Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/474
Karar No: 2022/1155
Karar Tarihi: 16.02.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/474 Esas 2022/1155 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2021/474 E.  ,  2022/1155 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen 03.04.2018 gün ve 2016/991 - 2018/425 sayılı kararı onayan Daire'nin 09.10.2019 gün ve 2018/5033 - 2019/6381 sayılı kararı aleyhinde asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
    Asıl davada davacı vekili, taraflar arasında taşıma sözleşmesi imzalandığını, davalının ihtarnamelere rağmen sözleşmedeki yükümlülüklerini yerine getirmediğini, 28/09/2010 tarihli faks mesajı ile sözleşmenin fesih edilmesini istediğini, sözleşmenin 15. maddesinde belirtilen 50.000,00 TL cezai şartın ödenmesinin talep edilmesine rağmen ödenmediğini, 50.000,00 TL'lik alacağın davalının cari hesabına borç olarak kaydedildiğini ve bakiye 28.971,58 TL'nin ihtara rağmen ödenmemesi nedeniyle başlatılan takibin itiraz üzerine durduğunu ileri sürerek takibe yönelik itirazın iptalin ve icra inkar tazminatının davlıdan tahsiline karar verilmesini, birleşen dosyanın ise reddine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı vekili, asıl davanın reddine, birleşen davada ise cari hesap alacağından 23.619,48 TL'nin ödenmediğini, tahsiline yönelik başlatılan takibin itiraz üzerine durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, iddia,savunma,uyulan bozma ilamı ve bilirkişi raporuna göre, asıl davanın kısmen kabulüne birleşen davanın kabulüne dair verilen kararın asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekilince temyizi üzerine karar Dairemizce onanmıştır.
    Asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
    1)5219 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucu HUMK’un 440/3-I maddesindeki parasal sınır, 5236 sayılı Kanun'un 19'uncu maddesiyle HUMK’a eklenen Ek-Madde 4’te öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2019 yılı için 19.721,07 TL’dir.
    Asıl davadada davacı vekili, 28.971,58 TL’nin tahsili amaçlı başlattığı icra takibine vaki itirazın iptalini istemiş, mahkemece davanın 16.667,00 TL üzerinden kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dairemizin onama kararına karşı davacı vekili tarafından karar düzeltme yoluna başvurulmuş ise de; HUMK’un değişik 440/III-1.maddesindeki karar düzeltme ile ilgili parasal sınırın altında olan davalara ait hükümlerin onanmasına veya bozulmasına ilişkin Yargıtay kararları hakkında karar düzeltme yoluna başvurulamayacağından asıl davada davacı vekilinin karar düzeltme dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
    2)Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, birleşen davada davalı vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan (1)nolu bendde açıklanan nedenlerle asıl davada davacı vekilinin karar düzeltme dilekçesinin REDDİNE, (2) nolu bendde açıklanan nedenlerle birleşen davada davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK 442. maddesi gereğince REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 75,80 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 709,50 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyen birleşen dava yönünden-birleşen davada davalıdan alınarak Hazine'ye gelir kaydedilmesine, 16/02/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
    KARŞI OY

    Asıl ve birleşen dava, taraflar arasındaki taşıma sözleşmesinden kaynaklanan açık hesap bakiyesinin tahsili istemlerine ilişkindir. Dosya kapsamı, asıl davaya ilişkin dava dilekçesi ve buna bağlı olarak ortaya konulan talebin nicelik ve niteliği gözetildiğinde, mahkemece uyulan Dairemizin 12.3.2015 tarih ve 5438-3416 sayılı bozma ilamının 2. bendinde de açıkça belirtildiği üzere her iki dava bakımından da uyuşmazlığın çözümü, asıl davada davacı taşıtan tarafından davalı taşıyanın borç hanesine kaydedilen 50.000 TL tutarındaki cezai şartın davalıdan tahsili gerekip gerekmediği, tahsil edilecekse ne tutarda tahsilinin mümkün olduğunun belirlenmesi ve buna bağlı olarak taraflar arasındaki açık hesap ilişkisinde taraflardan hangisinin yekdiğerine ne miktarda borçlu olduğunun saptanması ile mümkündür.
    Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, alınan bilirkişi raporunda, asıl davada taşıtan davacının 16.667.-TL tutarında cezai şart alacağını talep etmekte haklı olduğu, her iki taraf defterlerinde asıl davada davacı, birleşen davada davalı yanca taşımacının hesabına borç olarak kaydedilen 50.000.-TL cezai şart dışında taraf kayıtları arasında bir farklılık bulunmadığı belirtilmiş, mahkemece de bu rapor benimsenerek karar verilmiş ise de aritmetik olarak rapora itibar edilmesi mümkün değildir. Şöyle ki, asıl
    davada davacı yan 50.000.-TL cezai şartı davalıya borç kaydedederek açık hesapta 28.971,58 TL alacaklı olduğunu ileri sürmüştür. Eğer taraf kayıtları cezai şart tutarı dışında birbirini tutuyor ve cezai şart olarak davalı taşıyanın hanesine 50.000.-TL yerine raporda belirtildiği gibi 16.667.-TL borç kaydedilmesi gerekiyor ise, basit bir aritmetik hesap ile anlaşılacağı üzere, davacı taşıtanın açık hesap bakiyesinin asıl davada tahsili istenen (artı 28.971,58 TL) olmayıp (eksi 4.361,42 TL) olması ve bu eksi bakiyenin birleşen davada davacı taşıyanın alacağı olarak ortaya konulması gerekmektedir. Ancak ve ne var ki, her iki dava bakımından da ayrı ayrı hükmedilen ana para tutarlarına bakıldığında durumun böyle olmadığı açıkça anlaşılmak-tadır. Nitekim, asıl dava 16.667.-TL üzerinden, birleşen dava ise 23.442,70 TL üzerinden hükme bağlanmış olup bu iki rakam arasındaki farkın 4.361,42 TL olmayıp asıl davanın davacısı aleyhine olacak şekilde 6.775,70 TL olarak hesaplanabileceği açıktır. Bu durumda taraf defterlerindeki kayıtların cezai şart tutarı dışında birbirini karşıladığından söz edilemeyeceğinden yetersiz bilirkişi raporuna göre eksik inceleme ile hüküm kurulduğunun kabulü ile birleşen dava bakımından verilen hükmün bu nedenle davacı yararına bozulması gerektiğini düşündüğümden Daire çoğunluğunun birleşen davada davalı vekilinin karar düzeltme isteminin reddi biçiminde tezahür eden düşüncesine katılamıyorum.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi