15. Ceza Dairesi 2018/4181 E. , 2018/5833 K.
"İçtihat Metni"
Kamu kurum ve kuruluşları zararına dolandırıcılık, bilişim sistemleri banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 09.11.2016 tarih ve 2016/17199-51586 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii İzmir 5. Sulh Ceza Hâkimliğinin 19.01.2017 tarih ve 2017/448 değişik iş sayılı kararı aleyhine yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 30.05.2018 gün ve 94660652-105-35-4383-2018 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 07.06.2018 gün ve 2018/48919 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı kanunun 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan kanunun 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan kanunun 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
Dosya kapsamına göre, “şüphelinin, müştekiye borç olarak verdiğini iddia ettiği çekteki miktar 102.000,00 Türk lirasının dayanağını somut olarak açıklayamamış ise de ortada suç teşkil edecek şekilde sahtecilik ve dolandırıcılık bulunmadığı”ndan bahisle kovuşturulmaya yer olmadığına karar verilmiş ise de; müştekinin, şüphelinin bağlantılı olduğuTur. Pet. ve Pet. Ürün Nak. San. ve Tic. Ltd. Şti."nde bir dönem çalıştığı, işçilik alacaklarına istinaden aralarında şüphelinin bağlantılı olduğu Turizm Taş. İth.İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti. işyerinin de bulunduğu iş yerlerine karşı İzmir 6. İş Mahkemesinde 25.04.2012 tarihinde dava açtığı, davayı kazandığı ve 20.01.2014 tarihinde icra takibine giriştiği, ayrıca asılTur. Pet. ve Pet. Ürün Nak. San. ve Tic. Ltd. Şti."nde çalışan müştekinin sigortasının başka işyerlerinden gösterilmesi nedeniyle kamu kurum ve kuruluşları zararına dolandırıcılık suçundan İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesi 21.04.2014 tarihli 2013/388 esas, 2014/142 sayılı kararıyla şüphelinin mahkûmiyetine, 5271 sayılı Kanun"un 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, taraflar arasında 25.04.2012 tarihinden bu yana hukukî ve cezaî ihtilafın bulunduğu, suça konu çekin ise 02.02.2016 tarihinde keşide edildiği, çekin üzerindeki müşteki cirosunun alonj üzerinde olduğu, müştekinin cirosundan önce Turizm Taş. İth.İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti."nin cirosunun çekin üzerinde son ciro olarak bulunduğu, bu haliyle çekin anılan şirketten müştekiye geçtiğinin görüldüğü, bahsi geçen şirketin merkezine gidilerek tutulan 28/04/2016 tarihli tutanakta ....ın “...şirketin merkezinin bulunduğumuz yer olduğunu, ... isimli şahsı tanımadığını, Turizm ile ... isimli şahsın ilgilendiği...” şeklinde beyanda bulunduğu, çekin müştekinin borcu nedeniyle şüpheliye verildiği savunması karşısında bu durumun çelişki arz ettiği, yine 102.000,00 Türk lirası çek tutarına ilişkin müşteki ile Turizm Taş. İth.İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti. arasında somut ilişkinin ortaya konulamadığı, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde şüpheli hakkında delillerin kamu davasının açılmasını gerektirir nitelikte bulunduğu, bu delillerin mahkemesince takdir ve değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, İzmir 5. Sulh Ceza Hâkimliğinin 19.01.2017 tarih ve 2017/448 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde merciince yerine getirilmesine, 24.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.