Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/373
Karar No: 2010/1025
Karar Tarihi: 11.2.2010

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2010/373 Esas 2010/1025 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2010/373 E.  ,  2010/1025 K.

    "İçtihat Metni"


    -Y A R G I T A Y İ L A M I –

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın zamanaşamı nedeniyle reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:


    -K A R A R-

    Davacı vekili, müvekkili şirkete kasko sigortalı aracın, davalı tarafa ait araçla çarpışması sonucu pert olduğunu, 27.507 TL araç bedelinin sigortalıya ödendiğini, 8.600 TL sovtaj bedelinin mahsubu ile bakiye 18.907 TL"den davalı tarafın %75 kusur oranına isabet eden 14.180,25 TL"den davalı aracının trafik sigortasınca ödenen 5.000 TL indirildikten sonra kalan 9.180,25 TL"nin 9.12.2005 ödeme tarihinden işleyecek reeskont faizi ile davalılardan tahsilini talep etmiştir.
    Davalılar vekili, davanın zamanaşımına uğradığını zararı doğuran olayın 21.09.2005 tarihinde meydana geldiğini davanın 2918 sayılı KTK"nun 109/1 maddesinde öngörülen 2 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra 03.01.2008 tarihinde açıldığını aynı yasanın 109/2 maddesinde düzenlenen kuralın bu dava ile ilişkilendirilmesinin mümkün olmadığını, somut olayda tedavi giderleri veya destekten yoksun kalma tazminatı gibi yaralama veya ölümle ilişkili bir olaydan zarar gören tarafın açtığı bir dava söz konusu olmadığından uzamış ceza zamanaşımı süresinin bu davada uygulanamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece davalılar aleyhine açılan davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, TTK.nun 1301 maddesinden kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkindir.
    Somut olayda olduğu gibi trafik kazası sonucunda bir kimsenin aracının hasara uğratılmasının o kişiye karşı işlenmiş bir haksız fiil niteliğinde bulunduğu açıktır.
    Borçlar Kanununun 41.maddesinde haksız fiil tanımlanmış, 60.maddesinde de haksız fiilden zarar görenin bundan kaynaklanan zararının tazmini istemiyle açacağı davaların zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren 1 ve her halde haksız fiil tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi bulunduğu belirtilmiştir.
    Buna karşılık, 2918 sayılı KTK.nun 109.maddesinin ilk fıkrasında yine bir haksız fiil niteliğindeki trafik kazalarından doğan tazminat taleplerinin tabi bulunacağı zamanaşımı süresi yönünden Borçlar Kanunun 60.maddesindeki düzenlemeden farklı özel bir hüküm getirilmiş, anılan hükümdeki 1 yıllık zamanaşımı süresi bu tür tazminat talepleri için açılacak davalar yönünden 2 yıl olarak belirtilmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında ise davanın cezayı gerektiren bir eylemden doğması ve ceza kanunu"nun bu eylem için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmesi halinde, bu sürenin maddi tazminat talepleri (bu taleple açılacak davalar) için de geçerli olacağı hükme bağlanmıştır.
    Görüldüğü üzere Borçlar Kanunun 60 ve 2918 sayılı KTK.nun 109/2 maddesindeki düzenlemeler zamanaşımı süresinin başlangıcı yönünden birbirine paraleldir. Aralarındaki tek fark zamanaşımı süresinin trafik kazalarından doğan tazminat talepleri bakımından bir yıl yerine 2 yıl olarak öngörülmesidir.
    2918 sayılı KTK.nun anılan hükmünün gözten kaçırılmaması gereken yönü ceza kanununda öngörülen daha uzun zamanaşımı süresinin tazminat talebi ile açılacak davalar içinde geçerli olabilmesinin sadece eylemin ceza kanununa göre suç sayılması koşuluna bağlanmış bulunmasıdır. Bu düzenlemenin iki ayrı sonucu bulunmaktadır. Söz konusu yasa hükmü, ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için sadece eylemin aynı zamanda bir suç oluşturmasını yeterli görmekte bunun dışında fail hakkında mahkumiyet kararıyla sonuçlanmış bir ceza davasının varlığı hatta böyle bir ceza davasının açılması yada zarar görenin o davada tazminat yönünden bir talepte bulunmuş olması koşulu aranmamaktadır. Dahası söz konusu hükümde ceza zamanaşımının uygulanması bakımından sürücü ve diğer sorumlular (örneğin işleten) arasında bir ayrımda yapılmamış, böylece kuralın bunların tümü için geçerli olduğu hepsi için aynı zamanaşımı süresinin uygulanacağı öngörülmüştür.
    Açıklanan hukuksal durum ve ilkeler ışığında, somut olay değerlendirildiğinde, davalıların murisi Musa Süslü"nün ölümü, davacıya kasko sigortalı aracın sürücüsünün yaralanması ve davacıya sigortalı aracın hasarlanmıştır. 5237 sayılı TCK"nun 85/1 maddesi çerçevesinde cezayı gerektiren bir eylem niteliğinde bulunması bu eylemle ilgili ceza davasının anılan hükmünde öngörülen cezanın süresi nazara alınarak, aynı kanunun 66/d ve 2918 sayılı KTK"nun 109/2 maddeleri uyarınca, davanın ceza zamanaşımı süresinde açılmış olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece işin esasına girilerek kusur ve hasar yönünden inceleme yapılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 11.2.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi