sırasında önce ... adına tespit ve tescil edilmiş sonrasında eldeki dava açılmadan önce, 06.07.2009 tarihinde tapuda satış hukuksal sebebine dayalı olarak ½ paylı olarak davalılar
.... ve ... adına tescil edilmiştir. 28.07.1941 tarih 4/21 sayılı YİBK ile Kanun"un iyiniyete hukuki sonuç bağladığı durumlarda iyiniyetin varlığının asıl olduğu, ancak durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni göstermeyen kimsenin iyiniyet iddiasında bulunamayacağı kabul edilmiştir. Yine, 08.11.1991 tarih 4/3 sayılı YİBK ile, iyi ve kötü niyeti belirmiş olan bir kişinin kötüniyetli bulunduğunun ayrıca ispatlanmasının gerekmediği, vakıa ve karinelerden olayda kanunen iyiniyet iddiasında bulunmayacak durumu belirmiş olan kimsenin kötüniyetinin diğer tarafa ispat ettirilmesine sebep ve vecih kalmayacağından dava hakkının doğumunu sağlayan ve bertaraf iyi veya kötü niyetinin bu durumda mahkemece resen nazara alınacağını belirtmiştir. Anılan bu Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları kapsamında eldeki davanın incelenmesinde; davalılar .... ve ... dava konusu taşınmazın kime ait olduğunu ve davacı kardeşlerinin miras payı bulunup bulunmadığını bilebilecek durumda olduklarından, her ne kadar dava konusu taşınmazı tapuda satış hukuksal sebebine dayalı olarak adlarına paylı olarak tescil ettirmiş iseler de; 4721 sayılı TMK"nun 1023. maddesinde düzenlenen iyiniyet şartından yararlanamazlar. Hal böyle olunca, anılan parsel yönünden de Mahkemece, toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi için, hükmün, bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de; Mahkeme"nin gerekçesinde belirtmiş olduğu muvazaa iddiasının yazılı delille ispat kuralı, ancak hukuki işlemin taraflarına yönelik ispat kuralı niteliğinde olup,hukuki işlemin tarafı olmayan üçüncü kişiler bu işleme yönelik muvazaa iddialarını tanık dahil her türlü delille ispat edebilirler. Bu hususun gözden kaçırılması isabetsiz olmuştur.
Davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile; hükmün,177 ada 3, 187 ada 3,150 ada 2, 121 ada 13, 121 ada 6 ve 120 ada 14, 172 ada 24 parsel (½ pay) sayılı taşınmazlara yönelik bölümlerinin 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollaması ile halen yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK"nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, ve 21,15 TL peşin harcın istek halinde davacıya iadesine 26.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
.