Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/2089
Karar No: 2022/1157
Karar Tarihi: 16.02.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/2089 Esas 2022/1157 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2020/2089 E.  ,  2022/1157 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi'nce bozmaya uyularak davanın kabulüne-reddine dair verilen 14.01.2020 tarih ve 2019/2610 E. - 2020/4 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 15.02.2022 günü hazır bulunan davacı vekili Av.... ile davalı vekili Av.... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davacının davalı şirketin ortağı iken şirket ortaklığından 08/01/2013 tarihinde ayrıldığını, davacının davalı şirkete ortak olduğu dönemde 1.033.817,10 TL borç verdiğini şirket ortağı ve müdür aynı zamanda davacının ağabeyi olan ... tarafından bu bedelin 30/06/2013 tarihine kadar davacıya ödeneceğinin bildirildiğini, ancak paranın sadece 100.000,00 TL'sinin 11/06/2013 tarihinde davacıya ödendiğini ileri sürerek, ödenmeyen 933.817,10 TL'nin 30/06/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, zamanaşımı def’inde bulunmuş, davacının 08/01/2013 tarihinde hisse devri yaparak şirket ortaklığından çıktığını, davacının şirketten bir alacağı olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince, davanın şirketle ortağı arasında ödünç verme ilişkisinden kaynaklandığı, davacının şirkete 31/01/2005 ila 09/04/2012 arası toplam 1.033.817,10 TL nakit para aktardığı, davalı şirketin 11/06/2013 tarihinde borcuna mahsuben davacıya 100.000,00 TL ödediği, bu tarihte 6098 sayılı TBK'nın 147/4 (mülga B.K.'nın 125/4) maddesindeki beş yıllık zamanaşımının kesilmiş olduğu, 11/06/2013 tarihinden geriye doğru beş yıllık dönemde davacının şirketten 147.700,42 TL alacağı kaldığı, davadan evvel temerrüt oluşmadığından bu alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle tahsili gerektiği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, 147.700,42 TL alacağın dava tarihi olan 14/08/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talepler zamanaşımına uğramış olduğundan reddine karar verilmiştir.
    Karara karşı, taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince Dairemiz bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre; dava tarihi itibariyle ortaklık sözleşmesinden doğan bir uyuşmazlığın söz konusu olmayıp davacı yanın alacak iddiasını ödünç verme ilişkisine dayandırdığından (Mülga BK'nın 125.maddesi) 6098 sayılı B.K'nın 146. maddesi uyarınca 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanacağı, dava tarihi itibarıyla henüz bu sürenin dolmadığı, davacının davalı şirkette müdür olarak görev yaptığı süre zarfında kötü niyetle kendi lehine var olmayan bir borç yarattığına ilişkin herhangi bir olguya rastlanmadığı, davalı tarafından da bu hususun ispatlanamadığı, davacının ortak olduğu dönemde davalı şirkete toplam 1.737.887,88 TL tutarında ödeme yaptığı, dava tarihi itibariyle davalı şirket tarafından 804.070,78 TL'sinin davacıya geri ödendiği, bakiye 933.817,10 TL'nin ise ödenmediğinin anlaşıldığı gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, 933.817,10 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına, TBK'nın 147/4 maddesine göre zamanaşımı süresinin 5 yıl olmasına ve TBK'nın 149. maddesi uyarınca zamanaşımının alacağın muaccel olmasıyla işlemeye başlayacak olmasına, borç verilen paranın davacı tarafından dava açılmadan önce talep edildiğinin ispatlanmamış olmasına, aynı Kanun'un 154/1. maddesi uyarınca her yıl yapılan kısmi ödemelerle ve en son yapılan 11.06.2013 tarihli ödemeyle zamanaşımının kesilmiş bulunmasına göre davalı vekilinin temyiz tüm itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 47.841,75 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 16/02/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
    KARŞI OY

    Dava, karz akdi nedeniyle verilen paranın iadesi istemine ilişkindir.
    6102 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 392. maddesine göre, ödüncün verilmesi konusunda belirli bir gün ya da bildirim süresi veya borcun geri istendiği anda muaccel olacağı kararlaştırılmamışsa ödünç alan, ilk istemden başlayarak altı hafta geçmedikçe ödüncü geri vermekle yükümlü değildir.
    Somut uyuşmazlıkta, dosya kapsamına göre, ödüncün geri verilmesi konusuda belirli bir gün ya da bildirim süresi veya borcun geri istendiği anda muaccel olacağı kararlaştırılmamıştır.
    Bu durumda yapılması gereken, davacı tarafından öncelikle davalıya karşı ilk istemde bulunulması, altı hafta sonra ödünç geri verilmediği takdirde dava yoluna başvurmaktır. Ancak davacı bu prosedüre uymayarak doğrudan dava açma yoluna gittiğinden zamansız açılan davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi kanaatinde olduğumdan aksi yönündeki çoğunluk görüşüne katılmamaktayım.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi