8. Hukuk Dairesi 2016/13070 E. , 2019/3085 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalılardan Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, dava konusu 14 parsel sayılı taşınmazda vekil edeninin hisse sahibi olduğunu, söz konusu parselde malik görünen ..., ... ve ..."nin kim olduğunun belli olmadığını, vekil edeninin kadastro tespiti öncesinde de sonrasında da taşınmazda zilyet olduğunu, gerek kayıt maliklerinin kim olduklarının anlaşılamaması gerekse de 20 yıldan önce ölmüş olmaları nedeniyle iş bu davanın açıldığını açıklayarak, kayıt malikleri ..., ... ve ..."nin hisselerinin iptali ile vekil edeni adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılardan Hazine vekili davanın reddi ile dava konusu taşınmazdaki ..., ... ve ... hisselerinin Hazine adına tescilini istemiş, davalılardan ..., ..., .. ise davayı kabul etmiştir.
Mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen kararın, “Davalı ..., ... ve ...’nın bilinen kişiler oldukları,...’nın tapu kütüğünden kim olduğu anlaşılamayan kişiler olduğunun iddia edilemeyeceği, kayıt maliklerinden ... ve ...’nin nüfus kayıtlarının getirtildiği, ...’nin 28.04.1988 tarihinde, ...’nin de 19.12.2004 tarihinde öldüklerinin anlaşıldığı, bu ölü kişilerin nüfus kayıtlarına göre bir kısım mirasçılarının davaya dahil edildiği, ancak...nin başka mirasçılarının bulunup bulunmadığının nüfus kayıtlarından anlaşılamadığı, Mahkemece usulüne uygun olarak getirtilmiş bir veraset belgesi bulunmadığı, ayrıca aleyhine hüküm kurulan ...’nın da mirasçılarının araştırılmadığı, eksik incelemeyle ... payı yönünden de davanın kabulüne karar verildiği” gerekçesi ile Dairenin 15.2.2010 tarihli ve 2009/5685 Esas, 2010/739 Karar sayılı ilamı ile BOZULMASI üzerine mahkemece yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne dair verilen karar davalılardan Hazine vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dava, TMK"nin 713/2. maddesine göre açılmış tapu iptali ve tescil davasıdır.
Mahkemece her ne kadar bozmaya uyulmuş ise de bozma gerekleri yerine getirilmemiştir.
Şöyle ki;
Tapulu bir taşınmazın mülkiyet hanesinin değiştirilmesine yönelik iptal ve tescil davaları kural olarak tapu sicilinde malik görünen kişilere, malik görünen gerçek kişinin ölmüş olması durumunda ise mirasçılarına yöneltilir.
Dairenin az yukarıda açıklanan bozma ilamında, kayıt maliklerinin mirasçılarının tespiti ve taraf teşkili açısından, kayıt maliklerinin veraset ilamlarının temini zorunluluğuna değinilmiş ve bu çerçevede bozma sonrasında yapılan yargılama sırasında, kayıt maliklerine ait olduğu belirtilen veraset ilamları dosyaya sunulmuş ise de, dosyanın incelenmesinden; dosya arasında bulunan 17.7.1967 tarih ve 2185 sayılı vekaletnamede, ... ... 1324 doğumlu görünmekte iken, nüfus kayıtlarında 1323 doğumlu göründüğü, aynı vekaletnamede ..., ... kızı olarak görünmekte iken veraset ilamında ... kızı olarak göründüğü, kayıt maliklerinden ..., 2185 numaralı vekalette 1321 doğumlu görünmekte iken, 2188 numaralı vekalette 1320 doğumlu olarak göründüğü, ..."ya ait veraset ilamında ..., ..."nın oğlu olarak görünmekte iken, ..."ye ait veraset ilamında ..."nin anne adının Ayşe olarak göründüğü, bu haliyle dosyaya sunulan veraset ilamlarının kayıt maliklerine ait olup olmadığı hususunda duraksama oluştuğu anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, Mahkemece; davacıya, Hazine hasım gösterilmek suretiyle alınacak veraset ilamlarının sunulması için imkan ve süre tanınması, belirtilen yöntem ile alınacak veraset ilamlarına göre taraf teşkilinin sağlanması, ondan sonra toplanmış ve toplanacak deliller çerçevesinde oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir iken eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Davalılardan Hazine vekilinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenle yerinde olduğundan kabulüyle, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,
21.03.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.