Abaküs Yazılım
4. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/23318
Karar No: 2018/2170
Karar Tarihi: 08.02.2018

Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2017/23318 Esas 2018/2170 Karar Sayılı İlamı

4. Ceza Dairesi         2017/23318 E.  ,  2018/2170 K.

    "İçtihat Metni"

    Tehdit suçundan sanık ..."nun, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106/1-2. cümle ve 52/2. maddeleri uyarınca 600,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Ankara Batı 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/10/2017 tarihli ve 2017/286 esas, 2017/618 sayılı kararı, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 29/11/2017 gün ve 94660652-105-06-11780-2017-KYB sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05/12/2017 gün ve 2017/67990 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesiyle Daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
    Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;
    5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 52/4. maddesinde, “Hâkim, ekonomik ve şahsî hâllerini göz önünde bulundurarak, kişiye adlî para cezasını ödemesi için hükmün kesinleşme tarihinden itibaren bir yıldan fazla olmamak üzere mehil verebileceği gibi, bu cezanın belirli taksitler hâlinde ödenmesine de karar verebilir. Taksit süresi iki yılı geçemez ve taksit miktarı dörtten az olamaz. Kararda, taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi hâlinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adlî para cezasının hapse çevrileceği belirtilir.” hükmünün yer aldığı, sanık hakkında hükmedilen adli para cezasının ödenmesi için mehil verme veya taksitlendirme yapılmasına olanak sağlayan düzenlemenin sanığın lehine olduğu, söz konusu maddedeki seçenek ödeme şekillerinden herhangi birinin uygulanmasına dair bir karar verilmesi ve anılan maddenin uygulanmaması halinde gerekçelerinin kararda gösterilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    I-Olay:
    Tehdit suçundan sanık ..."nun, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106/1-2. cümle ve 52/2. maddeleri uyarınca 600,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Ankara Batı 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/10/2017 tarihli ve 2017/286 esas, 2017/618 sayılı kararının, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 52/4. maddesinde, “Hâkim, ekonomik ve şahsî hâllerini göz önünde bulundurarak, kişiye adlî para cezasını ödemesi için hükmün kesinleşme tarihinden itibaren bir yıldan fazla olmamak üzere mehil verebileceği gibi, bu cezanın belirli taksitler hâlinde ödenmesine de karar verebilir. Taksit süresi iki yılı geçemez ve taksit miktarı dörtten az olamaz. Kararda, taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi hâlinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adlî para cezasının hapse çevrileceği belirtilir.” hükmünün yer aldığı, sanık hakkında hükmedilen adli para cezasının ödenmesi için mehil verme veya taksitlendirme yapılmasına olanak sağlayan düzenlemenin sanığın lehine olduğu, söz konusu maddedeki seçenek ödeme şekillerinden herhangi birinin uygulanmasına dair bir karar verilmesi ve anılan maddenin uygulanmaması halinde gerekçelerinin kararda gösterilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmediği gerekçesiyle kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.
    II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
    Sanık hakkında kurulan hükümde, TCK"nın 52/4. maddesinde düzenlenen "taksitlendirme" veya "adli para cezasının ödenmesi için mehil verilmesi" kurumlarının, tartışılmasının gerekip gerekmediğinin ve buna bağlı olarak Ankara Batı 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/10/2017 tarihli ve 2017/286 esas, 2017/618 sayılı kararının yasaya uygun olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
    III- Hukuksal Değerlendirme:
    5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309.maddesinin 1.fıkrasında “Hakim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümde hukuka aykırılık bulunması halinde bu maddede düzenlenen olağanüstü yasa yoluna konu olabileceği belirtilmiştir.
    Y.C.G.K."nun 17.7.2007 gün ve 2007/145-172 sayılı, 27.3.2007 gün ve 2007/73-76 sayılı kararlarında da vurgulandığı üzere hükümdeki diğer yasaya aykırılıklar giderilmeden, uyuşmazlık konusunda karar verilmesi halinde, hukuka aykırılıkları giderme ve ülkede uygulama birliğini hukuka uygunlukla sağlama amacına hizmet için öngörülen "Kanun yararına bozma" kurumu, bünyesinde hukuka aykırılık taşıyan hükümleri onaylama sonucunu doğuracaktır.
    Uyuşmazlık konusunda bir karar vermeden önce, kanun yararına bozma istemine konu edilen hükümde başkaca yeni hukuka aykırılıkların bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
    Bu bağlamda;
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.01.2016 tarih ve 2014/4-135 esas, 2016/4 sayılı kararında; "Kanun yararına bozma denetimin konusu, maddi ve yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılıklardır. Ancak, gerek kesin hükmün otoritesinin korunması zorunluluğu gerekse olağanüstü bir denetim yolu olması nedeniyle dar kapsamlıdır; her türlü hukuka aykırılığın öne sürülüp incelenmesine elverişli bir denetim yolu değildir. Nitekim, kanun yolunun bu özelliği nedeniyle, hakimin takdirini hatalı kullanmasına ilişkin hususlardaki hukuka aykırılıklar, örneğin; temel ceza miktarının saptanmasında kullanılan ölçütlerin hatalı takdir edilmesi, cezada artırma ve indirme yapılırken kullanılan oranların seçimindeki isabetsizlik gibi hususlar, Yargıtay’ın sadece olağan bir denetim yolu olan temyiz incelemesi sırasında dikkate alabileceği hukuka aykırılıklardandır. Objektif şartları oluştuğu halde hükmün açıklanmasının geri bırakılması ile ilgili hiçbir değerlendirme yapılmaması hâkimin takdir hakkına taalluk eden bir husus olmaması nedeniyle kanun yararına bozma konusu yapılabileceği yönünde bir tereddüt bulunmamaktadır. Zira bu halde Yargıtay’ca denetlenen ve hukuka aykırılığı vurgulanıp kanun yararına bozma konusu yapılan husus hakimin takdirini yanlış kullanmasıyla ilgili değildir. Denetlenen husus, hakimin bir değerlendirme yaparak sonuca varıp, bunu da hükmünde açıklaması zorunluluğuna uyulmamış olmasıdır." denilmiştir.
    İncelenen dosyada;
    Sanık müdafiinin, 03/10/2017 tarihli oturumda sanığın beraatini talep ettiği, bu talebin, TCK"nın 62. maddesinde düzenlenen takdiri indirim nedeninin, sanık hakkında uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesi hususunu da kapsadığı, ancak yerel mahkemece bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediği anlaşılmıştır.
    Yargıtay incelemesi sırasında saptanan yukarıda belirtilen yeni hukuka aykırılık nedeni, Kanun yararına bozma konusu yapılmadığından belirtilen Kanun yolunun niteliği gereği resen giderilemeyecektir.
    Kanun yararına bozma konusunun bu aşamada sonuçlandırılması, yapılan açıklamalar ışığında olanaklı bulunmamaktadır.
    IV- Sonuç ve Karar:
    Yukarıda açıklanan nedenlerle;
    1) Kanun yararına bozma isteği hakkında bu aşamada bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA,
    2) Hükümde saptanan yeni hukuka aykırılık nedeni açısından, Kanun yararına bozma yoluna başvurulup başvurulmayacağının takdiri için, dosyanın Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMEK üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, bu hususun değerlendirilmesinden sonra, diğer kanun yararına bozma isteminin incelenmesine, 08/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi