17. Hukuk Dairesi 2010/1058 E. , 2010/2954 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili davalılardan ...’nun müvekkiline olan borcu nedeniyle hakkında yaptıkları icra takibi sırasında borcuna yetecek haczi kabil malının bulunmadığını ancak alacaklılardan mal kaçırmak amacı ile kendisine ait taşınmazları diğer davalılar ... ve ...’a sattığını öne sürerek yapılan tasarrufların iptalini talep etmiştir.
Davalılar davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece taşınmazların mal kaçırma amacı ile satıldıklarının kanıtlanamaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davalıların mal kaçırma amacı ile hareket ettiklerine ilişkin kanıt bulunamaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de verilen karar toplanan delillere ve dosya içeriğine uygun düşmemektedir.İptal davasından maksat İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazıldığı gibi alacağın tahsilini temin için borcun doğumundan sonra yapılan tasarruflarının butlanına hükmettirmektir. Bu davanın önkoşulu ise, borçlu hakkına alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin bulunmasıdır. Ön koşulun bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278. madde-
sinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesinin de araştırılması gerekir. Somut olayda tasarrufa konu 32133 ada 4 sayılı parsel üzerindeki 4 nolu mesken tapu sicil müdürlüğünde 24.04.2007 tarihinde 30.000.00 TL. bedelle ... tarafından davalılardan ...’a, 12 nolu mesken ise 24.05.2007 tarihinde yine ... tarafından 32.000.00 TL. bedelle diğer davalı ...’e satılmış, uzman bilirkişiler tarafından düzenlenen raporda ise 4 nolu meskenin tasarruf tarihindeki gerçek değerinin 70.000.00 YTL., 12 nolu meskenin tasarruf tarihindeki gerçek değerinin 80.000.00 TL. olduğu bildirilmiştir. Devamlılık arz eden yargısal uygulamalara göre taşınmazın tapudaki satış değeri ile gerçek değeri arasında bir misli ve daha fazla farkın fahiş olarak kabulü gerekir. Söz konusu maddenin uygulandığı hallerde 3.kişinin iyiniyetli ya da borçlunun alacaklısından mal kaçırmak kastıyla hareket ettiği konusunu bilip bilmemesi önem arzetmemektedir. Öte yandan 3.kişi olan ... ve ... taşınmazları gerçek değeri ile satın aldıklarını ve de tapuda gösterilen satış bedelinden ayrı ödemelerde bulunduklarını yasal ve geçerli delillerle kanıtlayamamışlardır. Her ne kadar davalılardan ...’ın eşi tarafından bankadan para çekilmiş ise de; bu paranın kime ödendiği hususu da kanıtlanamamıştır Bu durumda davanın İİK.nun 278/2 maddesi uyarınca kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere reddine karar verilmiş olması doğru bulunmamıştır.
SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazları yerindedir, kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı ...’in temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalı ..."e geri verilmesine 1.4.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.