19. Ceza Dairesi 2015/34281 E. , 2017/7846 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 1219 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Mahkemece oluşturulan temyiz formunda ve tebliğnamede şikayetçi vekilinin kararı temyiz ettiği belirtilmişse de, şikayetçi kurumun "temyiz" konulu üst yazıyla sunduğu dilekçesinde "temyize cevap" başlıklı yazı içeriğinden, mahkeme kararının onanması yönünde talepte bulunulduğu, bu nedenle şikayetçi kurumun mevcut bir temyiz iradesi olmadığı cihetle; kararın sadece sanık tarafından temyiz edildiği değerlendirilmiştir.
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1219 sayılı kanunun 41. maddesindeki suçun maddi unsurlarının "...Kişisel çıkar amacı olmasa bile diplomasız olarak diş hekimliği mesleğine ilişkin herhangi bir muayene veya müdahale yapmak veya diş hekimliği klinik hizmetleri ile ilgili işyeri açmak..." seçimlik hareketleri olduğunun mevzuat, doktrin ve yargı içtihatlarında tartışmasız olarak kabul edildiği,
Suç tarihinde diş hekimi ..."nın çalıştırdığı diş kliniği içinde ayrı bir odada bulunan diş protez laboratuarında, diş hekimi bulunmadığı sırada yapılan denetimde, sanık diş protez teknikerinin ve eski dişçi koltuğunda oturan bir hastanın birlikte oldukları, sanığın elindeki protez üzerinde teknisyen aletiyle çalıştığı, ancak başka bir diş hekimi aleti çalıştırmadığı, hasta ağzına müdahale ederken görülmediğinin tespit edildiği, sanığın savunmasında hastanın daha önce doktorun aldığı ölçüye istinaden yaptıkları protezin vurması nedeniyle geldiğini, hastaya her hangi bir müdahalesi olmaksızın gereken törpüleme işlemini elde yaptığını, yaşlı olan hastanın beklerken yorulduğu için koltukta oturduğunu ifade ettiği, olay sırasında hastanın kimliğinin tutanağa yazılmaması nedeniyle tanık olarak dinlenemediği,
Mahkemece sanığın yukarıda yazılı bulunan seçimlik hareketlerden hangisini hangi eylemiyle işlediğinin, gerek görülmesi halinde uzman bir bilirkişi veya ilgili tabip odasından yazılı mütalaa almak suretiyle "diş hekimi kliniği ile diş protez laboratuarının aynı dairede farklı odalarda faaliyet göstermesi ve halk dilinde dişçi koltuğu tabir edilen hasta muayene ve tedavi setinin diş protez laboratuarında bulunmasının önünde özel düzenleyici işlemler veya bilimsel açıdan bir engel bulunup bulunmadığının" araştırılması ve mümkün olması halinde tutanak sırasında klinikte bulunan hastanın dinlenmesiyle sanığın protez üzerinden mi yoksa ağızda mı müdahale yaptığının sorulmasıyla dosyada mevcut diğer delillerle birlikte tartışılması gerekirken, yargılama sonucunda diş protez laboratuarında hastaya müdahale edilmese dahi tek başına dişçi koltuğunun bulunmasının sanığın suçunun sabit olduğunu gösterdiğinden bahisle sanığın mahkumiyetine karar verilmesi,
Kabule göre de;
1-) Suç tarihinde 65 yaşını doldurmuş bulunan sanık hakkında verilen cezanın miktarı ve sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış bulunması karşısında; mahkemece TCK 51. maddesindeki şartların varlığının tartışılması yerine, gerekçesiz bir şekilde koşulları oluşmadığından bahisle TCK 51. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
2-) Mahkemece suçtan doğrudan zarar görmediği için davaya katılma hakkı bulunmayan İl Sağlık Müdürlüğünün davaya katılan olarak kabul edilip lehine vekalet ücretine hükmolunması,
3-) Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53/1. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğunun gözetilmemesi,
Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak, HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 09/10/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.