12. Ceza Dairesi 2015/3888 E. , 2016/10685 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : 2863 sayılı Kanunun 65/b, TCK"nın 43/1, 62, 52/2, 53/1. maddeleri uyarınca mahkumiyet.
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık ve mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
A-) Mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 10/06/2014 gün ve 2013/834 - 2014/321 sayılı kararında belirtildiği üzere, 6217 sayılı Kanun"un 26. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun"a eklenen geçici 3. madde uyarınca mahalli Cumhuriyet savcılarının, duruşmalarına iştirak etmedikleri Asliye Ceza Mahkemesi kararlarına karşı, 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 310. maddesinin 3. fıkrası kıyasen uygulanmak suretiyle, tefhim tarihinden itibaren bir ay içinde temyiz kanun yoluna başvurabilecekleri, temyiz süresinin görüldü ile değil tefhimle başlayacağı, 21/02/2013 tarihinde verilen hükme karşı 27/03/2013 tarihinde yapılan temyiz isteminin süresinde olmadığı anlaşılmakla, mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz isteminin 1412 sayılı CMUK"un 310 ve 317. maddeleri uyarınca isteme uygun olarak REDDİNE,
B-) Sanığın temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Bursa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu"nun 25.06.1998 tarih, 6526 sayılı kararıyla 1. derece doğal sit alanı ilan edilen Longoz Ormanları sınırları içerisinde bulunan, Sakarya ili, Kaynarca ilçesi, Büyükyanık köyü, 163 ada, 4 sayılı parselde yer alan orman vasfındaki Hazine arazisine sanık tarafından izinsiz mısır ekiminin yapıldığı, bu durumun 28.10.2011 günü yerinde denetim yapan orman muhafaza memurlarınca tespit edildiği ve sanık hakkında soruşturmaya başlandığı, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu"nun 05.11.1999 tarih, 659 sayılı ilke kararı uyarınca, 1. derece doğal sit alanı kabul edilen bölgelerde, her türlü tarımsal faaliyetin ilgili birimlerin izni doğrultusunda yapılabileceği, her ne kadar hakkında 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan yargılama yapılan sanık ... verdiği savunmalarında, davaya konu mısır ekimini kendisinin yaptığını, ancak bunun için izin alınması gerektiğini ve bölgenin sit alanı kabul edildiğini bilmediği beyan etmiş ise de; olay yerinde yapılan 18.10.2012 tarihli keşfe iştirak eden mahalli bilirkişinin beyan ettiği üzere, Langoz Ormanları"nın doğal sit alanı olduğunun mahallinde herkes tarafından bilindiği, ayrıca olay yeri keşfine iştirak eden ziraat mühendisi raporundan ve mahalli bilirkişi beyanından anlaşılacağı üzere, sanığın
eylemi nedeni ile hakkında tutanak tutulup savunmasının alınmasına ve eylemi nedeni ile hakkında dava açılmasına rağmen, yine aynı yerde yeniden mısır ekimi yapması karşısında, savunmasının inandırıcı olmadığı ve ceza almaktan kurtulmaya yönelik olduğu, böylece davaya konu yerin 1. derece doğal sit alanı kabul edilmiş bölge içerisinde yer aldığının sanık tarafından bilindiğinin kabul edilmesi gerektiği, tüm bu nedenlerle sanığın eylemlerine uyan 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan mahkumiyetine karar verilmesinde bir aykırılığın olmadığı anlaşılmakla,
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-28.10.2011 tarihli suç tutanağına istinaden 06.02.2012 tarihli iddianame ile hakkında dava açılmasına rağmen, yargılama aşamasında aynı yerde yine izinsiz mısır ekmek suretiyle aynı eylemi gerçekleştiren sanığın, hakkında düzenlenen iddianame ile hukuki kesintinin gerçekleştiği 06/02/2012 tarihinden sonraki eylemlerinin bağımsız bir suç oluşturacağı anlaşılmakla, sanığın 18.10.2012 tarihli keşif sırasında tespit edilen ikinci eylemi nedeniyle, hakkında dava açılması sağlanıp dava dosyaları birleştirilip sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken sanık hakkında TCK"nın 43/1. maddesi uygulanmak suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-5237 sayılı TCK"nın 53/1-c maddesinde belirtilen velayet, vesayet ve kayyımlığa ait hizmette bulunmaktan yoksun bırakılma güvenlik tedbirinin aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca, sadece kendi alt soyu açısından koşullu salıverme süresine kadar uygulanabileceği, alt soy haricindeki kişiler yününden ise, yoksunluğun, hapis cezasının infazına kadar devam edeceğinin gözetilmemesi,
3-Sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesi tatbik edilirken, Anayasa Mahkemesi"nin 24/11/2015 günlü Resmi Gazete"de yayımlanan 08/10/2015 tarihli, 2014/140- 2015/85 sayılı iptal kararının gözetilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca, BOZULMASINA, aynı Kanunun 326/son maddesinin sonuç ceza yönünden gözetilmesi isteme uygun olarak 22/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.