
Esas No: 2018/582
Karar No: 2018/2168
Karar Tarihi: 08.02.2018
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2018/582 Esas 2018/2168 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Sanık ... hakkında hakaret ve tehdit suçlarından yapılan yargılama sonucunda mahkumiyetine dair İstanbul (kapatılan) 19. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 04/07/2013 tarih ve 2012/617 esas, 2013/791 karar sayılı hükümlerinin sanık tarafından temyizi üzerine,
Dairemizin 25/02/2016 gün ve 2013/37550 esas, 2016/3392 sayılı kararıyla,
"Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre, sanığın 08/07/2013 tarihli süre tutum dilekçesi ile yasal süresi içerisinde kararı temyiz etmiş olduğu anlaşılmakla, Yerel Mahkemenin temyiz isteğinin reddine ilişkin kararına karşı yapılan itiraz yerinde görüldüğünden, ret kararının kaldırılması suretiyle dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Sanığa yükletilen tehdit ve hakaret eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükümleri etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak,
a)TCK"nın 53/l-(c) maddesindeki hak yoksunluğunun sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağının gözetilmemesi,
b)Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinde yer alan “ve diğer siyasi hakları kullanmaktan” ibaresinin iptaline karar verilmiş, ayrıca aynı bentte yer alan “seçme ve seçilme” ehliyetleri ile ilgili olarak da, hükümlünün, hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak bu hak ve ehliyetlerden yoksun bırakılması uygulamasını engelleyici nitelikte iptal kararları verilmiş olması ve doğan boşluk nedeniyle bu hususta yeni bir yasal düzenleme yapılması ihtiyacının ortaya çıkması karşısında, yerel mahkeme hükmünde bu hak ve ehliyetlerden yoksun bırakmaya ilişkin uygulamanın dayanaksız kalması,
Bozmayı gerektirmiş ve sanık ..."in temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de, bu aykırılık, yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktası tebliğnameye kısmen uygun olarak, hükümlerde TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısımdan (b) ibaresi çıkartılmak ve “sanık hakkında TCK"nın 53/1-(c) maddesinde yer alan hak yoksunluğunun kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar, diğer kişiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar uygulanmasına” ibaresi eklenmek, biçiminde DÜZELTİLMESİNE ve başkaca yönleri Kanuna uygun bulunan hükümlerin, bu bağlamda ONANMASINA,"
karar verilmiştir.
I-İTİRAZ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 03/01/2018 gün ve KD - 2017/70030 sayılı yazısı ile,
"İTİRAZ EDİLEN KARAR: Yargıtay 4. Ceza Dairesi"nin 25/02/2016 gün ve 2013/37550 Esas, 2016/3392 Karar sayılı kararı.
İTİRAZ EDEN: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
KONUNUN TAKDİMİ: İstanbul (kapatılan) 19. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 04/07/2013 tarihli 2012/617 esas 2013/791 karar sayılı kararı ile sanık ... hakkında hakaret suçundan 5237 sayılı TCK"nın 125/2. maddesi delaletiyle 125/1, 29, 58, 53/1. maddeleri gereğince 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, mükerrirlere özgü infaz rejimi uygulanmasına, tehdit suçundan 5237 sayılı TCK"nın 106/1-1. cümle, 43/1, 29, 58, 53/1. maddeleri gereğince 5 ay 18 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, mükerrirlere özgü infaz rejimi uygulanmasına karar verilmiştir.
Hükmün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"mızın 12/11/2013 tarihli 2013/342126 sayılı tebliğnamesi ile hükümlerin onanması talep edilmiştir.
Yüksek Yargıtay 4. Ceza Dairesi"nin 25/02/2016 tarihli 2013/37550 esas 2016/3392 karar sayılı ilamı ile, TCK"nın 53/1-c maddesindeki hak yoksunluğunun sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağının gözetilmemesi, Anayasa Mahkemesi"nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 08/10/2015 gün 2014/140 esas 2015/85 sayılı kararı ile TCK"nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinde yer alan "ve diğer siyasi hakları kullanmaktan" ibaresinin iptaline karar verilmiş, ayrıca aynı bentte yer alan "seçme ve seçilme" ehliyetleri ile ilgili olarak da, hükümlünün hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak bu hak ve ehliyetlerden yoksun bırakılması uygulamasını engelleyici nitelikte iptal kararları verilmiş olması ve doğan boşluk nedeniyle bu hususta yeni bir yasal düzenleme yapılması ihtiyacının ortaya çıkması karşısında, yerel mahkeme hükmünde bu hak ve ehliyetlerden yoksun bırakmaya ilişkin uygulamanın dayanaksız kalması bozmayı gerektirmiş ise de, düzeltilmesi mümkün olduğundan, hükümlerde TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısımdan (b) ibaresi çıkartılmak ve "sanık hakkında TCK"nın 53/1-c maddesinde yer alan hak yoksunluğunun kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar uygulanmasına" ibaresinin eklenmesi suretiyle hükümlerin düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
İTİRAZ NEDENLERİ: İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 01/12/2017 tarihli ilamat no: 2017/2-30377 sayılı yazısı ile, İstanbul (kapatılan) 19. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 04/07/2013 tarihli 2012/617 esas 2013/791 karar sayılı ilamında tekerrüre esas alınan Şişli 7. Asliye Ceza Mahkemesi"nin (İstanbul 30. Asliye Ceza Mahkemesi) 2010/535 esas 2011/393 karar sayılı ilamının 24/09/2014 tarihinde kesinleştiği, İstanbul (kapatılan) 19. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 04/07/2013 tarihli 2012/617 esas 2013/791 karar sayılı ilamına konu olan suçların işleniş tarihinin 30/05/2012 olup, tekerrüre esas alınan ilamın kesinleşme tarihinden önce işlenmiş olmasından dolayı tekerrür şartı gerçekleşmediği halde, hapis cezalarının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesi nedeniyle 5271 sayılı CMK"nın 308. maddesi gereğince itiraz yasa yoluna başvurulması talep edilmiştir.
İstanbul (kapatılan) 19. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 04/07/2013 tarihli 2012/617 esas 2013/791 karar sayılı ilamında tekerrüre esas alınan Şişli 7. Asliye Ceza Mahkemesi"nin (İstanbul 30. Asliye Ceza Mahkemesi) 2010/535 esas 2011/393 karar sayılı ilamının 24/09/2014 tarihinde kesinleştiği, suçların tarihinin 30/05/2012 olup, tekerrüre esas alınan ilamın kesinleşme tarihinden önce işlenmiş olması nedeniyle tekerrüre esas alınamayacağı, sanığa ait adli sicil kaydında bulunan mahkûmiyetlerden en ağır cezaya ilişkin İstanbul 34. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2011/266 esas 2011/1636 karar sayılı 22/11/2011 tarihli 29/03/2012 tarihinde kesinleşen mahkumiyet hükmünün tekerrüre esas alınması gerektiği, ancak hüküm sanık tarafından temyiz edildiğinden, sanığın kazanılmış hakkı gözetilerek mükerrirlik nedeniyle yapılacak uygulamada Şişli 7. Asliye Ceza Mahkemesi"nin (İstanbul 30. Asliye Ceza Mahkemesi) 2010/535 esas 2011/393 karar sayılı 24/09/2014 tarihinde kesinleşen ilamındaki hapis cezasına ilişkin sınırın 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesi uyarınca infazda gözetilmesinde zorunluluk bulunduğu, yine hakaret suçundan hüküm kurulduğu sırada, hakaret suçuna ilişkin özel hüküm olan ve daha lehe düzenlemeler içeren 5237 sayılı TCK"nın 129. maddesi yerine aynı Kanunun genel tahrike dair 29. maddesinin uygulanamayacağının gözetilmediği anlaşılmakla, 5271 sayılı CMK"nın 308. maddesi gereğince Yüksek Daire"nin kararına karşı itiraz yasa yoluna başvurulmuştur.
SONUÇ VE İSTEM: 6352 sayılı Kanunun 99. maddesi ile 5271 sayılı CMK"nın 308. maddesine eklenen 2. ve 3. fıkra hükümleri uyarınca Yüksek Yargıtay 4. Ceza Dairesi"nin 25/02/2016 tarihli 2013/37550 esas 2016/3392 karar sayılı düzelterek onama kararının kaldırılmasına,
Sanık hakkında tehdit suçundan kurulan hüküm yönünden, 5237 sayılı TCK"nın 58. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısmın hüküm fıkrasından çıkartılmasına, "Sanığa ait adli sicil kaydında bulunan mahkûmiyetlerden en ağır cezaya ilişkin İstanbul 34. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2011/266 esas 2011/1636 karar sayılı 22/11/2011 tarihli 29/03/2012 tarihinde kesinleşen mahkumiyet hükmü tekerrüre esas teşkil ettiğinden, 5237 sayılı TCK"nın 58/6. maddesi gereğince sanığın cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, ancak hüküm sanık tarafından temyiz edildiğinden sanığın kazanılmış hakkı gözetilerek mükerrirlik nedeniyle yapılacak uygulamada Şişli 7. Asliye Ceza Mahkemesi"nin (İstanbul 30. Asliye Ceza Mahkemesi) 2010/535 esas 2011/393 karar sayılı 24/09/2014 tarihinde kesinleşen ilamındaki hapis cezasına ilişkin sınırın 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesi uyarınca infazda gözetilmesine, 5237 sayılı TCK"nın 58/7. maddesi gereğince cezanın infazından sonra sanık hakkında denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına" ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün düzeltilerek onanmasına,
Sanık hakkında hakaret suçundan kurulan hüküm yönünden, hakaret suçuna ilişkin özel hüküm olan ve daha lehe düzenlemeler içeren 5237 sayılı TCK"nın 129. maddesi yerine aynı Kanunun genel tahrike dair 29. maddesinin uygulanması, yine tekerrüre esas alınan Şişli 7. Asliye Ceza Mahkemesi"nin (İstanbul 30. Asliye Ceza Mahkemesi) 2010/535 esas 2011/393 karar sayılı ilamının 24/09/2014 tarihinde kesinleştiği, suçların tarihinin 30/05/2012 olup, tekerrüre esas alınan ilamın kesinleşme tarihinden önce işlenmiş olması nedeniyle tekerrüre esas alınamayacağının gözetilmemesi yasaya aykırı olduğundan hükmün bozulmasına karar verilmesi,
6352 sayılı Kanunun 99. maddesi ile 5271 sayılı CMK"nın 308. maddesine eklenen 3. fıkra hükmü gereğince itirazımızın Yüksek Deire"nizce yerinde görülmemesi halinde dosyanın Yüksek Ceza Genel Kurulu"na gönderilmesi itirazen arz ve talep olunur."
İsteminde bulunulması üzerine dosya Dairemize gönderilmekle, incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
II- İTİRAZIN KAPSAMI
İtiraz, tehdit ve hakaret suçlarından sanık ... hakkında kurulan hükümlerde, sanığın tekerrüre esas başka hükümlülüğü bulunmasına karşın, suç tarihinden sonra kesinleşen ilamın tekerrüre esas alınması ve hakaret suçundan kurulan hükümde özel tahrik hükmü olan TCK"nın 129. maddesi yerine genel tahrik hükmü olan, aynı yasanın 29. maddesinin uygulanması nedeniyle, tehdit suçundan kurulan hükmün düzeltilerek onanmasına, hakaret suçundan kurulan hükmün ise bozulması istemine ilişkindir.
III-KARAR
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz gerekçeleri yerinde görülmekle, 6352 sayılı Kanunun 99. maddesiyle eklenen 5271 sayılı CMK"nın 308. maddesinin 3. fıkrası uyarınca İTİRAZIN KABULÜNE,
Dairemizce verilen 25/02/2016 gün ve 2013/37550 esas, 2016/3392 karar sayılı ve sanık ... hakkında tehdit ve hakaret suçlarından kurulan hükümlerin düzeltilerek onanmasına dair kararın, bu suçlar yönünden itiraz nedenleriyle sınırlı olarak KALDIRILMASINA,
İstanbul (kapatılan) 19. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 04/07/2013 tarih ve 2012/617 esas, 2013/791 karar sayılı hükümlerinin yeniden incelenmesi sonucu:
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre, sanığın 08/07/2013 tarihli süre tutum dilekçesi ile yasal süresi içerisinde kararı temyiz etmiş olduğu anlaşılmakla, Yerel Mahkemenin temyiz isteğinin reddine ilişkin kararına karşı yapılan itiraz yerinde görüldüğünden, ret kararının kaldırılması suretiyle dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1-Sanığa yükletilen tehdit eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak,
a)Sanığın adli sicil kaydında tekerrüre esas başka ilamları bulunmasına karşın, suç tarihinden sonra kesinleşen Şişli 7. Asliye Ceza Mahkemesi"nin (İstanbul 30. Asliye Ceza Mahkemesi) 2010/535 esas ve 2011/393 karar sayılı ilamının, TCK"nın 58. maddesi uyarınca tekerrüre esas alınması,
b)TCK"nın 53/l-(c) maddesindeki hak yoksunluğunun sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağının gözetilmemesi,
c)Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinde yer alan “ve diğer siyasi hakları kullanmaktan” ibaresinin iptaline karar verilmiş, ayrıca aynı bentte yer alan “seçme ve seçilme” ehliyetleri ile ilgili olarak da, hükümlünün, hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak bu hak ve ehliyetlerden yoksun bırakılması uygulamasını engelleyici nitelikte iptal kararları verilmiş olması ve doğan boşluk nedeniyle bu hususta yeni bir yasal düzenleme yapılması ihtiyacının ortaya çıkması karşısında, yerel mahkeme hükmünde bu hak ve ehliyetlerden yoksun bırakmaya ilişkin uygulamanın dayanaksız kalması,
Bozmayı gerektirmiş ve sanık ..."in temyiz iddiaları yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerle BOZULMASINA, 5320 sayılı Kanunun 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesi uyarınca bu aykırılıklar, yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bulunduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktalarının; tebliğnameye kısmen uygun olarak, hükümde
TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısımdan (b) ibaresi çıkartılmak ve “sanık hakkında TCK"nın 53/1-(c) maddesinde yer alan hak yoksunluğunun kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar, diğer kişiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar uygulanmasına” ibaresi eklenmek, ayrıca tekerrür uygulamasına ilişkin hüküm fıkrasının çıkarılarak yerine “Sanığın, adli sicil kaydında yer alan en ağır cezaya ilişkin İstanbul 34. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 22/11/2011 tarihli ve 2011/266 esas, 2011/1636 karar sayılı, 29/03/2012 tarihinde kesinleşen mahkumiyet hükmü nedeniyle, mükerrir olduğu anlaşıldığından, TCK’nın 58. maddesi uyarınca cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ve 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesi uyarınca sanığın aleyhine değiştirmeme ilkesi gözetilerek 5275 sayılı Kanunun 108/2. maddesi uyarınca koşullu salıverme süresine eklenecek miktarın, Şişli 7. Asliye Ceza Mahkemesi"nin (İstanbul 30. Asliye Ceza Mahkemesi) 2010/535 esas 2011/393 karar sayılı ilamındaki ceza esas alınarak belirlenmesine” ibaresinin eklenmesi biçiminde DÜZELTİLMESİNE ve başkaca yönleri Kanuna uygun bulunan hükmün, bu bağlamda ONANMASINA,
2-Hakaret eyleminden kurulan hükme gelince,
Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
a)Sanığın haksız tahrik altında işlediği kabul edilen hakaret suçunda, TCK"nın 129. maddesinde düzenlenen ve daha lehe düzenlemeler içeren özel tahrik maddesi yerine, genel tahrik hükmü olan 29. maddesinin uygulanması,
b)Sanığın adli sicil kaydında tekerrüre esas başka ilamları bulunmasına karşın, suç tarihinden sonra kesinleşen Şişli 7. Asliye Ceza Mahkemesi"nin (İstanbul 30. Asliye Ceza Mahkemesi) 2010/535 esas ve 2011/393 karar sayılı ilamının, TCK"nın 58. maddesi uyarınca tekerrüre esas alınması,
c)TCK"nın 53/l-(c) maddesindeki hak yoksunluğunun sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağının gözetilmemesi,
d)Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinde yer alan “ve diğer siyasi hakları kullanmaktan” ibaresinin iptaline karar verilmiş, ayrıca aynı bentte yer alan “seçme ve seçilme” ehliyetleri ile ilgili olarak da, hükümlünün, hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak bu hak ve ehliyetlerden yoksun bırakılması uygulamasını engelleyici nitelikte iptal kararları verilmiş olması ve doğan boşluk nedeniyle bu hususta yeni bir yasal düzenleme yapılması ihtiyacının ortaya çıkması karşısında, yerel mahkeme hükmünde bu hak ve ehliyetlerden yoksun bırakmaya ilişkin uygulamanın dayanaksız kalması,
Bozmayı gerektirmiş, itiraz bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
Yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 08/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.