
Esas No: 2014/13606
Karar No: 2014/13606
Karar Tarihi: 22/6/2015
Anayasa Mahkemesinin bu kararı bireysel başvuru kararı olup kişisel veri içerme ihtimali bulunmaktadır. Her ne kadar yayınlamakta yasal bir sakınca bulunmasa da bunun kişilere zarar verme ihtimali karşısında bu kararı yayınlamıyoruz.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
SEYHAN AZAKLI VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2014/13606) |
|
Karar Tarihi: 22/6/2015 |
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Alparslan ALTAN |
Üyeler |
: |
Serdar ÖZGÜLDÜR |
|
|
Celal Mümtaz AKINCI |
|
|
Muammer TOPAL |
|
|
M. Emin KUZ |
Raportör Yrd. |
: |
İsmail Emrah PERDECİOĞLU |
Başvurucular |
: |
Seyhan AZAKLI |
|
|
Bekir AZAKLI |
|
|
Hami AZAKLI |
|
|
Recep AZAKLI |
|
|
Reşat AZAKLI |
|
|
Hamiye AZAKLI |
|
|
Elveda AZAKLI |
|
|
Kader BAYHAN |
|
|
Saniye BAYHAN |
|
|
Ayşe ALBAYRAK |
|
|
Nalan ÇAVUŞ |
Vekilleri |
: |
Av. Kadir ALTUNBAŞ |
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvurucular, 31/12/2007
tarihinde Ordu 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde açtıkları İl Mera Komisyon
kararının iptaline karar verilmesi için açtıkları davanın makul sürede
sonuçlanmadığını belirterek, adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri
sürmüşler ve tazminat talebinde bulunmuşlardır.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru, 11/8/2014 tarihinde
Ordu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. İdari yönden yapılan ön
incelemede başvurunun Komisyona sunulmasına engel bir durumun bulunmadığı
tespit edilmiştir.
3. İkinci Bölüm Üçüncü
Komisyonunca 31/10/2014 tarihinde, kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiştir.
4. Bölüm Başkanı tarafından
26/12/2014 tarihinde, kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte
yapılmasına karar verilmiştir.
5. Başvuru konusu olay ve
olgular ile başvurunun bir örneği görüş için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir.
Adalet Bakanlığı 22/1/2015 tarihli yazısında, Anayasa Mahkemesinin önceki
kararlarına ve bu kapsamda sunulan görüşlerine atfen, başvuru hakkında görüş
sunulmayacağı bildirilmiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
A. Olaylar
6. Başvuru formu ve ekleri ile
başvuruya konu yargılama dosyası içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar
özetle şöyledir:
7. Başvurucular, 31/12/2007
tarihinde Ordu 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde açtıkları İl Mera Komisyon
kararının iptali için açtıkları davada, Ordu ili Kabadüz ilçesi Yokuşdibi beldesinde bulunan ve kendilerine miras yolu ile
intikal eden tapulu taşınmazlarının, Mera Tespit Komisyonu tarafından 16/3/2007
tarihli kararla mera olduğunun tespit edildiğini ve bu doğrultuda,
taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu gerekçesi ile
tapularının geçerli olmadığı sonucuna varıldığını, ancak bu durumun usul ve
kanunlara aykırı olduğunu, söz konusu taşınmazların tapuda tarla vasfında
olduklarını, taşınmazlar üzerinde ev ve bağlakları
olduğunu, uzun süredir taşınmazları kullandıklarını belirterek, komisyon
kararının iptaline karar verilmesini talep etmişlerdir.
8. Yapılan yargılama sonunda
Ordu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi, 10/7/2013 tarih ve E.2007/431, K.2013/283
kararı ile yapılan keşif, alınan bilirkişi raporları ve dosya kapsamındaki
diğer delillerin değerlendirilmesi sonucu davanın reddine karar vermiştir.
9. Başvurucular tarafından İlk
Derece Mahkemesinin bu kararına karşı temyiz talebinde bulunulmuş, bu amaçla
Yargıtay 1. Hukuk Dairesine gönderilen dosya, Dairenin 19/12/2013 tarihli
kararı ile işbölümü uyarınca Yargıtay 14. Hukuk Dairesine gönderilmiştir.
10. Temyiz incelemesi
neticesinde Yargıtay 14. Hukuk Dairesi, 20/3/2014 tarih ve E.2013/16570,
K.2014/3732 sayılı ilâmı ile başvurucuların davayı açmakta hukuki yararlarının
bulunmadığını, davanın bu nedenle reddi gerekirken belirtildiği şekliyle
reddedilmesinin doğru olmadığını, yine de hüküm sonucunun esas ve usul
bakımından kanuna uygun olduğunu belirtmiş, kararın düzeltilerek onanmasına
hükmetmiştir.
11. Başvurucular, 11/8/2014
tarihinde bireysel başvuruda bulunmuşlardır.
12. Başvurucuların karar
düzeltme talepleri, Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin, 11/11/2014 tarih ve E.2014/12592,
K.2014/12641 sayılı ilâmı ile reddedilmiştir.
13. Karar düzeltme talebinin
reddine ilişkin ilâm başvuruculara 15/12/2014 tarihinde tebliğ edilmiştir.
B. İlgili
Hukuk
14. 12/1/2011 tarih ve 6100
sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun "Usul
ekonomisi ilkesi" kenar başlıklı 30. maddesi, 25/2/1998 tarih
ve 4342 sayılı Mera Kanunu’nun 4. ve 10. maddeleri (Bkz. B. No: 2013/8872,
18/6/2014, §§ 23-25).
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
15. Mahkemenin 22/6/2015
tarihinde yapmış olduğu toplantıda, başvurucuların 11/8/2014 tarih ve
2014/13606 numaralı bireysel başvuruları incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucuların
İddiaları
16. Başvurucular, 31/12/2007
tarihinde Ordu 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde açtıkları İl Mera Komisyon kararının
iptali için açtıkları davanın makul sürede sonuçlanmadığını belirterek, adil
yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
B. Değerlendirme
1. Kabul Edilebilirlik Yönünden
17. Başvuru formu ile eklerinin
incelenmesi sonucunda, açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul
edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı
anlaşılan başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
18. Başvurucular, 31/12/2007
tarihinde Ordu 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde açtıkları İl Mera Komisyon
kararının iptali için açtıkları davanın makul sürede sonuçlanmadığını
belirterek, adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
19. Anayasa ve Avrupa İnsan
Hakları Sözleşmesi’nin (Sözleşme) ortak koruma alanı dışında kalan bir hak
ihlali iddiasını içeren başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi
mümkün olmayıp (B. No: 2012/1049, 26/3/2013, § 18), Sözleşme metni ile Avrupa
İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarından ortaya çıkan ve adil yargılanma
hakkının somut görünümleri olan alt ilke ve haklar, Anayasa’nın 36. maddesinde
yer verilen adil yargılanma hakkının da unsurlarıdır. Anayasa Mahkemesi de
Anayasa’nın 36. maddesi uyarınca inceleme yaptığı bir çok kararında, ilgili
hükmü Sözleşme’nin 6. maddesi ve AİHM içtihadı ışığında yorumlamak suretiyle,
gerek Sözleşme’nin lafzi içeriğinde yer alan gerek AİHM içtihadıyla adil
yargılanma hakkının kapsamına dâhil edilen ilke ve haklara, Anayasa’nın 36.
maddesi kapsamında yer vermektedir. Somut başvurunun dayanağını oluşturan makul
sürede yargılanma hakkı da yukarıda belirtilen ilkeler uyarınca adil yargılanma
hakkının kapsamına dâhil olup, ayrıca davaların en az giderle ve mümkün olan
süratle sonuçlandırılmasının yargının görevi olduğunu belirten Anayasa’nın 141.
maddesinin de Anayasa’nın bütünselliği ilkesi gereği, makul sürede yargılanma
hakkının değerlendirilmesinde göz önünde bulundurulması gerektiği açıktır (B.
No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 38–39).
20. Davanın karmaşıklığı,
yargılamanın kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama
sürecindeki tutumu ve başvurucunun davanın hızla sonuçlandırılmasındaki
menfaatinin niteliği gibi hususlar, bir davanın süresinin makul olup
olmadığının tespitinde göz önünde bulundurulması gereken kriterlerdir (B. No:
2012/13, 2/7/2013, §§ 41–45).
21. Anayasa’nın 36. maddesi ve
Sözleşme’nin 6. maddesi uyarınca, medeni hak ve yükümlülüklere ilişkin
uyuşmazlıkların makul sürede karara bağlanması gerekmektedir. Başvuru konusu
olayda, taşınmazın mülkiyetine
yönelik olarak Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde açılan İl Mera Komisyon
Kararının iptali davasının söz konusu olduğu görülmekle, 1086 sayılı mülga
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ile 6100
sayılı Kanun’da yer alan usul hükümlerine göre yürütülen somut yargılama
faaliyetinin, medeni hak ve yükümlülükleri konu alan bir yargılama olduğunda
kuşku yoktur (B. No: 2012/13, 2/7/2013, § 49).
22. Medeni hak ve
yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin makul süre değerlendirmesinde,
sürenin başlangıcı kural olarak, uyuşmazlığı karara bağlayacak yargılama
sürecinin işletilmeye başlandığı, başka bir deyişle davanın ikame edildiği
tarih olup, somut başvuru açısından bu tarih 31/12/2007 tarihidir.
23. Sürenin bitiş tarihi ise,
çoğu zaman icra aşamasını da kapsayacak şekilde yargılamanın sona erme
tarihidir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, § 52). Bu kapsamda, somut yargılama
faaliyeti açısından sürenin bitiş tarihinin, başvurucuların karar düzeltme
taleplerinin Yargıtay 14. Hukuk Dairesince reddedildiği 11/11/2014 tarihi
olduğu anlaşılmaktadır.
24. Başvuruya konu yargılama
sürecinin incelenmesinde, yargılamanın konusunun İl Mera Komisyon kararının
iptali istemine ilişkin olduğu, yargılama boyunca resmi kurumlara müzekkereler
yazılarak bilgi talep edildiği, keşif yapıldığı, tanıkların dinlendiği,
bilirkişi raporları ile ek raporlar alındığı ve toplanan deliller doğrultusunda
İlk Derece Mahkemesince 10/7/2013 tarihinde davanın reddine karar verildiği, bu
kararın temyiz incelemesi için Yargıtay 1. Hukuk Dairesine gönderildiği, anılan
Dairenin, iş bölümü uyarınca dosyayı Yargıtay 14. Hukuk Dairesine gönderdiği,
Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 20/3/2014 tarihli ilâmı ile İlk Derece Mahkemesi
kararının gerekçesi değiştirilerek onandığı, karar düzeltme isteminin de
11/11/2014 tarihli ilâm ile reddedildiği anlaşılmıştır.
25. 6100 sayılı Kanun’un
öngördüğü yargılama usullerine tabi mahkemeler nezdindeki yargılamaların makul
sürede tamamlanmadığı yönündeki iddialar daha önce bireysel başvuru konusu
yapılmış ve Anayasa Mahkemesi tarafından, özellikle yargılamada sürati temin
etmeye hizmet eden özel usul hükümlerinin nazara alınmadığı göz önünde
bulundurularak makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği yönünde karar
verilmiştir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 34-64).
26. Başvuruya konu İl Mera
Komisyonu kararının iptali için açılan davanın incelenmesinde; hukuki meselenin
çözümündeki güçlük, yargılamanın niteliği, maddi olayların karmaşıklığı,
delillerin toplanmasında karşılaşılan engeller, taraf sayısı gibi kriterler
dikkate alındığında davanın karmaşık olmaktan uzak olduğu anlaşılmıştır.
Başvurucuların tutum ve davranışlarıyla ve usuli
haklarını kullanırken özensiz davranmasıyla yargılamanın uzamasına önemli
ölçüde sebep oldukları da söylenemez. Dolayısıyla somut başvuru açısından, daha
önce verilen kararlar dışında farklı karar verilmesini gerektirecek bir yön
bulunmadığı, söz konusu altı yıl on ay on günlük yargılama sürecinde makul
olmayan bir gecikmenin olduğu sonucuna varılmıştır.
27. Açıklanan nedenlerle,
başvurucuların Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede
yargılanma haklarının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
3. 6216 Sayılı Kanunun 50. Maddesi Yönünden
28. Başvurucular, yargılamanın
makul sürede sonuçlandırılmaması nedeniyle her bir başvurucu için ayrı ayrı
20.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini
talep etmişlerdir.
29. 6216 sayılı Anayasa
Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un “Kararlar” kenar başlıklı 50. maddesinin
(2) numaralı fıkrası şöyledir:
“Tespit edilen ihlal
bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak
için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden
yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine
tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu
gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa
Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan
kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”
30. Başvurucuların tarafı
oldukları uyuşmazlığa ilişkin altı yıl on ay on günlük yargılama süresi nazara
alındığında, yargılama faaliyetinin uzunluğu sebebiyle, yalnızca ihlal
tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararı karşılığında, her bir başvurucuya
net 3.750,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
31. Başvurucular tarafından
yapılan ve dosyadaki belgeler uyarınca tespit edilen 206,10 TL harç ve 1.500,00
TL vekâlet ücretinden oluşan 1.706,10 TL yargılama giderinin başvuruculara
müştereken ödenmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan
gerekçelerle;
A. Başvurucuların,
1.
Makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiği yönündeki iddialarının KABUL
EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
2. Anayasa’nın
36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma haklarının İHLAL
EDİLDİĞİNE,
B. Başvuruculara ayrı ayrı net 3.750,00 TL manevi TAZMİNAT
ÖDENMESİNE, başvurucuların tazminata ilişkin diğer taleplerinin REDDİNE
C. Başvurucular tarafından yapılan 206,10 TL harç ve 1.500,00 TL
vekâlet ücretinden oluşan toplam 1.706,10 TL yargılama giderinin BAŞVURUCULARA
MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE,
D. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucuların Maliye
Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına; ödemede
gecikme olması halinde, bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar
geçen süre için yasal faiz uygulanmasına,
22/6/2015
tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.