Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/10050
Karar No: 2010/3236

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2009/10050 Esas 2010/3236 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2009/10050 E.  ,  2010/3236 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-


    Davacı vekili, müvekkili şirkete ZMSS bulanan davalı adına trafikte kayıtlı aracın, alkollü sürücü yönetiminde olduğu sırada karıştığı trafik kazasında 3.kişi aracının hasarlandığını, 4.053,95 TL hasar bedelinin zarar gören 3.kişiye ödendiğini, davalı aleyhine ....İcra Müdürlüğünün 2006/8091 sayılı dosyasında icra takibi yapıldığını, davalının itirazı ile takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı ..., aynı olayla ilgili Sulh Ceza Mahkemesinin 2005/984 sayılı dosyasında açılan davanın derdest olduğunu sonucunun beklenmesi gerektiğini kusur oranının belirlenmediğini, sürücünün %100 kusurlu olması halinde tazminatı ödeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece davanın kısmen kabulü ile ...İcra Müdürlüğünün 2006/8091 sayılı dosyasına yapılan itirazın 3.350 TL (asıl alacak)"lık kısmı için iptaline bu miktar yönünden takibin devamına inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, ZMSS poliçesinden kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkindir.
    HUMK"nun 275. Maddesi gereğince "mahkeme çözümü özel veya teknik bir bilgiye gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir"
    2918 sayılı KTK"nun 48. maddesinde; alkollü içki alması nedeniyle güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu ifade edilmiştir.
    Karayolları Trafik Yönetmeliğinin "Uyuşturucu ve Keyif Verici Maddeler ile İçkilerin Etkisinde Araç Sürme Yasağı" başlıklı 97/1. maddesinde; alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli sürme yeteneğini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu açıklandıktan sonra, bu konu ile ilgili olan "b-2" bendinde; alkollü içki almış olarak araç kullandığı tesbit edilen diğer araç sürücülerinden kandaki alkol miktarı 0.50 promil üstünde olanların araç kullanamayacakları belirtilmiştir.
    Öte yandan, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4.d maddesinde; tazminatı gerektirin olay işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin veya motorlu aracın hatır için karşılıksız olarak kendilerine verilen kişilerin uyuşturucu veya keyif verici maddeler almış olarak aracı sevk ve idare etmeleri esnasında meydana gelmiş veya olay yukarıda sayılan kişilerin alkollü içki almış olmaları nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş bulunmalarından ileri geliyorsa sigortacının sigorta ettirene rücu hakkı olduğu açıklanmıştır.
    Bununla birlikte, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4.d maddesinin dayanağını teşkil eden KTK"nun 48. maddesinin yasaklamayı düzenleyen ilk fıkrasında, alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli araç sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmeleri yasaklanmış olup, aynı maddenin 2. fıkrasındaki yönetmelik düzenlenmesine olanak tanıyan hükümde, yasaklama yetkisi yönetmeliğe bırakılmış olmadığından, Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 97. maddesinde, yukarıda anılan yasa hükmü
    tekrarlandıktan ve mütakip, uyuşturucu veya keyif verici maddeler ile alkollü içkilerin oranlarının ne şekilde saptanacağı belirlendikten sonra, yasada yer alan hükmü dikkate almadan salt 0.50 promilin üstünde alınan alkol miktarına göre araç kullanma yasağı getirilmesinin yasal dayanağı bulunmadığından geçersiz bulunmaktadır. Geçersiz yönetmelik hükümlerinin yasaya aykırı bir şekilde genel şart olarak kabülü de mümkün değildir.
    O halde, hasarın teminat dışı kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt (münhasıran) alkolün etkisi altında kaza yapmış olması gerekmektedir. Diğer bir anlatımla, sürücünün alkollü olması tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmez. Üstelik, böyle bir durumda hasarın teminat dışı kaldığının ispat yükü TTK"nun 1281. maddesi hükmü gereğince sigortacıya düşmektedir.
    Yargıtay"ın yerleşik uygulamalarında; sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, mahkemece nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurlarında olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması, sonuçta olayın tek başına alkolün etkisiyle meydana geldiğinin belirlenmesi durumunda, oluşan hasarın poliçe teminatı dışında kalacağından davanın kabulüne aksi halinde reddine karar verilmesi gerekeceği ilkesi benimsenmektedir. (YHGK 23.10.2002 gün ve 2002/11-768-840; YHGK 7.4.2004 gün ve 2004/11-257-212; YHGK 2.3.2005 gün ve 2005/11-81-18; YHGK 14.12.2005 gün 2005/11-624-713 sayılı ilamları)
    Somut olayda; davalı araç sürücüsü hakkında nöbetçi acil doktoru Mehmet Şani tarafından düzenlenen 22.7.2005 tarihli raoprda " şahsın alkolmetreyi üflemeyi reddetiği klinik olarak yüksek derecede alkollü olarak değerlendirildiği alkol kokusu alındığı" belirtilmiştir. Olaya ilişkin düzenlenen kaza tesbit tutanağında ve Adli Tıp Kurumu"ndan alınan 25.12.2008 tarihli raporda davalı aracının sürücüsünün şeride tecavüz etme kuralını ihlal etmekten 8/8 oranında kusurlu ollduğu bildirilmiştir.
    Her ne kadar davalı cevap dilekçesinde Sulh Ceza Mahkemesinin 2005/984 sayılı dava dosyasında olay sırasında aracı kullanan eşinin %100 kusurlu bulunması halinde
    tazminatı ödeyeceklerini savunmuş ise de, şarta bağlı olarak getirilen bu beyanın davalı tarafı bağlayıcılığı olmadığı gibi zaten ilgili dosyada kusur yönünden inceleme yapılmadan şikayetten vazgeçilmesi nedeniyle davanın düşünülmesine karar verilmiştir.
    Yukarıda açıklanan ilkelere göre sürücünün alkollü olması yalnız başına hasarın teminat dışında kalmasını gerektirmez. Oluşan hasarın salt alkolün etkisi altında oluşup oluşmadığının saptanması gerekir.
    Mahkemece bu konuda rapor alınmamış, sadece sürcünün olaydaki kusur durumu ve zarar gören 3. Kişinin aracında meydana gelen hasar miktarının tesbiti yönünden aralarında noroloji uzmanı bulunmayan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden rapor alınması cihetine giderilerek hüküm kurmaya yeterli olmayan bu rapora göre karar verilmiştir.
    Bu durumda mahkemece yapılanacak iş; aralarında iki noroloji ve bir trafik uzmanı bilirkişilerden oluşacak bilirkişi kurulundan olayın oluş şekli yol ve hava durumu ve dosyadaki diğer deliller birlikte değerlendirilip kazanın münhasıran alkolün etkisi altında gerçekleşip gerçekleşmediğinden, başka unsurların da etkili olup olmadığının tesbiti hususlarında ayrıntılı gerekçeli rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    SONUÇ:Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ..."ın sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ..."ın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."a geri verilmesine 8.4.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi