13. Hukuk Dairesi 2016/6082 E. , 2019/5927 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalının, adına kayıtlı parselde yaptığı binanın giriş katının üzerinde bulunan 8 nolu daireyi 15.05.2000 tarihli sözleşme ile kendisine sattığını, dairenin teslim edildiğini ve halen dairede ikamet ettiğini; satış bedelinin bir kısmının nakden, bir kısmının da davalıya yapılan işler nedeniyle malzeme ve işçilik bedeli alınmayarak ödendiğini; harici sözleşmeye konu taşınmazın kat mülkiyetine tabi olduğunu, dairenin teslimi ile sözleşmenin infaz edildiğini, daireye kendisi tarafından faydalı ve zorunlu masraflar yapıldığını ve aradan geçen uzun süre içerisinde taraflar arasında hiçbir ihtilaf olmadığını, davalının benzer şekilde başka kişilerle de sözleşme yaptığını ve bir kısmına hisse devrini yaptığını, ancak satış bedeli tahsil edilmesine ve ihtilafsız uzun bir süre geçmesine rağmen davalının satılan dairenin tapudan devrini yapmadığını; elindeki tüm parayı ve emeğini harcayıp, davalının sağladığı güvenin de etkisiyle bir daire sahibi olmak istediğini, tescil talebinin kabul edilmemesi halinde ciddi anlamda zarara uğrayacağını, zira paranın alım gücünün geçmiş yıllarda görülen yüksek enflasyona bağlı olarak sürekli azaldığını, uğrayacağı zararın ödenen bedele uygulanacak faizle karşılanmasının mümkün olmayacağını belirterek; fazlaya ilişkin haklan saklı kalmak üzere, ... ilçesi, ..., 431 ada, 154 parseldeki 8 nolu daireye isabet eden, davalı adına kayıtlı 35/1000 hissenin iptali ile adına tesciline, mümkün olmaması halinde uğradığı zararın tazmini amacıyla 100.000.00TL’nin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş; 05.03.2015 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini toplam 101.893,00TL olmak üzere artırmıştır.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 100.000,00TL"nin dava, 1.893,00TL"nin ıslah tarihinden itibaren olmak üzere toplam 101.893,00TL"nin yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya kapsamı incelendiğinde, dosyanın, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2007/45E. 2009/539K. 08.12.2009 tarihli kararının, Yargıtay 14. Hukuk Dairesi’nin 2010/3119E. 2010/5826K. 25.05.2010 tarihli ilamıyla görev yönünden bozulmasıyla geldiği; yargılama sırasında 05.03.2015 tarihinde yapılan ıslah esas alınmak suretiyle hüküm tesis edildiği anlaşılmaktadır. Oysa ki, 4.2.1948 tarih, 10/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince bozmadan sonra ıslah yapılması mümkün değildir. Bu nedenle davacının ıslahtan önceki talebi dikkate alınarak hüküm kurulması gerekirken, mahkemece yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma sebebine göre temyize gelen davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle, temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, 2. bentte gösterilen nedenle davalının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.