
Esas No: 2014/16934
Karar No: 2014/16934
Karar Tarihi: 22/6/2015
Anayasa Mahkemesinin bu kararı bireysel başvuru kararı olup kişisel veri içerme ihtimali bulunmaktadır. Her ne kadar yayınlamakta yasal bir sakınca bulunmasa da bunun kişilere zarar verme ihtimali karşısında bu kararı yayınlamıyoruz.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
SERDAR AYDIN VE EŞREF AYDIN BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2014/16934) |
|
Karar Tarihi: 22/6/2015 |
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Alparslan ALTAN |
Üyeler |
: |
Serdar ÖZGÜLDÜR |
|
|
Celal Mümtaz AKINCI |
|
|
Muammer TOPAL |
|
|
M. Emin KUZ |
Raportör Yrd. |
: |
Derya ATAKUL |
Başvurucular |
: |
Serdar AYDIN |
|
|
Eşref AYDIN |
Vekilleri |
: |
Av. Kutsal HADİOĞLU |
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvurucular, "uyuşturucu
madde ticareti yapmak" suçunu işledikleri iddiasıyla
yargılandıkları davanın halen devam ettiğini ve yargılamanın makul sürede
sonuçlandırılmadığını belirterek, adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini
ileri sürmüşler ve manevi tazminat talebinde bulunmuşlardır.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru, 21/10/2014 tarihinde İstanbul 23. Asliye Hukuk
Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. İdari yönden yapılan ön incelemede
başvurunun Komisyona sunulmasına engel bir durumunun bulunmadığı tespit
edilmiştir.
3. İkinci Bölüm Birinci Komisyonunca 30/12/2014 tarihinde,
başvurunun, makul sürede yargılanma hakkının ihlali iddiası yönünden kabul
edilebilir olduğuna ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına,
dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiştir.
4. Başvurucu Serdar Aydın tarafından yapılan 2014/16934
numaralı bireysel başvuru dosyası ile başvurucu Eşref Aydın tarafından yapılan
2014/16936 numaralı bireysel başvuru dosyası, aralarındaki hukuki ve fiili
irtibat nedeniyle birleştirilmiş, incelemeye 2014/16934 numaralı bireysel
başvuru dosyası üzerinden devam edilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından 13/3/2015 tarihinde, başvurunun
esas incelemesinin yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru konusu olay ve olgular ile başvurunun bir örneği,
görüş için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir. Adalet Bakanlığının 19/3/2015
tarihli yazısında, Anayasa Mahkemesinin önceki kararlarına ve bu kapsamda
sunulan görüşlerine atfen, başvuru hakkında görüş sunulmayacağı bildirilmiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
A. Olaylar
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve
UYAP aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde olaylar özetle
şöyledir:
8. Başvurucular, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca (CMK.
250. maddesi ile yetkili) yürütülen soruşturma kapsamında 28/8/2009 tarihinde
gözaltına alınmışlardır.
9. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin (CMK. 250. maddesi
ile görevli), 1/9/2009 tarihli ve 2009/100 Değişik İş sayılı kararıyla
başvurucuların tutuklanmalarına karar verilmiştir.
10. Başvurucular ve diğer şüpheli hakkında, 9/9/2009 tarihli
ve E.2009/904 sayılı iddianame ile "suç
işlemek amacıyla örgüt kurmak, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak ve
örgüt faaliyeti çerçevesinde uyuşturucu madde ticareti yapmak"
suçlarını işledikleri iddiasıyla kamu davası açılmış, dava İstanbul 10. Ağır
Ceza Mahkemesinin (CMK. 250. maddesi ile görevli) E.2009/209 sayılı dosyasına
kaydedilmiştir.
11. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi, 13/5/2010 tarihli
duruşmada başvurucu Eşref Aydın"ın tahliyesine karar vermiştir.
12. Mahkemece, 14/6/2012 tarihli ve E.2009/209, K.2012/107
sayılı karar ile başvurucuların "suç
işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak" suçundan beraatlerine, başvurucu Serdar Aydın"ın "uyuşturucu madde ticareti yapmak"
suçundan 10 yıl hapis ve 30.000,00 TL adli para, başvurucu Eşref Aydın"ın "uyuşturucu madde ticareti yapmak"
suçundan 7 yıl 6 ay hapis ve 7.500,00 TL adli para cezası ile
cezalandırılmalarına ve başvurucu Serdar Aydın"ın tutukluluk halinin devamına
karar verilmiştir.
13. Temyiz üzerine, Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 16/5/2013
tarihli ve E.2012/22763, K.2013/4431 sayılı ilâmı ile hüküm bozulmuştur.
14. Bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonunda İstanbul
10. Ağır Ceza Mahkemesi, 23/7/2013 tarihli ve E.2013/95, K.2013/160 sayılı
kararı ile "uyuşturucu madde ticareti
yapmak" suçundan başvurucu Serdar Aydın"ın 10 yıl hapis ve
30.000,00 TL adli para, başvurucu Eşref Aydın"ın 7 yıl 6 ay hapis ve 7.500,00
TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına ve başvurucu Serdar Aydın"ın
tahliyesine karar vermiştir.
15. Karar, başvurucular tarafından temyiz edilmiş olup temyiz
incelemesi devam etmektedir.
16. Başvurucular, 21/10/2014 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuşlardır.
B. İlgili
Hukuk
17. 26/9/2004 tarih ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 188.
maddesinin (3) ve (4) numaralı fıkraları.
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
18. Mahkemenin 22/6/2015 tarihinde yapmış olduğu toplantıda,
başvurucuların 21/10/2014 tarih ve 2014/16934 numaralı bireysel başvuruları
incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucuların İddiaları
19. Başvurucular, "uyuşturucu
madde ticareti yapmak" suçunu işledikleri iddiasıyla 28/8/2009
tarihinde gözaltına alınarak 1/9/2009 tarihinde tutuklandıklarını, yargılama
esnasında tahliye edildiklerini ancak haklarında açılan kamu davasının halen
devam ettiğini ve yargılamanın makul sürede sonuçlandırılmadığını belirterek,
adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
B. Değerlendirme
1. Esas Yönünden
20. Başvurucular, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca
haklarında açılan kamu davasının halen devam ettiğini ve yargılamanın makul
sürede sonuçlandırılmadığını belirterek, adil yargılanma haklarının ihlal
edildiğini ileri sürmüşlerdir.
21. Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (Sözleşme)
ortak koruma alanı dışında kalan bir hak ihlali iddiasını içeren başvurunun
kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi mümkün olmayıp (B. No: 2012/1049,
26/3/2013, § 18), Sözleşme metni ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)
kararlarından ortaya çıkan ve adil yargılanma hakkının somut görünümleri olan
alt ilke ve haklar, Anayasa’nın 36. maddesinde yer verilen adil yargılanma hakkının
da unsurlarıdır. Anayasa Mahkemesi de Anayasa’nın 36. maddesi uyarınca inceleme
yaptığı birçok kararında, ilgili hükmü Sözleşme’nin 6. maddesi ve AİHM içtihadı
ışığında yorumlamak suretiyle, Sözleşme’nin lâfzî içeriğinde yer alan ve AİHM
içtihadıyla adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil edilen ilke ve haklara,
Anayasa’nın 36. maddesi kapsamında yer vermektedir. Somut başvurunun dayanağını
oluşturan makul sürede yargılanma hakkı da yukarıda belirtilen ilkeler uyarınca
adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil olup, ayrıca davaların en az giderle
ve mümkün olan süratle sonuçlandırılmasının yargının görevi olduğunu belirten
Anayasa’nın 141. maddesinin de Anayasa’nın bütünselliği ilkesi gereği, makul
sürede yargılanma hakkının değerlendirilmesinde göz önünde bulundurulması
gerektiği açıktır (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 38–39).
22. Davanın karmaşıklığı, yargılamanın kaç dereceli olduğu,
tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun
davanın hızla sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar, bir
davanın süresinin makul olup olmadığının tespitinde göz önünde bulundurulması
gereken kriterlerdir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 41–45).
23. Anayasa’nın 36. ve Sözleşme’nin 6. maddesi uyarınca
kişilere, cezai alanda yöneltilen suçlamaların da (suç isnadı) makul sürede
karara bağlanmasını isteme hakkı tanınmıştır. İsnat olunan fiil, ceza
kanunlarında suç olarak nitelendirilmiş ve yargılama aşamasında ceza hukukunun
kuralları uygulanmış ise ayrıca bir uygulanabilirlik incelemesi yapılmaksızın
kendiliğinden adil yargılanma hakkının kapsamına girer (B. No: 2013/625,
9/1/2014, § 31). Başvuru konusu olayda, başvurucular hakkında, "suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak
ve örgüt faaliyeti çerçevesinde uyuşturucu madde ticareti yapmak"
suçlarını işledikleri iddiasıyla soruşturma başlatılmıştır. Başvurucular
hakkında isnat olunan suçlar 5237 sayılı Kanun’un 188. maddesinin (3), (4) ve
(5) numaralı fıkraları ile 220. maddesinin (2) numaralı fıkrasında hapis ve
adli para cezasını gerektirir şekilde tanımlanmıştır. Bu çerçevede başvurucular
hakkındaki suç isnadına dayalı yargılamanın Anayasa’nın 36. maddesinin güvence
kapsamına girdiği konusunda kuşku bulunmamaktadır (B. No: 2012/625, 9/1/2014, §
32).
24. Ceza muhakemesinde yargılama süresinin makul olup
olmadığı değerlendirilirken sürenin başlangıcı, bir kişiye suç işlediği
iddiasının yetkili makamlar tarafından bildirilmesi veya isnattan ilk olarak
etkilendiği arama ve gözaltı gibi bir takım tedbirlerin uygulanması anı ya da
kamu davasının açıldığı tarihtir. Somut başvuru açısından bu tarih, İstanbul
Cumhuriyet Başsavcılığınca başvurucuların gözaltına alındığı 28/8/2009
tarihidir. Ceza yargılamasında sürenin sona erdiği tarih, suç isnadının nihai
olarak karara bağlandığı, yargılaması devam eden davalar yönünden ise Anayasa
Mahkemesinin makul süre şikâyetiyle ilgili kararını verdiği tarihtir (B. No:
2013/695, 9/1/2014, § 35).
25. Başvuruya konu yargılama sürecinin incelenmesinde,
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında 28/8/2009
tarihinde gözaltına alınarak 1/9/2009 tarihinde tutuklanan başvurucular ile
diğer şüpheli hakkında, Başsavcılığın 9/9/2009 tarihli iddianamesi ile "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, suç işlemek
amacıyla kurulan örgüte üye olmak ve örgüt faaliyeti çerçevesinde uyuşturucu
madde ticareti yapmak" suçlarını işledikleri iddiasıyla kamu
davası açıldığı, davanın İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinin E.2009/209 sayılı
dosyasına kaydedildiği tespit edilmiştir. Mahkemece, 13/5/2010 tarihli
duruşmada başvurucu Eşref Aydın"ın serbest bırakıldığı, 14/6/2012 tarihli karar
ile başvurucuların "suç işlemek
amacıyla kurulan örgüte üye olmak" suçundan beraatlerine,
"uyuşturucu madde ticareti yapmak"
suçundan mahkûmiyetlerine ve başvurucu Serdar Aydın"ın tutukluluk halinin
devamına karar verildiği belirlenmiştir. Temyiz üzerine, Yargıtay 10. Ceza
Dairesinin 16/5/2013 tarihli ilâmı ile hükmün bozulduğu, bozma ilâmına uyularak
yapılan yargılama sonunda İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesince, 23/7/2013
tarihli karar ile "uyuşturucu madde
ticareti yapmak" suçundan başvurucu Serdar Aydın"ın 10 yıl
hapis ve 30.000,00 TL adli para, başvurucu Eşref Aydın"ın 7 yıl 6 ay hapis ve
7.500,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına ve başvurucu Serdar Aydın"ın
tahliyesine karar verildiği, başvurucular tarafından temyiz edilen hükmün
temyiz incelemesinin halen devam ettiği anlaşılmıştır.
26. 4/12/2004 tarih ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun
öngördüğü yargılama usullerine tabi mahkemeler nezdindeki yargılamaların makul
sürede tamamlanmadığı yönündeki iddialar daha önce bireysel başvuru konusu
yapılmış ve Anayasa Mahkemesi tarafından makul sürede yargılanma hakkının ihlal
edildiği yönünde kararlar verilmiştir (B. No: 2012/625, 9/1/2014, §§ 23-41; B.
No: 2013/695, 9/1/2014, §§ 24-40).
27. Başvurunun değerlendirilmesi neticesinde, başvuruya konu
ceza davası; hukuki meselenin çözümündeki güçlük, maddi olayların karmaşıklığı,
delillerin toplanmasında karşılaşılan engeller, taraf sayısı gibi kriterler
dikkate alındığında karmaşık olmaktan uzaktır. Başvurucuların tutum ve
davranışlarıyla ve usuli haklarını kullanırken
özensiz davranmalarıyla yargılamanın uzamasına önemli ölçüde sebep oldukları da
söylenemez. Anılan davaya bütün olarak bakıldığında, somut başvuru açısından
farklı bir karar verilmesini gerektirecek bir yön bulunmadığı ve söz konusu
yaklaşık altı yıldır devam eden yargılama sürecinde makul olmayan bir
gecikmenin olduğu sonucuna varılmıştır.
28. Açıklanan nedenlerle,
başvurucuların Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede
yargılanma haklarının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
3. 6216 Sayılı Kanun’un 50. Maddesi Yönünden
29. Başvurucular, yargılama
makul sürede sonuçlandırılmadığı için ayrı ayrı 50.000,00 TL manevi tazminata
hükmedilmesini talep etmişlerdir.
30. 6216 sayılı Anayasa
Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun"un “Kararlar” kenar başlıklı 50. maddesinin
(2) numaralı fıkrası şöyledir:
“Tespit edilen ihlal
bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak
için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden
yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine
tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu
gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa
Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan
kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”
31. Başvurucuların tarafı
oldukları uyuşmazlığa ilişkin yaklaşık altı yıldır devam eden yargılama süresi
nazara alındığında, yargılama faaliyetinin uzunluğu sebebiyle, yalnızca ihlal
tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvuruculara
ayrı ayrı net 4.150,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
32. Başvurucular tarafından ayrı
ayrı yapılan 206,10 TL harçtan oluşan yargılama giderinin ayrı ayrı
başvuruculara ödenmesine, 1.500,00 TL vekâlet ücretinin başvuruculara
müştereken ödenmesine karar verilmesi gerekir.
33. Başvuruya konu yargılamanın
yaklaşık altı yıldır devam ettiği ve bu hususun makul sürede yargılanma hakkını
ihlal ettiği gözetilerek, anayasal bir hakkın ihlal edildiği açık olan bir
yargılama dosyasında, hukuka, adalete ve mahkemeye güven ilkesinin gördüğü
zararın devam etmesinin önlenmesi amacıyla, yargılamanın mümkün olan en kısa
sürede sonuçlandırılmasını teminen, kararın bir
örneğinin ilgili Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan
gerekçelerle;
A. Başvurucuların;
1. Yargılamanın makul sürede
sonuçlandırılmadığı yönündeki iddialarının KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
2. Anayasa’nın
36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma haklarının İHLAL
EDİLDİĞİNE,
B. Başvuruculara ayrı ayrı net 4.150,00 TL manevi TAZMİNAT
ÖDENMESİNE, başvurucuların
tazminata ilişkin diğer taleplerinin REDDİNE,
C. Başvurucular tarafından ayrı ayrı yapılan 206,10 TL harçtan
oluşan yargılama giderinin ayrı ayrı BAŞVURUCULARA ÖDENMESİNE ve 1.500,00 TL
vekâlet ücretinin ise BAŞVURUCULARA MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE,
D. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucuların Maliye
Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına; ödemede
gecikme olması halinde, bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar
geçen süre için yasal faiz uygulanmasına,
E. Kararın bir örneğinin Yargıtaya
gönderilmesine,
22/6/2015
tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.