
Esas No: 2010/174
Karar No: 2010/3438
Karar Tarihi: 13.4.2010
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2010/174 Esas 2010/3438 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi,
Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde, davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu ve trafik sigortası bulunmayan aracın neden olduğu kaza sonucunda, hayatını kaybeden kişinin yakınlarına müvekkili tarafından tazminat ödendiğini, ödenen tazminatın, rücuan tahsili için davalı aleyhine başlatılan icra takibinin, davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, müvekkillerinin ibra edildiğini bu nedenle rücuan tazminat talebinde bulunulamayacağını, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, Güvence Hesabından tazminat alındığı için davalıların ibra edildiği, bu ibranın davalılardan tazminatın rücuan tahsiline engel olmayacağı gerekçesi ile davanın kabulü ile, itirazın iptaline takibin devamına ve inkar tazminatına karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava dosyası içindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalılar vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, Güvence Hesabı tarafından trafik sigortası bulunmayan aracın neden olduğu kaza sonrasında zarar gören kişilere ödenen tazminatın, rücuan tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Güvence Hesabı tarafından rücu edilebilecek tazminat tutarı zarar görenin gerçek zararıdır, bu nedenle ancak yargılama sonucunda belirlenebilir. İİK’nun 67’nci maddesi uyarınca icra inkar tazminatına karar verilebilmesi için borçlunun itiraz ettiği alacağın likid bir alacak olması, yani belirli bir miktar alacak olması gerekir. O halde, somut olayda icra takibine konu alacak tazminata ilişkin olup, yargılamayı gerektirdiğinden likid kabul edilemez. Mahkemece icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiş ise de, bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün HUMK.nun 438/7. maddesi uyarınca aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, ikinci bendi tamamen hükümden çıkarılarak yerine “İcra inkar tazminatı isteminin reddine” ibaresinin eklenmesine, hükmün düzeltilmiş bu haliyle ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 15,23 TL kalan onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına 13.4.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.