
Esas No: 2015/14244
Karar No: 2015/14244
Karar Tarihi: 10/10/2018
Anayasa Mahkemesinin bu kararı bireysel başvuru kararı olup kişisel veri içerme ihtimali bulunmaktadır. Her ne kadar yayınlamakta yasal bir sakınca bulunmasa da bunun kişilere zarar verme ihtimali karşısında bu kararı yayınlamıyoruz.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
VEYSİ AKTAŞ BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2015/14244) |
|
Karar Tarihi: 10/10/2018 |
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Engin
YILDIRIM |
Üyeler |
: |
Recep
KÖMÜRCÜ |
|
|
Celal Mümtaz
AKINCI |
|
|
Muammer
TOPAL |
|
|
Recai AKYEL |
Raportör |
: |
Ali KOZAN |
Başvurucu |
: |
Veysi AKTAŞ |
Vekili |
: |
Av. Rezan SARICA |
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, ceza infaz kurumunda hükümlü olarak bulunan
başvurucu tarafından gönderilmek istenen mektupların ve faksların sakıncalı
bulunması nedeniyle haberleşme hürriyetinin ihlal edildiği iddiasına
ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 10/08/2015 tarihinde yapılmıştır.
3.Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Konu ve kişi bakımından hukuki irtibat nedeniyle 2015/14246
numaralı bireysel başvuru dosyasının kapatılmasına ve incelemenin 2015/14244
numaralı bireysel başvuru dosyası üzerinden yapılmasına 12/4/2016 tarihinde
karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar
özetle şöyledir:
7. Başvurucu, hükümlü olarak İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli
Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda (Ceza İnfaz Kurumu) bulunmaktadır.
8. Başvurucu, farklı ceza infaz kurumlarında hükümlü olarak
bulunan on kişiye benzer içerikli faks ve mektuplar göndermek istemiştir.
9. Söz konusu mektuplarda ve fakslarda yer alan ifadelerin bir
kısmı şöyledir:
" ...Önderliğin ve buradaki ark.ların size selamı var.Moral-sağlık açısından bir sorun yok...yeniden çatışma
sürecine dönülüp dönülmeyeceği Haziran seçimleri sonrası belirginlik kazanır.
Belirsizlik hali artık sürdürülemez olduğundan iki olasılıktan biri tercih
edilmek zorunda kalınacak. Her olasılığa hazırlıklı olmakta fayda var...Bol bol
okuyup ideolojik, tarihsel, siyasal bilincin geliştirilmesi ve doğru bağlılığın
nasıl olduğunun kavranması önemli...sohbet konularımızda birisi de
arkadaşlardan gelen mektuplar ,durumları, koşulları, varsa iletmek
istedikleri... Önderlik ..koşullarınızı tek tek soruyor...buradaki durumu
sürece ilişkin son durumu merak ettiğinizi biliyorum..süreç
seçim sonuçlarına paralel olarak barışa da çatışmaya da evrilebilir...o
nedenle her olasılığa hazırlıklı olmakta fayda var... Önderliğin selamı var Y.arkadaşın tadavisiyle
ilgilenmenizi istiyor...Suriye"de yakın güçlerle veya konjoktürel
duruma göre geçici ittifaklar kurulabilir...siyasi,askeri
v.d hamle geciktirilemez...Zaten çatışma hali hiç
bitmedi...savaş halinde yaşamayı bilmek, öğrenmek lazım..."
10. Ceza İnfaz Kurumu Disiplin Kurulu Başkanlığı (Disiplin
Kurulu) tarafından sırasıyla 21/5/2015, 26/5/2015 tarihlerinde verilen
sakıncalı mektup değerlendirme kararlarıyla söz konusu mektupların muhatabına
gönderilmemesine karar verilmiştir. Kararların gerekçesinde ilgili mektuplar ve
fakslar ile örgütsel amaçlı haberleşmenin sağlanmaya çalışıldığı
belirtilmiştir.
11. Başvurucu tarafından Disiplin Kurulu kararlarına karşı Bursa
İnfaz Hâkimliğine (İnfaz Hâkimliği) yapılan itirazlar sırasıyla 17/6/2015
tarihli kararlarla kısmen reddedilmiştir. Kararlarda başvurucunun iletmek
istediği mektuplardan bir kısmının içeriğinin sakıncalı olmadığı gerekçesiyle
ilgililerine gönderilmesine hükmedilmiştir. Öte yandan başvurucunun göndermek
istediği iki faks ve beş mektupla ilgili itirazı alınan Disiplin Kurulu
kararının yerinde olduğu gerekçesiyle reddedilmiştir.
12. Başvurucu tarafından İnfaz Hâkimliğinin kararlarına karşı
Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesine yapılan itirazlar 3/7/2015 tarihli kararlarla
reddedilmiştir. Kararların gerekçesinde, İnfaz Hâkimliği tarafından verilen
kararlarda usul ve yasaya aykırı bir yön görülmediği belirtilmiştir.
13. Nihai kararlar 9/7/2015 tarihinde başvurucuya tebliğ
edilmiştir.
14. Başvurucu 10/8/2015 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
IV. İLGİLİ HUKUK
15. Anayasa Mahkemesi daha önceki kararlarında hükümlü ve
tutukluların gönderdiği veya kendilerine gönderilen mektupların denetlenmesine
dayanak oluşturan mevzuata yer vermiştir (Ahmet
Temiz, B. No: 2013/1822, 20/5/2015, §§ 16-20).
V. İNCELEME VE GEREKÇE
16. Mahkemenin 10/10/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
17. Başvurucu; Disiplin Kurulunca verilen söz konusu kararların
keyfî olduğunu, yeterli gerekçe içermediğini, iletişim olanaklarının ölçüsüz
şekilde elinden alınarak maddi ve manevi varlığının geliştirmesinin
engellendiğini, yazdığı mektuplara el konularak infaz koşullarının tecrite dönüştürüldüğünü ve itirazlarının hukuka aykırı
şekilde reddedildiğini, belirterek, ifade hürriyeti, eşitlik ilkesi, işkence ve
kötü muamele yasağı ile haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğini iddia
etmiştir.
B. Değerlendirme
18. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan
hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini
kendisi takdir eder (Tahir Canan,
B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun iddialarının özü, göndermek
istediği ve kendisine gönderilen mektupların Disiplin Kurulunca sakıncalı
görülmesi nedeniyle haberleşme hürriyetinin engellenmesine ilişkindir. Anayasa
Mahkemesinin önceki kararlarında bu tür başvurular haberleşme hürriyeti
kapsamında incelenmiştir (Ahmet Temiz, §
23; Özkan Kart (2), B. No:
2013/1201, 20/5/2015, § 22; Akif İpek,
B. No: 2013/9456, 24/6/2015, § 23; Ramazan
Vural, B. No: 2013/1148, 7/7/2015, § 24; Eren Yıldız, B. No: 2013/759, 7/7/2015, § 25; Mustafa Aydin, B. No: 2013/275, 6/10/2015,
§ 24). Somut başvuruda da bu durumdan ayrılmayı gerektirecek bir durum
bulunmamaktadır.
19. İddianın değerlendirilmesinde dayanak alınacak Anayasa"nın "Haberleşme hürriyeti" kenar
başlıklı 22. maddesinin ilgili kısımları şöyledir:
"Herkes, haberleşme hürriyetinesahiptir.
Haberleşmeningizliliği esastır.
Millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin
önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâkın korunması veya başkalarının hak ve
özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak
usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde
sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri
bulunmadıkça; haberleşme engellenemez ve gizliliğine dokunulamaz...
İstisnaların uygulanacağı kamu kurum ve
kuruluşları kanunda belirtilir."
20. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun"un 48. maddesinin (2) numaralı
fıkrasına göre Anayasa Mahkemesince açıkça dayanaktan yoksun başvuruların kabul
edilemez olduğuna karar verilebilir. Başvurucunun ihlal iddialarını
temellendiremediği, iddialarının salt kanun yolunda gözetilmesi gereken
hususlara ilişkin olduğu, temel haklara yönelik bir müdahalenin olmadığı veya
müdahalenin meşru olduğu açık olan başvurular ile karmaşık veya zorlama
şikâyetlerden ibaret başvurular açıkça dayanaktan yoksun kabul edilebilir (Hikmet Balabanoğlu,
B. No: 2012/1334, 17/9/2013, § 24).
21. Disiplin Kurulu, başvurucu tarafından gönderilmek istenen mektupların
ve faksların sakıncalı olduğunu değerlendirerek ilgililerine gönderilmemesine
karar vermiştir. Dolayısıyla anılan işlemler ile kamu makamları tarafından
başvurucunun haberleşme hürriyetine bir müdahalede bulunulduğu açıktır.
22. Anayasa Mahkemesinin Ahmet
Temiz (§§ 28-34) kararında
hükümlü ve tutukluların gönderdiği veya kendilerine gönderilen mektuplara ceza
infaz kurumunun ilgili kurulları tarafından yapılan müdahalelere ilişkin genel
ilkeler belirtilmiştir. Buna göre haberleşme özgürlüğüne yapılan müdahale
öncelikle kanunla öngörülmelidir. Müdahalenin yasal dayanağını oluşturan
mevzuatın, ulaşılabilir, yeterince açık ve belirli bir eylemin gerektirdiği
sonuçlar açısından öngörülebilir olması gerekir. İkinci olarak söz konusu
müdahale meşru bir amaca
dayanmalı, demokratik bir toplumda gerekli ve ölçülü olmalıdır.
23. Anılan müdahale Anayasa’nın 22. maddesinin ikinci fıkrasında
belirtilen haklı sebeplerden bir veya daha fazlasına dayanmadığı ve Anayasa’nın
13. maddesinde belirtilen koşullara uygun olmadığı takdirde Anayasa’nın 22.
maddesinin ihlalini teşkil edecektir. Bu nedenle sınırlamanın, Anayasa’nın 13.
maddesinde öngörülen kanun tarafından öngörülme, meşru amaç taşıma, demokratik
toplum düzeninin gereklerine uygunluk ve ölçülülük ilkesine aykırı olmama
koşullarına uygun olup olmadığının belirlenmesi gerekir (Ahmet Temiz, § 36).
24. Somut olayda 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve
Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun"un 68. maddesinin hükümlülerin
ceza infaz kurumlarından yaptıkları yazışmaların denetimi ve
sınırlandırılmasının kanuni dayanağını oluşturduğu anlaşılmaktadır (Ahmet Temiz, §§ 37-46). Öte yandan,
haberleşme hürriyetinin düzenlendiği Anayasa"nın 22. maddesinin ikinci
fıkrasında, söz konusu sınırlama sebeplerine bağlı kalınarak yapılacak
sınırlamanın ancak usulüne uygun olarak verilecek hâkim kararıyla mümkün
olabileceği belirtildikten sonra üçüncü fıkrasında "İstisnaların uygulanacağı kamu kurum ve kuruluşları kanunda
belirtilir." denilerek bu kuralın da mutlak olmadığı ve bu
kurala bazı kurumlar yönünden kanunla sınırlamalar getirilebileceği açıkça
düzenlenmiştir (AYM, E.2014/122, K.2015/123, 30/12/2015, § 71). Bu bağlamda
ceza infaz kurumları, Anayasa"nın 22. maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında
istisnaların uygulanacağı kamu kurumlarındandır (Mehmet Koray Eryaşa, B. No:
2013/6693, 16/4/2015, §§ 74-76).
25. Mektupların ve faksların sakıncalı bulunmasına sebep olarak
mektup vasıtasıyla terör örgütü mensuplarının haberleşmesi olarak
gösterilmiştir. Bu kapsamda başvurucu tarafından gönderilmek istenen
mektupların Disiplin Kurulu Başkanlığınca denetlenmesi suretiyle haberleşme
hürriyetine yapılan müdahalenin, kamu düzeninin korunması ve suç işlenmesinin
önlenmesi amaçlarını taşıdığı, bunun da Anayasa"nın haberleşme hürriyetine
ilişkin 22. maddesinin ikinci fıkrası kapsamında meşru bir amaç olduğu sonucuna
varılmıştır (Ahmet Temiz, § 51).
26. Ceza infaz kurumlarında tutulmanın kaçınılmaz sonucu olarak
kamu düzeninin korunmasına ve suç işlenmesinin önlenmesine yönelik kabul
edilebilir makul gerekliliklerin olması durumunda hükümlü ve tutukluların sahip
oldukları haklar sınırlandırılabilir (Turan Günana, B. No: 2013/3550, 19/11 /2014, § 35).
27. Somut olaya konu olan mektuplarda, önderlik olarak
tanımlanan terör örgütü yöneticisinin farklı ceza infaz kurumlarında kalan
örgüt mensupları ile haberleşmesinin sağlanmaya çalışıldığı anlaşılmaktadır.
Mektup ve fakslar ile önder olarak tanımlanan kişinin ceza infaz kurumundaki
yaşamı hakkında bilgi verilirken siyasi süreçlerle ilgili görüşlerinin mektubu
yazan üzerinden aktarıldığı ve örgüt üyelerine çatışma sürecine dönülebileceği
belirtilerek her şeye hazırlıklı olmaları gerektiği yönünde talimat verildiği
görülmüştür. Ayrıca Önderliğe
bağlılığın ve örgüt üyeleri arasındaki dayanışmanın canlı tutulmaya
çalışıldığı, mektuplaşmanın örgütsel haberleşme aracı olarak kullanıldığı
kanaatine ulaşılmıştır.
28. Öte yandan mektup ve fakslarda savaş haline alışması
gerektiği, çatışmalı sürecin hiç bitmediği gibi şiddeti öven ve meşrulaştıran
ifadelere de yer verilmiştir. Terör örgütü mensuplarının haberleşmesi amacıyla
yazılan ve şiddet içeriği de tartışmasız olan mektup ve faksların sakıncalı
olduğuna karar verilmesi şeklindeki müdahalenin Anayasa"nın 22. maddesi
anlamında kamu düzeninin korunması ve suç işlenmesinin önlenmesi için ihtiyaç
duyulan demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırı olmadığı ve müdahalenin
ulaşılmak istenen amaçla ölçülü olduğu sonucuna varılmıştır. Bu kapsamda İnfaz
Hâkimliği tarafından verilen kararların da ilgili ve yeterli gerekçeler
içerdiği görülmektedir. Sonuç olarak somut olayda haberleşme hürriyetine
yönelik açık ve görünür bir ihlal bulunmamaktadır.
29. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik
koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça
dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar
verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle
KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
10/10/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.