8. Hukuk Dairesi 2013/16563 E. , 2014/13607 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara 7. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 21/05/2013
NUMARASI : 2013/93-2013/437
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire"ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
K A R A R
Davacı alacaklı vekili, Ankara 29. İcra Müdürlüğü’nün 2012/16783 sayılı Takip dosyasına konu icra takibinin alacaklının 24.03.2011’de sona eren iş akdinden kaynaklanan işçilik alacağı olduğunu, dava konusu 24.01.2013 tarihli haczin alacaklının daha önce çalıştığı iş yerinde yapıldığını, hacizde İİK’nun 99. maddesinin uygulanmasının hatalı olduğunu, haczin İİK’nun 96, 97. maddeleri uyarınca yapılmış sayılmasına karar verilmesini, aksi halde davanın istihkak olarak ele alınması gerektiğini, İİK’nun 44. ve BK’nun ilgili hükmü uyarınca devralanın da işletmenin borçlarından sorumlu olması gerektiğini belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı üçüncü kişi vekili, davalı üçüncü kişi şirket ile takip borçlusu şirketin iki ayrı tüzel kişilik olduğunu, dava konusu haczin üçüncü kişiye ait hastanede yapıldığını, bu hastanenin ayrı bir tüzel kişiliğinin bulunmadığını, icra takibinin üçüncü kişi şirketin kuruluşundan sonra yapıldığını, hacizde ele geçen belgelerde hastane unvanının yazdığını, hacze yönelik şikâyet başvurusunun derdest olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece toplanan delillere göre: haczin İİK’nun 99. maddesi uyarınca yapılmış sayılmasına yönelik şikâyet başvurusu ile istihkak iddiasının reddi istemi ile dava açıldığı, haczin borçlu şirketin adresinde yapıldığı, bu sırada borçluya ait evrakların da ele geçtiği, şikâyetin kabulü gerektiği, davalı üçüncü kişinin alacaklı lehine olan mülkiyet karinesinin aksini kanıtlamaya elverişli delilleri sunamadığı gerekçesi ile şikâyetin kabulüne karar verilmiş; hüküm, alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık konusu, İİK’nun 96. vd. maddelerine dayalı “istihkak” davası niteliğindedir.
6100 sayılı HMK’nun 33. maddesi uyarınca Türk Hukuku"nu re’sen uygulamakla yükümlü olan hâkim, tarafların ileri sürdükleri maddi olay ve netice talepleri ile bağlı olup, onların hukuki nitelendirmesi ile bağlı değildir.
Davacı üçüncü kişinin dava dilekçesi içeriğinde haczin İİK’nun 99. maddesi gereğince yapılmış sayılması yönündeki isteğini dile getirmesi, mülkiyet karinesinin kimin yararına olduğunun tayini açısından belirtilen bir husus olup, bunun istihkak iddiasından ayrı bir şikâyet başvurusu olarak ele alınıp değerlendirilmesi ve buna yönelik hüküm kurulması hatalı olmuştur.
Diğer yandan dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden dava konusu mahcuzun finansal kiralama sözleşmesine konu olma ihtimalinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Buna ilişkin sözleşme örneği getirtilerek incelenmeden, üçüncü kişi kiracı ise satın alma hakkını kullanıp kullanmadığı ve mülkiyetin kendisine geçip geçmediği belirlenmeden, mülkiyet halen kiralayan şirkete aitse bu kez dava kendisine ihbar edilmeden hüküm kurulması da isabetli değildir.
Kabule göre de; hacizli malın değerinden daha az olan alacak miktarı üzerinden karar tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca nispi vekâlet ücreti hesaplanması gerektiğinin dikkate alınmaması da doğru olmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK"nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine
26.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.