
Esas No: 2020/6745
Karar No: 2022/1077
Karar Tarihi: 14.02.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/6745 Esas 2022/1077 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/6745 E. , 2022/1077 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 22.11.2018 tarih ve 2017/244 E- 2018/249 K. sayılı kararın asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi'nce verilen 26.06.2020 tarih ve 2019/262 E- 2020/548 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Asıl ve birleşen davada davacı vekili, müvekkili şirketin 2016/56498 sayılı “BEMSE" ibareli 19., 29, 30., 31., 35., 36., 37., 39., 42., 43. ve 44. mal ve hizmet sınıflarında marka başvurusunda bulunduğunu, davalı şirketin 2015/39746 sayılı "BEMES+şekil" ibareli markasına dayalı olarak bu başvuruya yaptığı itirazın Markalar Dairesi Başkanlığınca reddedildiğini, davalı şirketin bu karara itiraz ettiğini, itirazı inceleyen YİDK'in, markalar arasında tüketici nezdinde iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunduğu gerekçesiyle 37. sınıf hizmetler yönünden itirazın kısmen kabulüne ve başvurunun mal ve hizmet listesinden 37. sınıf hizmetlerin çıkartılmasına karar verdiğini, başvuru konusu "BEMSE" ibaresinin şirket ortaklarının ad ve soyadlarının baş harflerinden oluştuğunu, iki marka arasında işletmesel bir bağlantının da bulunmadığını, "Bemse" ile "Bemes" markaları arasında ortak harflerin bulunmasının tek başına benzerlik göstergesi olarak kabul edilemeyeceğini, görsel ve işitsel olarak ayırt edici niteliklerinin bulunduğunu, yazı karakterleri, logo ve anlamsal benzerlik göstermemeleri, sadece ortak harflerin bulunması sebebiyle iki marka arasında karıştırılma ihtimalinin bulunduğu iddiasının yersiz olduğunu ileri sürerek, YİDK'in 2017-M-3344 sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı kurum vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Birleşen davada davalı şirket vekili, dava konusu başvuru ile redde mesnet marka arasında, başvuru kapsamından çıkarılan hizmetler yönünden iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunduğunu savunarak, asıl ve birleşen davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, davaya konu 2016/56498 sayılı "BEMSE" ibareli marka başvurusu ile redde mesnet gösterilen "BEMES" ibareli marka arasında görsel ve işitsel olarak benzerlik bulunduğu, başvuru kapsamından çıkarılan 37. sınıf hizmetlerin redde mesnet markanın kapsamında aynen yer aldığı, 556 sayılı KHK'nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas tehlikesinin bulunduğu ve anılan hizmetler bakımından YİDK kararının yerinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, asıl ve birleşen davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, yerel mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, "BEMSE" ibareli başvuru ile redde mesnet "BEMES+şekil" ibareli marka arasında, başvuru kapsamından çıkarılan hizmetler yönünden 556 sayılı KHK'nın 8/1-b maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, asıl ve birleşen davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden asıl ve birleşen davacıdan alınmasına, 14/02/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.