
Esas No: 2018/242
Karar No: 2019/858
Karar Tarihi: 30.10.2019
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/242 Esas 2019/858 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
1.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/242 Esas
KARAR NO : 2019/858 Karar
DAVA : Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 02/12/2016
KARAR TARİHİ : 30/10/2019
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Rekabet Kurulu tarafından 12 adet bankanın 8 Mart 2013 tarihinde kredi ve kredi kartı konularında birlikte fiyat tespit etmek amacıyla kartel oluşturduğunun tespit edildiğini, davalı bankanında bu bankalar arasında olduğunu, müvekkilinin davalı bankadan krediler kullandığını, davalı bankanın kredilere kartel faizi uygulamak suretiyle müvekkilinden fazla faiz aldığını ve müvekkilinin bu nedenle zarara uğradığını belirterek, davalı bankanın 21/08/2007 ve 22/09/2011 tarihleri arasında kartel faizi uygulamak suretiyle müvekkiline bu tarihler arasında kullandırdığı krediler dolayısıyla vermiş olduğu zararın tespiti ile zararın 3 katının fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00 TL'sinin davalının fazla faiz aldığı tarihten itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA/
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının zarara uğradığını ortaya koyan hiçbir dayanağın mevcut olmadığını, sorumluluğun ferdileştirilmesi gerektiğini, davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, davacının Rekabet Kurulu'nun davaya dayanak teşkil eden kararı kesinleşmeden işbu davayı açtığını, bu nedenle erken açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, aksi halde ... 2. İdare Mahkemesi'nin ... Esas sayılı davanın bekletici mesele yapılmasını, iddia olunan ihlalin piyasadaki fiyatlara yansımadığı gibi davacının Rekabet Kurulu kararına konu 12 banka dışında da kredi kullanabileceği başka alternatifleri olduğunu, müvekkili açısından tazminat sorumluluğunun yasal şartlarının oluşmadığını, söz konusu olayda müvekkilinin hukuka aykırı bir fiilinden ve kusurundan bahsedilemeyeceğini, davacının kötü niyetli olduğunu, fiil ile zarar arasında illiyet bağı bulunmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Dava, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'un 57. maddesine aykırı olarak kartel anlaşması nedeniyle davacı aleyhine uygulanan yüksek faizden kaynaklanan zararın tespiti ve tahsili davasıdır.
Davacı, davalı banka ile 21/08/2007 - 22/09/2011 tarihleri arasında akdedilen kredi sözleşmelerinden kaynaklanan borca kartel faizi uygulanmak suretiyle kendilerinden fazla tahsilat yapıldığını, bu yolla yapılan fazla tahsilatın tespiti ile zararın 3 katı olmak kaydıyla şimdilik 5.000,00 TL'nin davalı bankadan tahsilatların yapıldığı tarihten itibareni işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava ettikleri görülmektedir.
Davalı, davacının 6100 sayılı HMK m.119 gereği bu zararın hangi sözleşmelerden kaynaklandığını açıklamak üzere davacıya 2 hafta kesin süre verilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte Rekabet Kurulu'nun kendileri açısından rekabeti kısıtladıkları iddiasıyla verilen cezanın dayanağının "Mevduat Hizmetleri" ve "Konut Kredisi Refinansman SMS'leri" olduğunu, bu kapsamda cezanın doğrudan kredi hizmeti ile hiçbir ilgisi bulunmadığını, Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'un 57. ve 58. maddesi kapsamında sorumluluklarının söz konusu olabilmesi için hukuka aykırı fiil, kusur, zarar ve illiyet bağı şartlarının kül halinde bir arada bulunması gerektiği, oysa somut olaya bakıldığında bu şartların mevcut olmadığı, ayrıca davaya konu taleplerin 6098 sayılı TBK m.72'de öngörülen 2 yıllık zamanaşımına tabi olması nedeniyle zamanaşımına uğradığını, ayrıca Rekabet Kurulunca verilen idari işlemin iptali için dava açıldığını ve yerel mahkemece verilen karar aleyhine Danıştay'da kanun temyiz yoluna başvurulduğunu, bu nedenle de bu dava neticesinin bekletici mesele yapılması gerektiğini, bu nedenle açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini cevaben talep ettiği görülmektedir.
Davalı tarafından davaya konu alacağın 6098 sayılı yasanın 72. maddesine tabi olduğu beyan edilmiş ise de taraflar arasındaki sözleşmelerin 21/08/2007 - 22/09/2011 tarihleri arası akdedilmiş olması nedeniyle uyuşmazlığın sözleşmelerin yapıldığı tarihte yürürlükte olan 818 sayılı BK'ya tabi olduğu, ancak davalı tarafından her ne kadar 818 sayılı yasanın 60. maddesinde öngörülen sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacaklar için öngörülmüş zamanaşımı def'ine dayanılarak davaya konu tazminat hakkının zamanaşımına uğramış olduğu iddia edilmiş ise de davaya konu tazminat hakkı davalı tarafın sözleşmeyi ihlal niteliğindeki sözleşmeye aykırılıktan kaynaklanan alacaktan kaynaklandığından davaya konu alacağın zamanaşımı bakımından 818 sayılı yasanın m.125'de düzenlenen 10 yıllık zamanaşımına tabii olduğu ve dava tarihi olan 02/12/2016 tarihi itibariyle 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolmamış olduğu anlaşıldığından zamanaşımı def'inin reddine karar vermek gerekmiştir.
Dosya üzerinden emekli banka müdürü ..., hukukçu Öğr. Üyesi ... ve Yeminli mali müşavir Dr. ...'ten alınan 17/08/2019 tarihli bilirkişi raporu ile; Rekabet Kurulu kararı incelendiğinde, kartel faizi uygulandığına yönelik tespitin konut kredileri, ihtiyaç kredileri, taşıt kredileri esas alınmak suretiyle verildiği, ancak kararda ticari kredilerdeki uygulama nedeniyle kartel faizi uygulandığına yönelik herhangi bir idari işlemin söz konusu olmadığı, 2006/11188 sayılı Bakanlar Kurul kararı ile düzenleme yetkisi TCMB'ye bırakılan hususlar kapsamında TCMB tarafından hazırlanıp 09/12/2006 tarih ve 26371 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan "Mevduat ve kredi faiz oranları ve katılma hesapları kar ve zarara katılma oranları ile kredi işlemlerinde faiz dışında sağlanacak diğer menfaatler hakkında 2006/1 sayılı tebliğ" tebliğin "Kredi faiz oranları ve sağlanacak diğer menfaatler" başlıklı 4. maddesi ile bankalarca, reeskont kaynaklı krediler dışındaki kredilere uygulanacak azami faiz oranı ile faiz dışındaki diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların nitelikleri ve azami sınırlarını serbestçe belirlenebileceğinin öngörüldüğü, bu düzenleme kapsamında davacıya krediler kullandırıldığı ve davalı banka tarafından bu kredilere TCMB'ye bildirilen oranlara uygun faiz ve masraf tahakkuk ettirildiği, bu nedenle davacıların davalı bankadan tazmini gereken herhangi bir alacağının olmadığı tespit edilmiştir.
Dosya üzerinden yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen bilirkişi raporu ile tespit edildiği üzere davacı ile davalı arasında akdedilmiş ticari kredi sözleşmeleri ve bu sözleşmeler kapsamında uygulanan kredi faizleri bakımından Rekabet Kurulunca davalı banka aleyhine tesis edilen herhangi bir idari işlemin söz konusu olmaması nedeniyle dava konusu sözleşmelerden dolayı kullandırılan kredilere davalı bankanın kartel faizi uyguladığının ispat edilememiş olması ve somut uyuşmazlığa konu kredi sözleşmeleri nedeniyle uygulanan faiz oranlarının davalı bankaca TCMB'ye bildirilen faiz oranlarına uygun olması ve dosya kapsamıyla yasanın ve tebliğin davalı bankaya sağladığı serbestlik kapsamında davalı bankanın 4721 sayılı TMK m.2 anlamında hakkın kötüye kullanılması şeklinde bir uygulamasının söz konusu olmaması nedeniyle subut bulmayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 44,40 TL maktu karar harcının peşin yatırılan 85,39 TL harçtan mahsubu ile bakiye 40,99 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine,
Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince red edilen miktar üzerinden hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan 50,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi'nde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 30/10/2019
Katip ...
e-imza
Hakim ...
e-imza
Harç/ Masraf Dökümü
Peşin Harç : 85,39 TL
Karar Harcı : 44,40 TL
Bakiye Harç : 40,99 TL
Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : TL
Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 50,00 TL
Yargılama Gideri Detayları
Bilirkişi Ücreti : 3.600,00 TL
Posta Giderleri : 252,90 TL
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.