Yanlar arasında görülen tapu iptal ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, sahtecilik hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Toplanan deliller ve dosya içeriğinden; 932 parsel sayılı taşınmazın 500/36756 payının 07/11/1985 tarih ve 6926 yevmiye numaralı işlemle K.oğlu M. B.adına vekaleten E. B.tarafından satın alındığı, 22.10.1998 tarihinde ise 5241 yevmiye numaralı işlemle 2679 parsel sayılı taşınmazın 500/36576 payının M.B.tarafından bizzat hareketle davalı H.D."a satış suretiyle devredildiği anlaşılmaktadır.
Davacı idare, yapılan inceleme sonucunda taşınmazın gerçek maliki tarafından değil, adı, soyadı ve baba adı aynı olan davalı M. B. tarafından diğer davalıya satıldığının tespit edildiğini, TMK nun 1007 maddesi uyarınca dava açma haklarının da bulunduğunu belirterek, tapunun iptali ile gerçek maliki adına tescili isteğiyle eldeki davayı açmıştır.
Hemen belirtilmelidir ki, bu tür davaların kural olarak kayıt maliki ya da mirasçıları tarafından açılması gerekir.
Ancak; tapu sicillerinin tutulmasına ilişkin ilkelerden biri de, TMK.nun 1007. maddesinden kaynaklanan hazinenin kusursuz sorumluluğu olup, davacı idarenin böylesi bir davayı açmasında da hukuki yararının bulunduğu kuşkusuzdur.
Tapu Sicil Tüzüğü’nün 85. maddesi “Kütük üzerinde belgelere aykırı tescil veya yazımın düzeltilebilmesi için ilgililerin yazılı olurunun alınması ve yevmiye defterine kaydedilmesi gerekir. Belgeye aykırı yazımın veya tescilin düzeltilmesine, ilgililerden birisinin yazılı oluru olmazsa, müdür defterdarlık veya mal müdürlüğünden düzeltme için dava açılmasını, talep eder. Hazine avukatı bulunmayan yerlerde bu düzeltmeler için müdürlük tarafından re"sen dava açılır. İkinci ve üçüncü fıkralardaki durum, ayrıca kütük sayfasının beyanlar sütununda belirtilir. (Değişik son fıkra: 8/11/2004-2004/8109 K.)Kütük, yevmiye defteri ve yardımcı sicillerde belgesine aykırı olarak basit yazım hatası yapıldığının tespit edilmesi halinde, müdür tarafından nedeni düzeltmeler sicilinde açıklanarak, re"sen düzeltme yapılır” şeklinde olup, doğrudan dava açmaya engel bir yasal düzenleme içermemektedir.
Somut olaya gelince,her ne kadar mahkemece satışı yapan M.ile gerçek malikin aynı kişi olmadığı kabul edilmiş ise de, bu konuda yeterli bir araştırma yapılmadığı gibi,sahtecilik yapılıp yapılmadığı hususu üzerinde de durulmamıştır. Ayrıca,M. adına 1985 yılında 932 parselden pay satın alınmış olup, satış yapılan 2679 parselin 932 parsel sayılı taşınmazın ifrazından oluşup oluşmadığı da saptanmamıştır.
Hal böyle olunca, hasım olarak gösterilen M."in payı satılan M.olup olmadığının malik M."e ait nüfus kaydı da getirtilmek suretiyle açıklığa kavuşturulması, payı satılan M.değilse gerçek hak sahibi M."in davada yer almasının sağlanması ve ondan sonra sahtecilik üzerinde durularak toplanacak delillerin değerlendirilmesi ve varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturmayla yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması isabetsizdir.
Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.