
Esas No: 2020/6768
Karar No: 2022/995
Karar Tarihi: 10.02.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/6768 Esas 2022/995 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Davacı şirket, NCR INTERNATIONAL HOSPITAL markasının tescili için başvuruda bulunmuş, ancak davalı gerçek kişinin markasıyla benzerliği gerekçesiyle reddedilmiştir. Davacı, tescil başvurularından önce uzun yıllardır NCR ve NCR INTERNATIONAL HOSPİTAL markalarını kullandığını belirterek davayı açmıştır. İlk derece mahkemesi, davacının öncelikli kullanım hakkı olduğuna ve davalı gerçek kişinin kötü niyetli bir başvurusu olmadığına karar vermiş, davanın kısmen kabul edilmesine hükmetmiştir. Bölge adliye mahkemesi, istinaf başvurusunu esastan reddetmiş ve karar temyiz edilmiştir. Temyiz istemi reddedilmiş ve Bölge Adliye Mahkemesi kararı onanmıştır. Kanun maddeleri: 556 sayılı KHK'nın 8/3 ve 5. fıkraları, HMK'nın 353/1-b.1, 370/1 ve 372. maddeleri.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 20.11.2018 tarih ve 2017/50 E. - 2018/239 K. sayılı kararın davalı TPMK vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi'nce verilen 03.07.2020 tarih ve 2019/214 E- 2020/585 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı TPMK vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı şirketin 2012 yılından itibaren faaliyette olduğunu, 16.12.2014 tarihli karar ile şirketin işletme adının "NCR INTERNATİONAL HOSPİTAL" olarak kararlaştırıldığını ve ticaret sicil gazetesinde yayınlandığını, ayrıca şirketin ticaret odasına kayıtlı olduğunu ve "ncrhospital.com" alan adının da alındığını, davacının işletme adının bir çok reklam tabelasında, afişlerde geçtiğini, çeşitli kurumlarla yazışmalarda kullanıldığını ve ruhsat, faaliyet belgesi gibi belgelerin de alındığını, bu nedenle markasal kullanımı olan davacıya ait "NCR SAĞLIK" markasının tescili için 2015/60709 sayılı başvurunun TPE MDB'na yapıldığını, ancak başvurunun davalı gerçek kişinin markası ile benzerliğin bulunduğu gerekçesiyle reddedildiğini, davalı gerçek kişiye ait "NCR INTERNATIONAL HOSPITAL" markası için yapılan itirazın da TPMK YİDK tarafından reddedildiğini, halbuki davacının NCR ve NCR INTERNATIONAL HOSPİTAL markalarını tescil başvurusundan önce uzun yıllardır kullandığını, davalı şahsın tescilli markasının ise belirtilen mal ve hizmetler alanında kullanılmadığını, davalı tarafından kötü niyetli olarak markanın tescil başvurusunda bulunulduğunu belirterek TPMK YİDK'nın 2016-M-11399 sayılı kararının iptaline, NCR INTERNATIONAL HOSPITAL markası yönünden tescil kararı verilmesi halinde markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, 2015/60709 sayılı NCR SAĞLIK markasının davacı adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı TPMK vekili, davacının 556 sayılı KHK'nın 8/3 ve 5. fıkralarına dayandığını, ancak davacının ayırt edicilik sağlayan markasal herhangi bir kullanımını ispatlayamadığını, sunulan belgelerin unvan değişikliği, hastane adı değişikliği, oda sicil kayıt sureti olduğunu ve bu belgelerin kesintisiz marka olarak kullanım olgusunu ispatlayamadığını, ayrıca kötü niyetli bir başvurunun yapıldığının da anlaşılamadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı gerçek kişi, davalının 2009 yılından beri NCR ibareli markasını kullandığını, aynı şekilde bu ibarenin davalının eşine ait şirketlerde de kullanıldığını, bu marka ile fuarlara katılındığını, "ncr.com.tr" alan adının ise davalı adına kayıtlı olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılamanın sonunda, NCR ibaresinin davacının ticaret unvanı, işletme adı ve alan adının çekirdek unsuru olarak 2012 yılından beri kullanıldığı, bu kullanımların NCR ibaresini ön plana çıkaran markasal kullanım olduğu, bu nedenle davacının 556 sayılı KHK'nın 8/3 maddesi gereğince dava konusu markanın tesciline itiraz hakkının bulunduğu, ayrıca davacının NCR INTERNATIONAL HOSPITAL markası üzerinde üstün ve öncelikli bir hakkının bulunduğu, davacının bu öncelikli kullanımının 44. emtia sınıfının "tıbbi hizmetler" alt sınıfına ilişkin olduğu, bu nedenle davalı gerçek kişinin tescil talebine bu yönden engel teşkil ettiği, ancak davalı gerçek kişinin kötü niyetli başvuru yaptığı hususunun ispat edilemediği, ayrıca davacının 2015/60709 sayılı marka başvurusunun müddet olması ve herhangi bir YİDK kararının bulunmaması nedeniyle bu talebi yönünden dava şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, TPMK YİDK'in 16/11/2016 tarih ve 2016-M-11399 sayılı kararının 44. sınıfta tıbbi hizmetler yönünden iptaline, fazlaya dair YİDK iptal talebinin reddine, hükümsüzlük talebinin kısmen kabulüne ve 2015/59533 sayılı NCR İNTERNATİONAL HOSPİTAL ibareli markanın 44. sınıfta yer alan tıbbi hizmetler yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, hükümsüzlüğe ilişkin fazlaya dair talebin reddine, davacı vekilinin 2015/60709 sayılı başvurularının tescili yönündeki talebinin ise başvurunun müddet olması, bu başvuruyla ilgili açılan bir YİDK iptal davası olmaması ve tescilin idari bir işlem olması nedeniyle bu husustaki talebin reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı TPMK vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge adliye mahkemesince, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı TPMK vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, TPMK vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı TPMK vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı TPMK'dan alınmasına, 10/02/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.