
Esas No: 2014/16359
Karar No: 2014/16359
Karar Tarihi: 22/6/2015
Anayasa Mahkemesinin bu kararı bireysel başvuru kararı olup kişisel veri içerme ihtimali bulunmaktadır. Her ne kadar yayınlamakta yasal bir sakınca bulunmasa da bunun kişilere zarar verme ihtimali karşısında bu kararı yayınlamıyoruz.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
SEZGİN KESİKBAŞ VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2014/16359) |
|
Karar Tarihi: 22/6/2015 |
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Alparslan ALTAN |
Üyeler |
: |
Serdar ÖZGÜLDÜR |
|
|
Celal Mümtaz AKINCI |
|
|
Muammer TOPAL |
|
|
M. Emin KUZ |
Raportör Yrd. |
: |
Derya ATAKUL |
Başvurucular |
: |
Sezgin KESİKBAŞ |
|
|
Ali HOROS |
|
|
İdris KESİKBAŞ |
|
|
Musa KESİKBAŞ |
Vekilleri |
: |
Av. Mustafa ERASLAN |
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvurucular,
"suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak" suçunu
işledikleri iddiasıyla yargılandıkları davanın halen devam ettiğini ve
yargılamanın makul sürede sonuçlandırılamadığını belirterek, adil yargılanma
haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşler ve manevi tazminat talebinde
bulunmuşlardır.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru, 10/10/2014 tarihinde İstanbul 21. Asliye Hukuk
Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. İdari yönden yapılan ön incelemede
başvurunun Komisyona sunulmasına engel bir durumunun bulunmadığı tespit
edilmiştir.
3. İkinci Bölüm İkinci Komisyonunca, 26/11/2014 tarihinde,
başvurunun, makul sürede yargılanma hakkının ihlali iddiası yönünden kabul
edilebilir olduğuna ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına,
dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiştir.
4. Başvurucular İdris Kesikbaş ve Musa Kesikbaş tarafından
yapılan 2014/16361 numaralı bireysel başvuru dosyası ile başvurucular Sezgin
Kesikbaş ve Ali Horos tarafından yapılan 2014/16359
numaralı bireysel başvuru dosyası aralarındaki hukuki ve fiili irtibat
nedeniyle birleştirilmiş, incelemeye 2014/16359 numaralı bireysel başvuru
dosyası üzerinden devam edilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından 13/3/2015 tarihinde, başvurunun
esas incelemesinin yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru konusu olay ve olgular ile başvurunun bir örneği,
görüş için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir. Adalet Bakanlığının 26/3/2015
tarihli yazısında, Anayasa Mahkemesinin önceki kararlarına ve bu kapsamda
sunulan görüşlerine atfen, başvuru hakkında görüş sunulmayacağı bildirilmiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
A. Olaylar
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve
UYAP aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde olaylar özetle
şöyledir:
8. Başvurucular, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca (CMK.
250. maddesi ile yetkili) yürütülen soruşturma kapsamında 29/11/2006 tarihinde
gözaltına alınmışlardır.
9. İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi (CMK. 250. maddesi ile
görevli), 1/12/2006 tarihli ve 2006/65 Sorgu sayılı kararı ile başvurucuların
tutuklanmalarına karar vermiştir.
10. Başvurucular ve diğer on iki şüpheli hakkında, İstanbul
Cumhuriyet Başsavcılığının (CMK. 250. maddesi ile yetkili) 29/3/2007 tarihli ve
E.2007/508 sayılı iddianamesi ile "suç
işlemek amacıyla örgüt kurmak, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak,
suç işlemek amacıyla kurulan örgüte yardım etmek, silahla kasten yaralamaya
teşebbüs etmek, yağmaya teşebbüs etmek, infaz kurumuna yasak eşya sokmak, infaz
kurumunda yasak eşya bulundurmak, suç delillerini değiştirmek, genel güvenliği
kasten tehlikeye sokmak, mala zarar vermek ve 6136 sayılı Kanun"a
muhalefet" suçlarını işledikleri iddiasıyla kamu davası
açılmış, dava İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin (CMK. 250. maddesi ile
görevli) E.2007/199 sayılı dosyasına kaydedilmiştir.
11. Mahkemece, 27/6/2007 tarihinde başvurucular Ali Horos ve İdris Kesikbaş"ın, 9/7/2007 tarihinde başvurucu
Musa Kesikbaş"ın ve 10/11/2009 tarihinde başvurucu Sezgin Kesikbaş"ın
tahliyelerine karar verilmiştir.
12. Özel yetkili mahkemelerin kapatılması üzerine İstanbul
13. Ağır Ceza Mahkemesince, 10/3/2014 tarihli karar ile dava dosyası görevli ve
yetkili Kocaeli Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmiştir.
13. Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesinin E.2014/100 sayılı
dosyasına kaydedilen davada yargılama halen devam etmektedir.
14. Başvurucular, 10/10/2014 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuşlardır.
B. İlgili
Hukuk
15. 26/9/2004 tarih ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 220.
maddesinin (2) ve (3) numaralı fıkraları.
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
16. Mahkemenin 22/6/2015 tarihinde yapmış olduğu toplantıda,
başvurucuların 10/10/2014 tarih ve 2014/16359 numaralı bireysel başvuruları
incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucuların İddiaları
17. Başvurucular, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca
yürütülen soruşturma kapsamında 29/11/2006 tarihinde gözaltına alınarak
1/12/2006 tarihinde tutuklandıklarını, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince
yapılan yargılama esnasında tahliye edildiklerini, ancak haklarında açılan kamu
davasının halen devam ettiğini ve yargılamanın makul sürede
sonuçlandırılamadığını belirterek, adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini
ileri sürmüşlerdir.
B. Değerlendirme
1. Esas Yönünden
18. Başvurucular, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca
haklarında açılan kamu davasının halen devam ettiğini ve yargılamanın makul
sürede sonuçlandırılamadığını belirterek, adil yargılanma haklarının ihlal
edildiğini ileri sürmüşlerdir.
19. Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (Sözleşme)
ortak koruma alanı dışında kalan bir hak ihlali iddiasını içeren başvurunun
kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi mümkün olmayıp (B. No: 2012/1049,
26/3/2013, § 18), Sözleşme metni ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)
kararlarından ortaya çıkan ve adil yargılanma hakkının somut görünümleri olan
alt ilke ve haklar, Anayasa’nın 36. maddesinde yer verilen adil yargılanma hakkının
da unsurlarıdır. Anayasa Mahkemesi de Anayasa’nın 36. maddesi uyarınca inceleme
yaptığı birçok kararında, ilgili hükmü Sözleşme’nin 6. maddesi ve AİHM içtihadı
ışığında yorumlamak suretiyle, Sözleşme’nin lâfzî içeriğinde yer alan ve AİHM
içtihadıyla adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil edilen ilke ve haklara,
Anayasa’nın 36. maddesi kapsamında yer vermektedir. Somut başvurunun dayanağını
oluşturan makul sürede yargılanma hakkı da yukarıda belirtilen ilkeler uyarınca
adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil olup, ayrıca davaların en az giderle
ve mümkün olan süratle sonuçlandırılmasının yargının görevi olduğunu belirten
Anayasa’nın 141. maddesinin de Anayasa’nın bütünselliği ilkesi gereği, makul
sürede yargılanma hakkının değerlendirilmesinde göz önünde bulundurulması
gerektiği açıktır (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 38–39).
20. Davanın karmaşıklığı, yargılamanın kaç dereceli olduğu,
tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun
davanın hızla sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar, bir
davanın süresinin makul olup olmadığının tespitinde göz önünde bulundurulması
gereken kriterlerdir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 41–45).
21. Anayasa’nın 36. ve Sözleşme’nin 6. maddesi uyarınca
kişilere, cezai alanda yöneltilen suçlamaların da (suç isnadı) makul sürede
karara bağlanmasını isteme hakkı tanınmıştır. İsnat olunan fiil, ceza
kanunlarında suç olarak nitelendirilmiş ve yargılama aşamasında ceza hukukunun
kuralları uygulanmış ise ayrıca bir uygulanabilirlik incelemesi yapılmaksızın
kendiliğinden adil yargılanma hakkının kapsamına girer (B. No: 2013/625,
9/1/2014, § 31). Başvuru konusu olayda, başvurucular hakkında, "suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye
olmak" suçunu işledikleri iddiasıyla soruşturma başlatılmıştır.
Başvurucular hakkında isnat olunan suç 5237 sayılı Kanun’un 220. maddesinin (2)
ve (3) numaralı fıkralarında hapis cezasını gerektirir şekilde tanımlanmıştır.
Bu çerçevede başvurucular hakkındaki suç isnadına dayalı yargılamanın
Anayasa’nın 36. maddesinin güvence kapsamına girdiği konusunda kuşku
bulunmamaktadır (B. No: 2012/625, 9/1/2014, § 32).
22. Ceza muhakemesinde yargılama süresinin makul olup
olmadığı değerlendirilirken sürenin başlangıcı, bir kişiye suç işlediği
iddiasının yetkili makamlar tarafından bildirilmesi veya isnattan ilk olarak
etkilendiği arama ve gözaltı gibi bir takım tedbirlerin uygulanması anı ya da
kamu davasının açıldığı tarihtir. Somut başvuru açısından bu tarih, İstanbul
Cumhuriyet Başsavcılığınca başvurucuların gözaltına alındığı 29/11/2006
tarihidir. Ceza yargılamasında sürenin sona erdiği tarih, suç isnadının nihai
olarak karara bağlandığı, yargılaması devam eden davalar yönünden ise Anayasa
Mahkemesinin makul süre şikâyetiyle ilgili kararını verdiği tarihtir (B. No:
2013/695, 9/1/2014, § 35).
23. Başvuruya konu yargılama sürecinin incelenmesinde,
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında 29/11/2006
tarihinde gözaltına alınarak 1/12/2006 tarihinde tutuklanan başvurucular ile
diğer on iki şüpheli hakkında, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 29/3/2007
tarihli iddianamesi ile "suç işlemek
amacıyla örgüt kurmak, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak, suç
işlemek amacıyla kurulan örgüte yardım etmek, silahla kasten yaralamaya
teşebbüs etmek, yağmaya teşebbüs etmek, infaz kurumuna yasak eşya sokmak, infaz
kurumunda yasak eşya bulundurmak, suç delillerini değiştirmek, genel güvenliği
kasten tehlikeye sokmak, mala zarar vermek ve 6136 sayılı Kanun"a
muhalefet" suçlarını işledikleri iddiasıyla kamu davası
açıldığı, davanın İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin E.2007/199 sayılı
dosyasına kaydedildiği tespit edilmiştir. Mahkemece, yirmi iki duruşma
yapıldığı, 27/6/2007 tarihinde başvurucular Ali Horos
ve İdris Kesikbaş"ın, 9/7/2007 tarihinde başvurucu Musa Kesikbaş"ın ve
10/11/2009 tarihinde başvurucu Sezgin Kesikbaş"ın tahliyelerine karar
verildiği, başvurucular ve diğer sanıkların savunmaları ile müşteki
beyanlarının alındığı, iletişim tespit tutanaklarının incelendiği ve bilirkişi
raporunun beklendiği belirlenmiştir. Özel yetkili mahkemelerin kapatılması
üzerine İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince, 10/3/2014 tarihli karar ile dava
dosyasının görevli ve yetkili Kocaeli Ağır Ceza Mahkemesine gönderildiği ve
yargılamanın Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesinin E.2014/100 sayılı dosyasında
halen devam ettiği anlaşılmıştır.
24. 4/12/2004 tarih ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun
öngördüğü yargılama usullerine tabi mahkemeler nezdindeki yargılamaların makul
sürede tamamlanmadığı yönündeki iddialar daha önce bireysel başvuru konusu
yapılmış ve Anayasa Mahkemesi tarafından makul sürede yargılanma hakkının ihlal
edildiği yönünde kararlar verilmiştir (B. No: 2012/625, 9/1/2014, §§ 23-41; B.
No: 2013/695, 9/1/2014, §§ 24-40).
25. Başvuruya konu davada yer alan kişi sayısı ve davanın
mahiyeti nedeniyle icrası gereken usul işlemlerinin niteliği başvuruya konu
yargılamanın karmaşık olduğunu ortaya koymakla birlikte, davaya bütün olarak
bakıldığında, somut başvuru açısından farklı bir karar verilmesini gerektirecek
bir yön bulunmadığı ve söz konusu yaklaşık dokuz yıldır devam eden yargılama
sürecinde makul olmayan bir gecikmenin olduğu sonucuna varılmıştır.
26. Açıklanan nedenlerle, başvurucuların
Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma
haklarının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
2. 6216 Sayılı Kanun’un 50. Maddesi Yönünden
27. Başvurucular, yargılama
makul sürede sonuçlandırılamadığı için ayrı ayrı 50.000,00 TL manevi tazminata
hükmedilmesini talep etmişlerdir.
28. 6216 sayılı Anayasa
Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun"un “Kararlar” kenar başlıklı 50. maddesinin
(2) numaralı fıkrası şöyledir:
“Tespit edilen ihlal
bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak
için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden
yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine
tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu
gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa
Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan
kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”
29. Başvurucuların tarafı
oldukları uyuşmazlığa ilişkin yaklaşık dokuz yıldır devam eden yargılama süresi
nazara alındığında, yargılama faaliyetinin uzunluğu sebebiyle, yalnızca ihlal
tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvuruculara
ayrı ayrı net 7.500,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
30. Başvurucular İdris Kesikbaş
ve Musa Kesikbaş tarafından yapılan 206,10 TL harçtan oluşan yargılama
giderinin anılan başvuruculara müştereken ödenmesine; başvurucular Sezgin
Kesikbaş ve Ali Horos tarafından yapılan 206,10 TL
harçtan oluşan yargılama giderinin anılan başvuruculara müştereken ödenmesine;
1.500,00 TL vekâlet ücretinin ise başvurucuların tümüne müştereken ödenmesine
karar verilmesi gerekir.
31. Başvuruya konu yargılamanın
yaklaşık dokuz yıldır devam ettiği ve bu hususun makul sürede yargılanma
hakkını ihlal ettiği gözetilerek, anayasal bir hakkın ihlal edildiği açık olan
bir yargılama dosyasında, hukuka, adalete ve mahkemeye güven ilkesinin gördüğü
zararın devam etmesinin önlenmesi amacıyla, yargılamanın mümkün olan en kısa
sürede sonuçlandırılmasını teminen, kararın bir
örneğinin ilgili Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan
gerekçelerle;
A. Başvurucuların;
1. Yargılamanın makul sürede
sonuçlandırılamadığı yönündeki iddialarının KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
2. Anayasa’nın
36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma haklarının İHLAL
EDİLDİĞİNE,
B. Başvuruculara ayrı ayrı net 7.500,00 TL manevi TAZMİNAT
ÖDENMESİNE, başvurucuların
tazminata ilişkin diğer taleplerinin REDDİNE,
C. Başvurucular İdris Kesikbaş ve Musa Kesikbaş tarafından yapılan
206,10 TL harçtan oluşan yargılama giderinin anılan BAŞVURUCULARA MÜŞTEREKEN
ÖDENMESİNE; başvurucular Sezgin Kesikbaş ve Ali Horos
tarafından yapılan 206,10 TL harçtan oluşan yargılama giderinin anılan
BAŞVURUCULARA MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE; 1.500,00 TL vekâlet ücretinin ise
BAŞVURUCULARIN TÜMÜNE MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE,
D. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucuların Maliye
Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına; ödemede
gecikme olması halinde, bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar
geçen süre için yasal faiz uygulanmasına,
E. Kararın bir örneğinin Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesine
gönderilmesine,
22/6/2015
tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.