
Esas No: 2014/22349
Karar No: 2015/1144
Karar Tarihi: 16.02.2015
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2014/22349 Esas 2015/1144 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : UYGULAMA KADASTROSU
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Uygulama Kadastrosu sırasında .... Köyü çalışma alanında bulunan ve tapuda ... adına kayıtlı bulunan eski 1488 parsel sayılı 464 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 234 ada 10 parsel numarasıyla ve 493,03 metrekare yüzölçümlü olarak; ... ve müşterekleri adına tapuda kayıtlı bulunan eski 1487 parsel sayılı 2832 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 234 ada 9 parsel numarasıyla ve 2.824,13 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir. Davacı ..., uygulama kadastrosu sırasında kendisine ait taşınmazın sınırının yanlış belirlendiği ve yanlışlığın davalılara ait 234 ada 9 parsel sayılı taşınmazdan kaynaklandığı iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ve 234 ada 10 sayılı parsele fenni bilirkişi tarafından hazırlanan krokide (A) harfi ile gösterilen 204,69 m2"lik kısmın ilavesi ile yüzölçümünün 697,72 m2 olarak düzeltilmesine, davalılara ait 234 ada 9 sayılı parselin yüzölçümünün ise 2.619,41 m2 olarak düzeltilmesine karar verilmiş; hüküm, davalılar ... ve müşterekleri tarafından temyiz edilmiştir.
Uygulama kadastrosuna itiraz davalarında alınacak uzman fen bilirkişi raporunda, tesis kadastrosunun hangi yöntem ve tekniklerle yapıldığı, uygulanan yöntemlerin hata paylarının ne olduğu, üretilen haritaların yüzölçümleri ya da sınırları itibariyle zeminle uyumsuz bulunması halinde farklılığın nereden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı, uygulama kadastrosu sonucu tespit edilen yeni sınırların yönetmelik hükümlerine uygun olarak tespit edilip edilmediği, uygulama kadastrosunda hata yapılmış ise doğru sınır ve haritanın nasıl olması gerektiği gibi hususlar bilimsel yöntemlerle açıklanmalı; raporda, "ada raporu" ile "uygulama tutanağı ve haritasını" irdeler şekilde, teknik ve bilimsel verilere dayalı ayrıntılara yer verilmelidir. Ayrıca fen bilirkişisinden, birincisi "ada bazında", ikincisi, "çekişmeli taşınmazlar ile komşularını daha büyük ölçekle kapsar bazda" ve üçüncüsü ise "çekişmeli taşınmazı daha yakın planda gösterecek bazda" "ortofoto üzerinde tesis kadastrosuna ait harita ile uygulama haritasını" çakıştırır tarzda en az üç adet harita düzenlenmesi ve uygulama haritasında yanlışlık varsa, doğru sınırları göstermesi istenmelidir. Somut oluyda Mahkemece, taşınmazlar arasındaki fiili sınır esas alınmak suretiyle hüküm kurulmuştur. Ancak hükme esas alınan bilirkişi raporu yukarıda açıklanan ilkeye ve usule uygun değildir. Taşınmazların tesis kadastrosundan sonra tarafların da iradesi ile tevhit ve ifraz işlemleri gördüğü ve sınırın tesis kadastrosundan sonra tekrar oluşturulduğu anlaşıldığından Mahkemece, uygulama kadastrosu sonucu oluşan ölçü krokisi ve cetvelinin ifraz haritası ile belirlenen sınırlara uygun olup olmadığı araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek yetersiz inceleme sonucu yazılı şekilde karar verlmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalıya iadesine, 16.02.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.