Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/10052
Karar No: 2010/3243

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2009/10052 Esas 2010/3243 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2009/10052 E.  ,  2010/3243 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili, davalı şirkete kasko sigortalı müvekkiline ait aracın geri manevra sırasında park halindeki hurdaya çıkmış otobüsün teker bijonlarına sürttürerek hasarlandığını, müvekkilinin alkollü olmadığının rapor ile tesbit edildiğini, araçta 1.818,32 TL tutarında hasar meydana geldiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 1.500 TL"nin olay tarihinden işleyecek ticari faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı vekili, sigortalının rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar yükümlülüğünü kasten yerine getirmemesi veya iyiniyet kurallarına açıkca aykırı şekilde kullanması halinde ispat yükünün sigortalıya geçtiğini kaza tesbit tutanağında kazanın bir başka yerde meydana geldiğinin bildirildiğini, oluşan hasarın teker bijonlarından kaynaklanmayacağını, kazanın oluş biçimi ve yerinin çarptırıldığını, hasarın teminat kapsamında olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1- Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmama-
    sına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2- Dava, kasko sigortası sözleşmesinden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
    Mal sigortaları türünden olan kasko sigortası poliçesinin teminat kapsamını belirleyen A/1 maddesine göre gerek hareket gerekse durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketli bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, müsademesi, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar ile 3.kişilerin kötüniyet veya muziplikle yaptıkları hareketler, aracın yanması, çalınması veya çalınmaya teşebbüs sonucu oluşan maddi zararların bu tür sigortanın teminat kapsamında olduğu anlaşılmaktadır. Diğer taraftan TTK"nun 1282.maddesi uyarınca sigortacı, geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi aynı yasanın 1281.maddesi hükmüne göre kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5.maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir. İlkeler yukarıda anlatılan şekilde olmakla birlikte sigortalı Kasko Poliçesi Genel Şartlarının 1.5 maddesi ve TTK 1292/3.maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyiniyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan rizikonun teminat içinde imiş gibi ihbar ederse ispat külfeti yer değiştirip oluşan rizikonun teminat içinde kaldığını ispat külfeti sigortalıya geçer.
    Bu ilkeler doğrultusunda somut olaya baktığımızda, davalı şirkete kasko sigortalı olan davacıya ait araçtaki hasarın, poliçe yürürlük süresi içerisinde meydana geldiği taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir.
    Ancak rizikoyu doğuran olayın davacı tarafından iddia edildiği gibi gerçekleşmediği bir başka deyişle davacının hasarı doğruna trafik kazasını gerçeğe uygun biçimde davalı sigortacıya bildirmediği duruşmalarda dinlenen tutanak mümzi-
    leri tarafından ileri sürülmüş; bu hususta düzenlenen 22.4.2009 tarihli uzman bilirkişi raporunda da "hasarın aracın geri manevrası sırasında otobüse çarpma şeklinde değil başka bir araç yada cisme çarpması sonucu meydana geldiği" şeklinde görüş bildirilmiştir. Ne varki, hasara yol açan olayın bildirilerden farklı şekilde gerçekleşmiş olması, tek başına rizikoyu sigorta güvencesinden yoksun kılma sonucunu doğurmadığı gibi kural olarak sigortacı, geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra, oluşan rizikolardan sorumlu olup sigortacının bu sorumluluktan kurtulabilmesi için gerçeğe uygun olarak bildirilmeyen rizikonun, gerçekte ne şekilde meydana geldiğini ve bu gerçekleşme tarzına nazaran yasa ve poliçe genel şartlarının öngördüğü teminat dışı hallerden birinin varlığını veya riziko başlı başına sigorta kapsamı dışında kalmıyor olsa bile, yapılan ihbar yanlışlığının doğrudan zarar sorumlularına rücu hakkını etkisiz kılma sonucunu ortaya çıkardığını ispat etmesi gerekir.
    Kaldı ki, kaza sırasında davacı aracında bulunan tanıklar ...,... olayın davacının iddia ettiği şekilde gerçekleştiğini beyan etmişler, yine olaydan telefonla haberdar olduktan sonra kaza mahalline gelen davacı tanığı ..."da davacı aracının sağ arka tarafından hasarlı olduğunu, yol kenarında hurdaya ayrılmış bir otobüsün park halinde bulunduğunu söylemiştir. Tanıkların beyanları, uzman bilirkişinin görüşü, sürücünün olay sırasında alkol olmadığına dair 15.10.2007 gün saat 00.15"te alkolmetre cihazı ile yapılan muayenesine ilişkin rapor ve dosyadaki diğer delillerle davacı sigortalının rizikonun gerçekleşme şeklini kasten veya iyiniyet kurallarına aykırı şekilde bildirdiği sabit olmamıştır.
    Bu durum karşısında rizikonun ihbar edilenden farklı şekilde gerçekleştiğini ispat külfeti sigortacıda bulunmaktadır. İspat külfeti somut olayda sigortacıda olmakla, sigortacı rizikonun ihbar edilen yerden farklı şekilde oluştuğunu, aracın sigorta teminatı dışında ve başka yerde hasarlanıp olay yerine getirildiğini soyut iddialarla değil somut delillerle kanıtlamalıdır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 16.12.1998 gün 1998/11-872 Esas, 1998/905 Karar sayılı kararı)
    O halde mahkemece, rizikonun ihbar edilenden farklı olarak ne şekilde gerçekleştiği konusunda varsa davalı kanıtlarının sorulup toplanması, yapılacak inceleme ve değer-
    lendirme sonucunda hasarın, sigorta poliçesi genel şartlarında sayılan teminat dışı veya ihbar yanlışlığının salt sigortacının rücu hakkını önlemeye yönelik olup olmadığı hususlarının aydınlatılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı ... vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 8.4.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi