17. Hukuk Dairesi 2010/90 E. , 2010/1449 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... şirketi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalının trafik sigortacısı olduğu aracın neden olduğu kaza sonucunda müvekkillerinden Sibel’in eşi, diğerlerinin babası olan Hüseyin’in hayatını kaybettiğini ileri sürerek, ıslah dilekçesi ile toplam 100.000,00 YTL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili tarafından sigortalanan araçtan inen Hüseyin’e başka bir aracın çarpması sonucunda Hüseyin’in hayatını kaybettiğini, sigortalanan aracın kaza ile ilgisi olmadığını, illiyet bağı kurulamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre, davacıların desteğinin yolcu olarak bulunduğu sigortalı aracın sürücüsünün kusurlu hareketleri sonucu başka bir araca çarptığı ve devrildiği, Hüseyin’in olayın şoku ile devrilen araçtan çıkması üzerine dava dışı aracın davalı şirkete sigortalı araca ve Hüseyin’e çarpması ile ortaya çıkan sonuçtan her iki aracın da müteselsilen sorumlu olduğu, hesaplanan tazminatın sigorta poliçesi limiti kapsamında kaldığı gerekçesi ile, davanın kabulüne 100.000,00 YTL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, araç yolcusunun ölümü nedeni ile trafik sigortasına karşı açılan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Dava konusu zincirleme trafik kazasında, sigortalı araç önünde kaza yaparak duran araca çarpmış, davacıların desteği ... araçtan inmiş ve hemen sonrasında arkadan gelen araç ... ’a ve sigortalı araca çarpmıştır.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesi uyarınca trafik sigortası, işletenin aynı yasanın 85. maddesinde belirlenen sorumluluğunu üstlenir. 86. maddede ise işletenin sorumluluktan kurtulacağı haller düzenlenmiş olup, işleten kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulacağı belirtilmiştir.
Bu durumda, sorumluluktan kurtulmak için kazanın münhasıran üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğinin kanıtlanması gerekir. Zira, üçüncü kişinin ağır kusuru, aracın işletilmesiyle zarar arasındaki illiyet bağını kesecek bir yoğunluk taşıyabilir ve işletenin en hafif bir kusuru dahi sorumluluktan kurtulmasına engel olur. (Fikret Eren. Borçlar Hukuku Genel Hükümler cilt 2.) Burada uyuşmazlık kazanın münhasıran müteveffanın ya da müteveffaya çarpan aracın ağır kusuru ile meydana gelip gelmediği noktasında toplanmaktadır.
Kusur durumunun belirlenmesi için alınan bilirkişi raporunda, sigortalı araç sürücüsünün kusursuz, yolcu ... ’ın 5/8, çarpan araç sürücüsünün ise, 3/8 oranında kusurlu olduğu belirtilmiş, ceza yargılaması sırasında düzenlenen Adli Tıp Kurumu raporunda ise, çarpan araç sürücüsü ve müteveffa eşdeğer oranda kusurlu bulunurken, zincirleme kazanın başlamasına neden olan ilk araç sürücüsünün ve sigortalı araç sürücüsünün az tali kusurlu olduğu belirtilmiş, ceza yargılaması henüz sonuçlanmamıştır.
O halde, mahkemece, ceza dosyasındaki olgular birlikte değerlendirilmek suretiyle İTÜ ya da Karayolları Trafik Fen Heyeti gibi kuruluşlardan seçilecek bilirkişi kurulundan alınacak rapor sonucuna göre, sigortalı araç sürücüsünün, ... ın ölümü ile sonuçlanan kazada kusurlu olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 23.02.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.