(Kapatılan)16. Hukuk Dairesi 2018/669 E. , 2021/5475 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında, ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 151 ada 51, 116 ada 2, 113 ada 29, 36, 38, 39 ve 165 ada 46 parsel sayılı sırasıyla 2.321.22, 3.099.71, 700.19, 329.21, 818.09, 125,97 ve 8.221,78 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduklarından söz edilerek, malik haneleri açık bırakılmak suretiyle tespit edilmişlerdir. Davacı ... tarafından, İİK‘nın 94/3 maddesi gereğince ... İcra Müdürlüğünce verilen yetkiye istinaden, davalılar Hazine ve ... aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan tescil davası, davaya konu olan parseller hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Kadastro Mahkemesinde, çekişmeli parsel tutanakları ile aktarılan dava dosyası birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 151 ada 51, 116 ada 2, 113 ada 38 ve 165 ada 46 parsel sayılı taşınmazların davalı ..., 113 ada 39 parsel sayılı taşınmazın müdahil davacı ..., 113 ada 29 parsel sayılı taşınmazın müdahil davacı ..., 113 ada 36 parsel sayılı taşınmazın ise davalı ..."ın miras bırakanı ... adına tesciline karar verilmiş ve hüküm, müdahil davacı ... vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 24.03.2014 tarih ve 2014/2561 Esas, 2014/3228 Karar sayılı ilamı ile, “tescil davalarında TMK"nın 713/3. maddesi uyarınca Hazine ve ilgili kamu tüzel kişilerinin yasal hasım konumunda oldukları, bu nedenle Hazine yanında ilgili kamu tüzel kişilerine de husumet yöneltilmesi gerektiği belirtilerek, yöntemince taraf teşkili sağlanmaksızın esas hakkında hüküm kurulamasının isabetsizliğine” değinilerek bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 151 ada 51 ve 116 ada 2 parsel sayılı taşınmazların müdahil davacı ... adına, 113 ada 38 ve 165 ada 46 parsel sayılı taşınmazların davalı ... mirasçıları adına, 113 ada 39 parsel sayılı taşınmazın müdahil davacı ... adına, 113 ada 29 parsel sayılı taşınmazın müdahil davacı ... adına ve 113 ada 36 parsel sayılı taşınmazın ise davalı ..."ın miras bırakanı ...’ın mirasçıları adına tesciline karar karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine, ... ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, dava konusu 113 ada 29, 36, 38 ve 39 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin hükme yönelik yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle bu parseller hakkındaki usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,
2- Çekişmeli 151 ada 51, 116 ada 2 ve 165 ada 46 parsel sayılı taşınmazlar hakkındaki hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Mahkemece, çekişmeli taşınmazlar üzerinde asli müdahiller yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki, davaya konu taşınmazların niteliğine, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şekline ve süresine ilişkin olarak 3 kişilik ziraatçi bilirkişi kurulundan rapor aldırılmamış; yine söz konusu hususların tespiti amacıyla, aktarılan dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesi döneme ilişkin en az 3 adet hava fotoğrafı Harita Genel Müdürlüğü"nden getirtilerek, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi eliyle incelettirilmemiş; dosya arasında yer alan ve zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda somut verilere dayalı bilgiler içermeyen, yalnızca dava konusu taşınmazlar üzerindeki bitki türlerini ve yaşlarını incelemekle yetinilen, taşınmazın öncesinde imar ve ihya edilip edilmediğini belirlemekten uzak ziraatçi raporu hükme esas alınmış; taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman, nasıl, kim tarafından ve ne şekilde kullanıldığı hususlarında mahalli bilirkişilerden maddi olaylara dayalı ayrıntılı beyan alınmamış; taşınmazların imar durumu ilgili belediyelerden sorularak belirlenmemiş ve asli müdahiller adına aynı çalışma alanı içerisinde kadastro sırasında zilyetlik nedeniyle tespit edilen taşınmazların sulu arazi mi yoksa kuru arazi mi olduğu sorulup açıklığa kavuşturulmaksızın hüküm kurulması cihetine gidilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak hüküm verilemez.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece, öncelikle taşınmaz bölümlerine ait en eski ve yeni tarihli ortofoto ve uydu fotoğrafları ile Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin harita sorgulama sayfasına girilerek, taşınmazların bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya arasına konulmak suretiyle, buradan elde edilen verilere göre aktarılan tescil davasının açıldığı tarihten 15-20-25 yıl öncesine ilişkin farklı dönemlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarının en az üç tanesi tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğü" nden getirtilerek dosya arasına konulmalı, asli müdahillerin daha önce zilyetlikle edindiği taşınmazların sulu arazi mi yoksa kuru arazi mi olduğu sorularak açıklığa kavuşturulmalı, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde, yerel bilirkişiler ve tanıklarla jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi, üç kişilik ziraatçı bilirkişi kurulu ve fen bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve bu keşifte dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmazların öncesi itibariyle kime ait olduğu, kimden kime ne zaman ve ne şekilde intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve hangi tasarruflarla zilyet edildiği, imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, yerel bilirkişiler ve tanıkların beyanları arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsellere ait tutanak ve dayanağı kayıtlarla denetlenmeli; ziraatçi bilirkişi kurulundan, taşınmazların evveliyatını, toprak yapısını, niteliğini, üzerlerindeki bitki örtüsünü ve varsa ağaçların cinslerini ve yaşlarını, zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden olup olmadığını, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olmaları halinde imar-ihyaya konu edilip edilmediklerini ve edilmişlerse imar- ihyanın hangi tarihte tamamlandığını, komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan, taşınmazların her yönünden çekilmiş renkli fotoğraflarını içeren, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden, çekişmeli taşınmazların kadastro paftasındaki konumlarının bilgisayar programı aracılığıyla uydu ve hava fotoğraflarına aktarılması suretiyle, uydu ve hava fotoğraflarının ait oldukları yıllara göre taşınmazların niteliğini, imar-ihyaya konu olup olmadığını, olmuş ise imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığını ve imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını, taşınmazın ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını belirten rapor düzenlemesi istenilmeli; fen bilirkişisinden, keşfi takibe imkan verir ve uygulanan kayıtların kapsadıkları alanları gösterir şekilde krokili rapor aldırılmalı: tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli ve bundan sonra, davacı adına belgesiz zilyetlik yoluyla tespiti yapılan taşınmazların sulu arazi mi yoksa kuru arazi mi olduğu belirlendikten sonra sulu arazi de 40 kuru arazide 100 dönüm sınırının aşılıp aşılmadığı tespit edilmeli; ayrıca çekişmeli taşınmazların imar durumu ilgili belediyelerden sorularak açıklığa kavuşturulmalı ve taşınmazların imar planı kapsamında bulunmaları halinde imar planının onay tarihinden, imar planının aktarılan tescil davasının açıldığı tarihten daha sonra kesinleşmiş olması halinde ise aktarılan tescil davasının açıldığı tarihten geriye doğru 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesindeki zilyetlikle kazanım şartlarının araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.06.2021 gününde oybirliği ile karar verildi.