Abaküs Yazılım
İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2020/1596
Karar No: 2020/3143
Karar Tarihi: 14.12.2020

Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2020/1596 Esas 2020/3143 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/1596
Karar No : 2020/3143

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- …
2- … Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Altıncı Dairesinin 27/02/2020 tarih ve E:2018/9418, K:2020/2777 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: İzmir İli, Bornova İlçesi, ... Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmaza ilişkin Cumhurbaşkanlığının 13/11/2018 tarih ve 342 sayılı kararıyla onaylanarak 14/11/2018 tarih ve 30595 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 1/5000 ölçekli Nazım ve 1/1000 ölçekli Uygulama imar planı değişikliğinin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Altıncı Dairesinin 27/02/2020 tarih ve E:2018/9418, K:2020/2777 sayılı kararıyla;
Bölgedeki ilk imar planlarıyla çocuk bahçesi olarak belirlenmiş olan taşınmazın sonraki imar planı değişiklikleriyle dava konusu işlemden önce konut alanı olarak belirlendiği,
Uyuşmazlığa konu imar planlarında konut alanında kalan kısmına önceki imar planlarında olduğu gibi ayrık nizam 5 katlı yapılaşma hakkı verildiği,
Plan açıklama raporunun ve plan paftalarının incelenmesinden, bölgedeki yapılaşmanın da 5 katlı konut alanı olarak belirlendiği, taşınmaza ayrıcalıklı yapılaşma hakkı tanındığı yönündeki iddianın yerinde olmadığı, taşınmaza çevresindeki planlı alanların yapılaşma koşulları ile eşdeğer yapılaşma hakkı tanındığı,
Bu durumda, dava konusu 1/5000 ve 1/1000 ölçekli planlarda mevzuata, şehircilik ve planlama esaslarına, kamu yararına aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, Özelleştirme İdaresi Başkanlığının 23/05/2018 tarihli, 66243 sayılı yazısı ile dava konusu taşınmaza ilişkin imar planı değişikliğine ilişkin görüş istendiği, davacı tarafından olumsuz görüş verildiği, verilen görüşün dikkate alınmadığı, önceki imar planları ile taşınmazın çocuk bahçesi olarak belirlenmesine karşın, dava konusu imar planları ile sosyal donatı alanının kaldırıldığı, toplam inşaat alanı dolayısıyla yapı ve nüfus yoğunluğu artışının söz konusu olduğu, plan bütünlüğünün, kent silüetinin ve çevreyle uyumunun bozulacağı, sosyal ve teknik altyapı alanının azaltıldığı ve eşdeğer donatı alanı ayrılmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Davalı idarelerden Hazine ve Maliye Bakanlığı Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından, Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuş; Cumhurbaşkanlığı tarafından ise savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'NUN DÜŞÜNCESİ : Dava konusu imar planlarının açıklama raporu (syf 19-20) ile dosyada yer alan bilgi ve belgeler incelendiğinde, mülga İmar ve İskan Bakanlığı Planlama ve İmar Genel Müdürlüğü tarafından onaylanan 18/06/1979 tarihli 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planında, dava konusu taşınmaza "çocuk bahçesi" kullanımının getirildiği, bu doğrultuda, aynı Bakanlık tarafından 05/01/1982 tarihinde onaylanan 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planında da taşınmazın "çocuk bahçesi ve otopark alanı" olarak düzenlendiği, taşınmazı "ayrık nizam 5 katlı konut alanı" olarak belirleyen, mülga Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca yapılan 09/07/2003 tarihli planın ise 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı niteliğinde olduğu, bu tarihte 1/5000 ölçekli Nazım İmar planında herhangi bir değişiklik yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, 09/07/2003 tarihli 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı ile belirlenen kullanım kararının, o tarihte yürürlükte bulunan 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planına aykırılık oluşturduğu açık olduğundan, Daire kararında söz konusu 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı esas alınarak, taşınmazın dava konusu işlemden önceki imar planlarıyla konut alanı olarak belirlendiği şeklindeki gerekçeye hukuken katılmak mümkün olmamıştır.
Dolayısıyla, dava konusu imar planları değişikliği öncesindeki 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planında alandaki kullanım kararının "çocuk bahçesi" olduğu, uyuşmazlık konusu 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ile bu planın uygulaması niteliğinde olan, 1/1000 ölçekli planda bu kullanımın değiştirilerek, "kısmen park, kısmen yol, kısmen gelişme konut alanı" fonksiyonlarının getirildiği konusunda duraksama bulunmadığından, hukuki değerlendirmenin bu husus esas alınarak yapılması gerekmektedir.
Dosyada bulunan plan açıklama raporunun incelenmesinden, söz konusu imar planları ile getirilen kullanım kararı sonucu, gelecekte bu alanda yaşaması öngörülen nüfusun ihtiyacı olan donatı alanlarının neler olduğu, plan bütünü içerisinde dava konusu planlar ile öngörülen nüfusa yeterli donatı standartlarının bulunup bulunmadığı, aynı şekilde parsel içerisinde getirilen sosyal ve teknik donatı alanlarının mevzuat ile öngörülen standartlara uygun olarak ayrılıp ayrılmadığı ve ulaşım altyapısının yeterli olup olmadığı hususlarında herhangi bir çalışma ya da analizin yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Öte yandan, Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği'nin 26. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, önceki Nazım İmar Planında çocuk bahçesi olarak belirlenen ve dava konusu imar planları ile küçültülen sosyal donatı alanına yönelik olarak, bu kullanımın hitap ettiği hizmet etki alanı içinde eşdeğer yeni bir alanın ayrılması gerekmekte olup, buna yönelik olarak da dava konusu planların açıklama raporunda herhangi bir hususa yer verilmemiştir.
Davalı idarece taşınmaza yönelik yeterli oranda, donatı alanı ayrıldığı belirtilmekte ise de, uyuşmazlıkta, önceki 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planında, çocuk bahçesi olarak öngörülmüş bir alanın kaldırılarak konut alanı olarak belirlendiği de göz önünde bulundurulduğunda, dava konusu planlar yapılırken, sosyal ve teknik donatılar yönünden bütüncül bir yaklaşım izlenerek, alanda öngörülen nüfus ve ihtiyaç olan altyapı alanlarına yönelik ayrıntılı bir araştırma ve incelemenin ortaya konulması gerektiği kuşkusuzdur.
Bu doğrultuda, önceki 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planında çocuk bahçesi olarak belirlenen ve dava konusu imar planları ile küçültülen sosyal donatı alanına yönelik olarak, bu kullanımın hitap ettiği hizmet etki alanı içinde eşdeğer yeni bir alanın ayrılıp ayrılmadığının plan açıklama raporu ile ortaya konulması, dava konusu imar planları ile alanda getirilen nüfusun ihtiyacı olan sosyal ve teknik donatı alanı miktarının mevzuat ile öngörülen standartlara uygun olup olmadığının değerlendirilmesi, alanda bu ihtiyacın karşılanması mümkün ise sosyal ve teknik altyapı alanlarının ayrılması, mümkün değil ise nerede ve nasıl karşılanacağına ilişkin araştırma ve analizlerin yapılması sonucunda dava konusu imar planlarının hazırlanması gerekirken, bu hususlar yerine getirilmeksizin onaylanan söz konusu imar planlarının, çevre imar bütünlüğünü bozmayacak nitelikte olduğundan söz edilebilmesine bu haliyle olanak bulunmamaktadır.
Bu durumda, İzmir İli, Bornova İlçesi, ... Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmaza ilişkin Cumhurbaşkanlığının 13/11/2018 tarih ve 342 sayılı kararıyla onaylanarak 14/11/2018 tarih ve 30595 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 1/5000 ölçekli Nazım ve 1/1000 ölçekli Uygulama imar planı değişikliğinde hukuka uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile Daire kararının bozularak, dava konusu imar planlarının iptalinin gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden davacının yürütmenin durdurulması işlemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 20/A maddesi uyarınca gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :
Dava konusu taşınmaz, mülga İmar ve İskan Bakanlığı Planlama ve İmar Genel Müdürlüğü tarafından onaylanan 18/06/1979 tarihli 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planında "çocuk bahçesi", aynı Bakanlık tarafından 05/01/1982 tarihinde onaylanan 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planında "çocuk bahçesi ve otopark alanı" olarak belirlenmiştir.
Söz konusu taşınmaz, Mülga Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca yapılan 09/07/2003 tarihli 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı değişikliği ile ayrık nizam 5 katlı konut alanı olarak belirlenmiş, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığınca 15/11/2012 tarihinde onanan 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı değişikliğiyle plan hükümleri düzenlenmiştir.
Taşınmaz, Özelleştirme Yüksek Kurulunun 15/08/2017 tarih ve 2017/66 sayılı kararıyla özelleştirme kapsam ve programına alınmış olup, dava konusu 13/11/2018 tarihli 1/5000 ölçekli Nazım ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı değişikliğiyle "kısmen park, kısmen yol, kısmen gelişme konut alanı" kullanımı ile "TAKS:0.20, KAKS:1.00, ayrık nizam 5 katlı yapılaşma hakkı" tanınmıştır.
Bunun üzerine temyizen incelenen dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT :
3194 sayılı İmar Kanunun'un 5. maddesinde, nazım imar planı; varsa bölge veya çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen, detaylı bir raporla açıklanan ve raporuyla beraber bütün olan plan olarak, uygulama imar planı ise; tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plan olarak tanımlanmıştır.
Aynı Kanun'un 9. maddesinin 2. fıkrasında: "Belediye hudutları ve mücavir alanlar içerisinde bulunan ve özelleştirme programına alınmış kuruluşlara ait arsa ve arazilerin, ilgili kuruluşlardan gerekli görüş, (Belediye) alınarak çevre imar bütünlüğünü bozmayacak imar tadilatları ve mevzi imar planlarının ve buna uygun imar durumlarının Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca hazırlanarak Özelleştirme Yüksek Kurulunca onaylanmak suretiyle yürürlüğe girer ve ilgili Belediyeler bu arsa ve arazilerin imar fonksiyonlarını 5 yıl değiştiremezler." kuralına yer verilmiştir.
09/07/2018 tarih ve 30473 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 85. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendi ile 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanununun 3. maddesinin 1. fıkrası yürürlükten kaldırılarak Özelleştirme Yüksek Kurulunun hukuki varlığına son verilmişse de, aynı Kanun Hükmünde Kararnamenin 85. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendi ile aynı Kanuna eklenen Geçici 29. madde ile bu Kanun Hükmünde Kararnamenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren Özelleştirme Yüksek Kurulunca görülmekte olan işlerin Cumhurbaşkanı veya yetkilendireceği makam tarafından sonuçlandırılacağı öngörülmüştür.
Öte yandan, Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği'nin 9. maddesinde; plan raporunda, planın türü, ölçeği, kapsamı ve özelliğine göre; vizyon, amaç, hedefler ve stratejiler belirlenerek, koruma-kullanma esasları, alan kullanım kararları, yoğunluk ve yapılaşmaya ilişkin konularda planlama esasları ve uygulama ilkeleri, eylem planları, açık ve yeşil alan sistemi, ulaşım, erişilebilirlik ve mekânın etkin kullanılması, gerektiğinde koruma, sağlıklaştırma ve yenileme program, alan ve projelerinin etaplama esasları, alan kullanım dağılımı tablosu gibi hususlarda açıklamalara yer verileceği,
İmar planlarında, bu Yönetmelik'te tanımlanan veya plan gösteriminde bulunan kullanımlardan birden fazla mekânsal kullanımın aynı alanda bir arada bulunması durumunda, uygulamaya yönelik alan kullanım oranları, otopark, yeşil alan ve benzeri sosyal ve teknik altyapı kullanımlarına ilişkin detaylar ile gerektiğinde bağımsız bölüm sayısının, plan raporu ve plan notlarında ayrıntılı olarak açıklanacağı kurala bağlanmıştır.
Aynı Yönetmeliğin 26. maddesinde ise, imar planında verilmiş olan inşaat emsalinin, kat adedinin, ifraz şartlarının değiştirilmesi sonucu nüfus yoğunluğunun artırılmasına dair imar planı değişikliklerinde artan nüfusun ihtiyacı olan sosyal ve teknik altyapı alanlarının standartlara uygun olarak plan değişikliğine konu alana hizmet vermek üzere ayrılacağı kurala bağlanmış, Yönetmelik Ek-2 tabloda da farklı nüfus gruplarında asgari sosyal ve teknik altyapı alanlarına ilişkin standartlar belirlenmiştir.
Ayrıca aynı Yönetmelik maddesinin 3. fıkrasında, "İmar planlarında bulunan sosyal ve teknik altyapı alanlarının kaldırılması, küçültülmesi veya yerinin değiştirilmesine dair plan değişiklikleri zorunluluk olmadıkça yapılmaz. Zorunlu hallerde böyle bir değişiklik yapılabilmesi için:
...
b) İmar planında yer alan yol hariç sosyal ve teknik altyapı alanlarının ve kamuya ait sosyal ve kültürel tesis alanlarının kaldırılabilmesi veya küçültülmesi ancak bu tesislerin hitap ettiği hizmet etki alanı içinde eşdeğer yeni bir alanın ayrılması suretiyle yapılabilir. Eşdeğer alanın ayrılmasında yüzölçümü ve konum özellikleri korunur. Bu alanların yerinin değiştirilmesinde, mevcut plandaki hizmet etki alanına göre aynı uygulama etabı veya bölge içinde kalması, yaya erişim mesafelerinin dikkate alınması ve yeni tespit edilen alanın tesisin yapılmasına müsait olması zorunludur." hükmü yer almıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Uyuşmazlıkta, öncelikle Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından hazırlanarak Cumhurbaşkanlığı kararıyla onaylanan dava konusu imar planları öncesindeki imar planlarının ölçeği ve niteliği hususunda değerlendirme yapılması gerekmektedir.
Dava konusu imar planlarının açıklama raporu (syf 19-20) ile dosyada yer alan bilgi ve belgeler incelendiğinde, mülga İmar ve İskan Bakanlığı Planlama ve İmar Genel Müdürlüğü tarafından onaylanan 18/06/1979 tarihli 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planında, dava konusu taşınmaza "çocuk bahçesi" kullanımının getirildiği, bu doğrultuda, aynı Bakanlık tarafından 05/01/1982 tarihinde onaylanan 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planında da taşınmazın "çocuk bahçesi ve otopark alanı" olarak düzenlendiği, taşınmazı "ayrık nizam 5 katlı konut alanı" olarak belirleyen, mülga Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca yapılan 09/07/2003 tarihli planın ise 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı niteliğinde olduğu, bu tarihte 1/5000 ölçekli Nazım İmar planında herhangi bir değişiklik yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, 09/07/2003 tarihli 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı ile belirlenen kullanım kararının, o tarihte yürürlükte bulunan 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planına aykırılık oluşturduğu açık olduğundan, Daire kararında söz konusu 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı esas alınarak, taşınmazın dava konusu işlemden önceki imar planlarıyla konut alanı olarak belirlendiği şeklindeki gerekçeye hukuken katılmak mümkün olmamıştır.
Dolayısıyla, dava konusu imar planları değişikliği öncesindeki 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planında alandaki kullanım kararının "çocuk bahçesi" olduğu, uyuşmazlık konusu 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ile bu planın uygulaması niteliğinde olan, 1/1000 ölçekli planda bu kullanımın değiştirilerek, "kısmen park, kısmen yol, kısmen gelişme konut alanı" fonksiyonlarının getirildiği konusunda duraksama bulunmadığından, Kurulumuzca hukuki değerlendirme bu husus esas alınarak yapılmıştır.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesinden; özelleştirme programındaki kuruluşlara ait veya özelleştirilmek üzere özelleştirme programına alınan arsa ve arazilerde ilgili kuruluşlardan gerekli görüş alınmak suretiyle her ölçekteki imar planı değişikliklerini hazırlamak Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'nın yetkisi dahilinde olmakla beraber; bu plan ve plan değişikliklerinin çevre ve imar bütünlüğünü bozmayacak şekilde yapılması gerektiği kuşkusuzdur.
Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından Kanun ile öngörülen yetki doğrultusunda belli bir parsele ya da bir alana yönelik hazırlanan imar planlarının, çevre imar bütünlüğüne uygun olabilmesi için, söz konusu imar planları ile alana getirilen nüfus yoğunluğunun hesap edilmesi, ilgili idarelerle gerekli koordinasyon sağlanarak, bu nüfusun ihtiyacı olan sosyal ve teknik altyapı alanı miktarının yine mevzuat ile öngörülen standartlara uygun olup olmadığının değerlendirilmesi, alanda bu ihtiyacın karşılanması mümkün ise donatıların ayrılması, mümkün değil ise nerede ve nasıl karşılanacağına ilişkin araştırma ve analizlerin yapılması ve yeni kullanım kararının ulaşım altyapısına etkisinin değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu kapsamda, uyuşmazlıkta, önceki 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planında "çocuk bahçesi" olarak ayrılmış iken, yeni planlarda parselin bir kısmına " gelişme konut alanı" kullanımı getirildiği ve kalıcı bir nüfus artışına sebebiyet verildiği göz önünde bulundurulduğunda, dava konusu imar planları hazırlanırken, alanda yaşaması öngörülen ek nüfus için gereken sosyal ve teknik altyapı miktarının değerlendirilmesi ve bu nüfusun getireceği ulaşım ve trafik yükü ile etkilerinin dava konusu planın açıklama raporunda detaylı bir şekilde ortaya konulması gerekmektedir.
Aksi yaklaşımın, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından Kanun ile öngörülen yetki doğrultusunda belli bir parsele ya da bir alana yönelik hazırlanan imar planlarının, çevre imar bütünlüğüne uygun olup olmadığının değerlendirilememesi sonucuna yol açabileceği açıktır.
Dosyada bulunan plan açıklama raporunun incelenmesinden, söz konusu imar planları ile getirilen kullanım kararı sonucu, gelecekte bu alanda yaşaması öngörülen nüfusun ihtiyacı olan donatı alanlarının neler olduğu, plan bütünü içerisinde dava konusu planlar ile öngörülen nüfusa yeterli donatı standartlarının bulunup bulunmadığı, aynı şekilde parsel içerisinde getirilen sosyal ve teknik donatı alanlarının mevzuat ile öngörülen standartlara uygun olarak ayrılıp ayrılmadığı ve ulaşım altyapısının yeterli olup olmadığı hususlarında herhangi bir çalışma ya da analizin yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Öte yandan, Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği'nin 26. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, önceki Nazım İmar Planında çocuk bahçesi olarak belirlenen ve dava konusu imar planları ile küçültülen sosyal donatı alanına yönelik olarak, bu kullanımın hitap ettiği hizmet etki alanı içinde eşdeğer yeni bir alanın ayrılması gerekmekte olup, buna yönelik olarak da dava konusu planların açıklama raporunda herhangi bir hususa yer verilmemiştir.
Davalı idarece taşınmaza yönelik yeterli oranda donatı alanı ayrıldığı belirtilmekte ise de, uyuşmazlıkta, önceki 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planında, çocuk bahçesi olarak öngörülmüş bir alanın kaldırılarak konut alanı olarak belirlendiği de göz önünde bulundurulduğunda, dava konusu planlar yapılırken, sosyal ve teknik donatılar yönünden bütüncül bir yaklaşım izlenerek, alanda öngörülen nüfus ve ihtiyaç olan altyapı alanlarına yönelik ayrıntılı bir araştırma ve incelemenin ortaya konulması gerektiği kuşkusuzdur.
Bu doğrultuda, önceki 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planında çocuk bahçesi olarak belirlenen ve dava konusu imar planları ile küçültülen sosyal donatı alanına yönelik olarak, bu kullanımın hitap ettiği hizmet etki alanı içinde eşdeğer yeni bir alanın ayrılıp ayrılmadığının plan açıklama raporu ile ortaya konulması, dava konusu imar planları ile alanda getirilen nüfusun ihtiyacı olan sosyal ve teknik donatı alanı miktarının mevzuat ile öngörülen standartlara uygun olup olmadığının değerlendirilmesi, alanda bu ihtiyacın karşılanması mümkün ise sosyal ve teknik altyapı alanlarının ayrılması, mümkün değil ise nerede ve nasıl karşılanacağına ilişkin araştırma ve analizlerin yapılması sonucunda dava konusu imar planlarının hazırlanması gerekirken, bu hususlar yerine getirilmeksizin onaylanan söz konusu imar planlarının, çevre imar bütünlüğünü bozmayacak nitelikte olduğundan söz edilebilmesine bu haliyle olanak bulunmamaktadır.
Bu durumda, İzmir İli, Bornova İlçesi, ... Mahallesi, …. ada, … parsel sayılı taşınmaza ilişkin Cumhurbaşkanlığının 13/11/2018 tarih ve 342 sayılı kararıyla onaylanarak 14/11/2018 tarih ve 30595 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 1/5000 ölçekli Nazım ve 1/1000 ölçekli Uygulama imar planı değişikliğinde hukuka uyarlık görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Altıncı Dairesinin temyize konu 27/02/2020 tarih ve E:2018/9418, K:2020/2777 sayılı kararının BOZULMASINA,
3. DAVA KONUSU İŞLEMİN İPTALİNE,
4.Kurulumuzca yeniden bir karar verildiğinden, aşağıda dökümü yapılan dava ve temyiz aşamasına ilişkin …- TL yargılama gideri ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir edilen …-TL avukatlık ücretinin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine,
5. Kullanılmayan …-TL yürütmeyi durdurma harcının ve posta gideri avansından artan tutarın istemi halinde davacıya iadesine,
6. Dosyanın anılan Daireye gönderilmesine,
7. 14/12/2020 tarihinde kesin olarak oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

X- Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın usul ve hukuka aykırı bulunmadığı, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, temyiz isteminin reddi ile temyize konu kararın onanması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi