
Esas No: 2016/1074
Karar No: 2016/1074
Karar Tarihi: 19/9/2018
Anayasa Mahkemesinin bu kararı bireysel başvuru kararı olup kişisel veri içerme ihtimali bulunmaktadır. Her ne kadar yayınlamakta yasal bir sakınca bulunmasa da bunun kişilere zarar verme ihtimali karşısında bu kararı yayınlamıyoruz.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
CEMAL ZEREK BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2016/1074) |
|
Karar Tarihi: 19/9/2018 |
|
BİRİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Burhan ÜSTÜN |
Üyeler |
: |
Serdar
ÖZGÜLDÜR |
|
|
Serruh KALELİ |
|
|
Hasan Tahsin
GÖKCAN |
|
|
Kadir ÖZKAYA |
Raportör |
: |
Heysem KOCAÇİNAR |
Başvurucu |
: |
Cemal ZEREK |
Vekili |
: |
Av. Osman
MERT |
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, kıdem ve ihbar tazminatı talebiyle açılan davanın
ceza yargılamasının sonucu beklenmeden karara bağlanması nedeniyle adil
yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 15/1/2016 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar
özetle şöyledir:
6. Başvurucu, işverene ait işyerinde şoför olarak çalışmakta
iken iş akdi işveren tarafından 1/2/2013 tarihinde 22/5/2003 tarihli ve 4857
sayılı İş Kanunu"nun 25. maddesinin (II) numaralı fıkrası uyarınca
feshedilmiştir. İşveren, fesih nedeni olarak şirketin deposundan alınan ekmek mamüllerinin faturasız olarak satılmasına dayanmıştır.
7. Başvurucu 13/2/2013 tarihli dava dilekçesiyle iş akdinin
haksız olarak feshedildiğini, fesih tarihine kadar fazla mesai yaptığını, çalıştığı
dönem boyunca yıllık izinden yararlandırılmadığını, bir kısım aylığının
ödenmediğini ve hafta sonu, genel tatil ile ulusal bayramlarda çalıştığını
belirterek kıdem ve ihbar tazminatı da dâhil olmak üzere toplam 15.000 TL
işçilik alacağının ödenmesi talebinde bulunmuştur. Başvurucu, bilirkişi raporu
doğrultusunda 14/4/2014 tarihinde talebini ıslah etmiştir.
8. İstanbul Anadolu 15. İş Mahkemesi 22/5/2014 tarihli kararla
davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Mahkeme gerekçeli kararında, dinlenen
tanık beyanları, bilirkişi raporu, dosya kapsamı ve özellikle hakkında
düzenlenen iddianamenin içeriğine göre başvurucunun, davalı işverene ait iş
yerinde şoför olarak çalışmakta iken yufka ve ekmek ürünlerini müşterilere
fatura ve fiş düzenlemeden satarak işvereni zarara uğrattığından feshin haklı
olduğuna ve bu hâlde kıdem ve ihbar tazminatı ödenmeyeceğine karar vermiştir.
Mahkeme diğer işçilik alacakları yönünden ise başvurucunun alacak isteğini
haklı bulmuştur.
9. Hüküm başvurucu tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay 9.
Hukuk Dairesi 11/11/2015 tarihli kararla ilk derece mahkemesi kararını
onamıştır.
10. Nihai karar 16/12/2015 tarihinde tebliğ edilmiş, başvurucu
15/1/2016 tarihinde tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
IV. İLGİLİ HUKUK
11. 4857 sayılı Kanun"un
""İşverenin haklı nedenle derhal fesih hakkı"" kenar başlıklı 25.
maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
"Süresi belirli olsun veya olmasın
işveren, aşağıda yazılı hallerde iş sözleşmesini sürenin bitiminden önce veya
bildirim süresini beklemeksizin feshedebilir:
...
II. Ahlak ve iyiniyet
kurallarına uymayan haller ve benzerleri:
...
e) İşçinin, işverenin güvenini kötüye
kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi
doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması.""
12. 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 74.
maddesi şöyledir:
"Hâkim, zarar verenin kusurunun olup
olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza
hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi
tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir.
Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun
değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da,
hukuk hâkimini bağlamaz.""
V. İNCELEME VE GEREKÇE
13. Mahkemenin 19/9/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
14. Başvurucu, iş akdinin feshinin haklı nedene dayanıp
dayanmadığı ve dolayısıyla kıdem ve ihbar tazminatı talep edip edemeyeceği
güveni kötüye kullanma eylemi nedeniyle açılan ceza davasının sonucuna bağlı
olduğundan bu iki isteğin tefrikiyle ceza davasının sonucunun beklenmesi
gerekirken bu yöndeki isteği dikkate alınmadan iddianamedeki anlatıma değer
verilerek davanın reddine karar verilmesinin adil yargılanma hakkını ihlal
ettiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
15. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında, kanun
yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda
incelenemeyeceği belirtilmiştir. Bu kapsamda ilke olarak mahkemeler önünde dava
konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin
değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile
uyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun adil olup olmaması bireysel başvuru konusu
olamaz. Ancak bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlüklere müdahale teşkil
eden, bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik
içeren yorum, uygulama ve sonuçlar Anayasa Mahkemesinin denetim yetkisi
kapsamındadır (Ahmet Sağlam, B.
No: 2013/3351, 18/9/2013, § 42).
16. Başvurucu, kıdem ve ihbar tazminatı yönünden ceza
yargılamasının sonucunun beklenmesi gerektiğini ileri sürmüştür. Buna karşılık
derece mahkemeleri iddianamedeki anlatım ve tanık beyanları uyarınca eylemin
ceza hukuku yönünden suç oluşturup oluşturmadığı hususundan ayrı ve bağımsız
olarak değerlendirme yapmış ve başvurucunun açılan ceza davası sonucunda
cezalandırılması ya da beraat etmesinin iş akdine bir etkisi bulunmadığı
kanaatiyle bu yöndeki itirazları dikkate almamıştır. Başvurucu, tarafından
ileri sürülen bu iddialar, mahkemelerce delillerin değerlendirilmesi ve hukuk
kurallarının yorumlanmasına ilişkin olup mahkeme kararlarında bariz takdir
hatası veya açık bir keyfîlik oluşturan bir hususun
da bulunmadığı dikkate alındığında ihlal iddialarının kanun yolu şikâyeti
niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.
17. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik
koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça
dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar
verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL
EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
19/9/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.