
Esas No: 2014/4632
Karar No: 2014/4632
Karar Tarihi: 22/6/2015
Anayasa Mahkemesinin bu kararı bireysel başvuru kararı olup kişisel veri içerme ihtimali bulunmaktadır. Her ne kadar yayınlamakta yasal bir sakınca bulunmasa da bunun kişilere zarar verme ihtimali karşısında bu kararı yayınlamıyoruz.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
AHMET ÖNDER BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2014/4632) |
|
Karar Tarihi: 22/6/5/2015 |
|
BİRİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Burhan ÜSTÜN |
Üyeler |
: |
Hicabi
DURSUN |
|
|
Erdal TERCAN |
|
|
Hasan Tahsin GÖKCAN |
|
|
Kadir ÖZKAYA |
Raportör Yrd. |
: |
İsmail Emrah PERDECİOĞLU |
Başvurucu |
: |
Ahmet ÖNDER |
Vekili |
: |
Av. Murat DURGAN |
|
|
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvurucu, 19/10/2004
tarihinde aleyhine açılan tazminat davasının makul sürede sonuçlanmadığını
belirterek, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüş, tazminat
talebinde bulunmuştur.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru, 3/4/2014 tarihinde
Anayasa Mahkemesine doğrudan yapılmıştır. İdari yönden yapılan ön incelemede
başvurunun Komisyona sunulmasına engel bir durumunun bulunmadığı tespit
edilmiştir.
3. Birinci Bölüm İkinci
Komisyonunca 30/5/2014 tarihinde, kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına ve dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiştir.
4. Bölüm Başkanı tarafından
24/7/2014 tarihinde, başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin
birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
5. Başvuru konusu olay ve
olgular ile başvurunun bir örneği görüş için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir.
Adalet Bakanlığının 13/8/2014 tarihli yazısında, Anayasa Mahkemesinin önceki
kararlarına ve bu kapsamda sunulan görüşlerine atfen, başvuru hakkında görüş
sunulmayacağı bildirilmiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
A. Olaylar
6. Başvuru formu ve eklerinde
ifade edildiği şekliyle ve UYAP aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler
çerçevesinde olaylar özetle şöyledir:
7. Başvurucu aleyhine, sigorta
şirketi tarafından, 19/10/2004 tarihinde Gaziantep Ticaret Mahkemesinde
tazminat davası açılmış, anılan Mahkeme, 22/6/2005 tarihinde yetkisizliği
nedeniyle dosyanın yasal süre içinde müracaat edildiği takdirde Kızıltepe 1.
Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.
8. Yetkisizlik kararı üzerine
yargılamaya Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde devam olunmuş, anılan
Mahkeme 12/2/2008 tarihinde davacı taraf mazeretsiz olarak duruşmaya
gelmediğinden ve bir vekil ile de kendisini temsil ettirmediğinden davanın
yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar vermiş, 21/5/2008 tarihli ve
E.2006/370, K.2008/424 sayılı kararı ile de üç ay içinde yenilenmeyen davanın
açılmamış sayılmasına hükmetmiştir.
9. Davacı tarafın İlk Derece
Mahkemesinin kararını temyiz etmesi üzerine dosya Yargıtay 17. Hukuk Dairesine
gönderilmiş, Daire 31/1/2013 tarihli kararı ile inceleme görevinin Yargıtay 11.
Hukuk Dairesine ait olduğunu belirterek dosyayı ilgili Daireye göndermiştir.
10. Temyiz incelemesini yapan
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 13/1/2014 tarihli ve E.2013/18731, K.2014/665 sayılı
ilâmı ile İlk Derece Mahkemesinin kararını bozmuştur.
11. Başvurucu bozma ilâmı
sonrası 3/4/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
12. Kızıltepe 1. Asliye Hukuk
Mahkemesince bozma ilâmına uyularak yargılamaya Mahkemenin E.2014/427 sayılı
dosyasında devam edilmektedir.
B. İlgili
Hukuk
13. 12/1/2011 tarih ve 6100
sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun “Usul
ekonomisi ilkesi” kenar başlıklı 30. maddesi şöyledir:
"Hâkim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir
biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla
yükümlüdür."
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
14. Mahkemenin 22/6/2015
tarihinde yapmış olduğu toplantıda, başvurucunun 3/4/2014 tarih ve 2014/4632
numaralı bireysel başvurusu incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun
İddiaları
15. Başvurucu, 19/10/2004
tarihinde aleyhine açılan ve halen Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde devam
etmekte olan tazminat davasının makul sürede sonuçlanmadığını belirterek, adil
yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
1. Kabul Edilebilirlik Yönünden
16. Başvuru formu ve eklerinin incelenmesi
sonucunda açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar
verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun
kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
17. Başvurucu, 19/10/2004 tarihinde Kızıltepe 1. Asliye Hukuk
Mahkemesinde aleyhine açılan tazminat davasının makul sürede sonuçlanmadığını
belirterek, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
18. Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (Sözleşme)
ortak koruma alanı dışında kalan bir hak ihlali iddiasını içeren başvurunun
kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi mümkün olmayıp (Onurhan Solmaz, B. No: 2012/1049, 26/3/2013, § 18), Sözleşme metni
ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarından ortaya çıkan ve adil
yargılanma hakkının somut görünümleri olan alt ilke ve haklar, Anayasa’nın 36.
maddesinde yer verilen adil yargılanma hakkının da unsurlarıdır. Anayasa
Mahkemesi de Anayasa’nın 36. maddesi uyarınca inceleme yaptığı birçok
kararında, ilgili hükmü Sözleşme’nin 6. maddesi ve AİHM içtihadı ışığında
yorumlamak suretiyle, Sözleşme’nin lâfzî içeriğinde yer alan ve AİHM
içtihadıyla adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil edilen ilke ve haklara,
Anayasa’nın 36. maddesi kapsamında yer vermektedir. Somut başvurunun dayanağını
oluşturan makul sürede yargılanma hakkı da yukarıda belirtilen ilkeler uyarınca
adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil olup, ayrıca davaların en az giderle
ve mümkün olan süratle sonuçlandırılmasının yargının görevi olduğunu belirten
Anayasa’nın 141. maddesinin de, Anayasa’nın
bütünselliği ilkesi gereği, makul sürede yargılanma hakkının
değerlendirilmesinde göz önünde bulundurulması gerektiği açıktır (Güher Ergun ve Diğerleri, B. No: 2012/13,
2/7/2013, §§ 38–39).
19. Davanın karmaşıklığı,
yargılamanın kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama
sürecindeki tutumu ve başvurucunun davanın hızla sonuçlandırılmasındaki
menfaatinin niteliği gibi hususlar, bir davanın süresinin makul olup
olmadığının tespitinde göz önünde bulundurulması gereken kriterlerdir (Güher
Ergun ve Diğerleri, B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 41–45).
20. Anayasa’nın 36. maddesi ve Sözleşme’nin 6. maddesi
uyarınca, medeni hak ve yükümlülüklere ilişkin uyuşmazlıkların makul sürede
karara bağlanması gerekmektedir. Başvuru konusu olayda, Asliye Hukuk Mahkemesi
nezdinde açılan tazminat davasının söz konusu olduğu görülmekle, 1086 sayılı
mülga Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ile 6100 sayılı Kanun’da yer alan usul
hükümlerine göre yürütülen somut yargılama faaliyetinin, medeni hak ve
yükümlülükleri konu alan bir yargılama olduğunda kuşku yoktur (Güher Ergun ve Diğerleri, B. No: 2012/13,
2/7/2013, § 49).
21. Medeni hak ve
yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin makul süre değerlendirmesinde,
sürenin başlangıcı kural olarak, uyuşmazlığı karara bağlayacak yargılama
sürecinin işletilmeye başlandığı, başka bir deyişle davanın ikame edildiği
tarih olup, somut başvuru açısından bu tarih,
19/10/2004 tarihidir.
22. Sürenin bitiş tarihi ise,
çoğu zaman icra aşamasını da kapsayacak şekilde yargılamanın sona erme
tarihidir. Ancak devam eden yargılamalara ilişkin makul sürede yargılanma
hakkının ihlal edildiği iddiasını içeren başvuruların yargılama faaliyetinin
devamı sırasında da yapılabilmesi olanağı bulunduğundan, değerlendirmeye esas
alınacak sürenin bitiş anı başvurunun karara bağlandığı tarihtir (Güher Ergun ve Diğerleri, B. No: 2012/13,
2/7/2013, § 52).
23. Başvuruya konu yargılama
sürecinin incelenmesinde, yargılamanın konusunun sigorta şirketinin, bir trafik
kazası sonucu karşılamak zorunda kaldığı zararın başvurucudan tahsiline karar
verilmesi istemi olduğu, davanın 19/10/2004 tarihinde Gaziantep Ticaret
Mahkemesinde açıldığı ancak anılan Mahkemenin 22/6/2005 tarihli kararı ile
yetkisizlik kararı verdiği, yargılamaya devam eden Kızıltepe 1. Asliye Hukuk
Mahkemesinin 21/5/2008 tarihli kararı ile davacının mazeretsiz olarak duruşmaya
katılmaması ve davanın da üç ay içinde yenilenmemesi nedeniyle davanın
açılmamış sayılmasına hükmedildiği, temyiz incelemesi sonucu Yargıtay 11. Hukuk
Dairesinin 13/1/2014 tarihli ilâmı ile İlk Derece Mahkemesi kararının
bozulduğu, bozma üzerine yargılamaya Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde
devam edildiği anlaşılmıştır.
24. 6100 sayılı Kanun’un
öngördüğü yargılama usullerine tabi mahkemeler nezdindeki yargılamaların makul
sürede tamamlanmadığı yönündeki iddialar daha önce bireysel başvuru konusu
yapılmış ve Anayasa Mahkemesi tarafından, özellikle yargılamada sürati temin
etmeye hizmet eden özel usul hükümlerinin nazara alınmadığı göz önünde
bulundurularak makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği yönünde karar
verilmiştir (Güher Ergun ve Diğerleri, B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 34-64).
25. Başvuruya konu rücuen tazminat
davasının incelenmesinde; hukuki meselenin çözümündeki güçlük, yargılamanın
niteliği, maddi olayların karmaşıklığı, delillerin toplanmasında karşılaşılan
engeller, taraf sayısı gibi kriterler dikkate alındığında davanın karmaşık
olmaktan uzak olduğu anlaşılmıştır. Başvurucunun tutum ve davranışlarıyla ve
usulü haklarını kullanırken özensiz davranmasıyla yargılamanın uzamasına önemli
ölçüde sebep olduğu da söylenemez. Dolayısıyla somut başvuru açısından, daha
önce verilen kararlar dışında farklı karar verilmesini gerektirecek bir yön
bulunmadığı ve söz konusu yaklaşık on bir yıllık yargılama sürecinde makul
olmayan bir gecikmenin olduğu sonucuna varılmıştır.
26. Açıklanan nedenlerle,
başvurucunun Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede
yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
3. 6216 Sayılı Kanunun 50. Maddesi
Yönünden
27. Başvurucu, adil yargılanma
hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüş, ihlalin tespit edilmesi ile 20.000,00
TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
28. 6216 sayılı Anayasa
Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun"un “Kararlar” kenar başlıklı 50. maddesinin
(2) numaralı fıkrası şöyledir:
“Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa,
ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere
dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar
bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel
mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla
yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve
sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”
29. Başvurucunun tarafı olduğu
uyuşmazlığa ilişkin yaklaşık on bir yıllık yargılama süresi nazara alındığında,
yargılama faaliyetinin uzunluğu sebebiyle, yalnızca ihlal tespitiyle
giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvurucuya net 10.000,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar
verilmesi gerekir.
30. Başvurucu tarafından yapılan ve dosyadaki belgeler uyarınca
tespit edilen 206,10 TL harç ve 1.500,00 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam
1.706,10 TL
yargılama giderinin başvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir.
31. Başvuruya konu yargılamanın
yaklaşık on bir yıldır devam ettiği ve bu hususun makul sürede yargılanma
hakkını ihlal ettiği gözetilerek, anayasal bir hakkın ihlal edildiği açık olan
bir yargılama dosyasında, hukuka, adalete ve mahkemeye güven ilkesinin gördüğü
zararın devam etmesinin önlenmesi amacıyla, yargılamanın mümkün olan en kısa
sürede sonuçlandırılmasını teminen, kararın bir
örneğinin ilgili Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan
gerekçelerle;
A. Başvurucunun,
1. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal
edildiği yönündeki iddiasının KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
2. Anayasa’nın 36.
maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının İHLAL
EDİLDİĞİNE,
B. Başvurucuya net 10.000,00 TL manevi TAZMİNAT ÖDENMESİNE,
başvurucunun tazminata ilişkin diğer taleplerinin REDDİNE,
C. Başvurucu tarafından yapılan 206,10 TL harç ve 1.500,00 TL
vekâlet ücretinden oluşan toplam 1.706,10 TL yargılama giderinin BAŞVURUCUYA ÖDENMESİNE,
D. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye
Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına; ödemede
gecikme olması halinde, bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar
geçen süre için yasal faiz uygulanmasına,
E. Kararın bir örneğinin Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesine
gönderilmesine,
22/6/2015
tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.