
Esas No: 2014/12707
Karar No: 2015/5197
Karar Tarihi: 07.05.2015
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2014/12707 Esas 2015/5197 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 20.04.2012 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 18.06.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava,Türk Medeni Kanunun 744. maddesi gereğince mecra irtifakı kurulması isteğine ilişkindir.
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile ...,...,... ve ... parseller lehine ... parsel aleyhine mecra irtifakı kurulmasına karar verilmiştir.
Hükmü, davacı ve davalı ... vekili temyiz etmiştir.
Türk Medeni Kanununun 744. maddesi uyarınca “Her taşınmaz maliki, uğrayacağı zararın tamamının önceden ödenmesi koşuluyla su yolu, kurutma kanalı, gaz ve benzerlerine ait boruların, elektrik hat ve kablolarının, başka yerden geçirilmesi olanaksız veya aşırı ölçüde masraflı olduğu takdirde, kendi arazisinin altından veya üstünden geçirilmesine katlanmakla yükümlüdür.”
Mecra irtifakı kurulması istemine ilişkin davalarda, irtifak hakkı taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından, leh ve aleyhine irtifak hakkı kurulması istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına mecra irtifakı kurulacak taşınmaz müşterek mülkiyete konu ise, dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.
İrtifak hakkının bedeli, taşınmazların niteliğine göre uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak saptanmalı ve bedel hükümden önce mahkeme veznesine depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin saptanmasından sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin
mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.
Somut olayda;
1- Aleyhine mecra irtifakı kurulan ... parsel yönünden bilirkişi tarafından belirlenen ve depo edilen 2.456,00 Tl bedelin bu parsel malikine ödenmesine karar verilmemiş olması,
2- Hükümde davalı “..." aleyhine mecra irtifakı tesis edildiği halde hüküm sonucunun 7. bendinde “..." aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiş olması,
3- Hüküm sonucunun üçüncü bendinde 142 parsel lehine mecra irtifakı tesis edildiği halde, bu bendin son cümlesinde “142 parsel aleyhine 86.13 metre uzunluğunda 2 metre genişliğinde” sözcüklerinin yazılarak infazda tereddüte yol açacağının gözetilmemesi,
4- Ayrıca hüküm sonucunun birinci bendinin son cümlesinde “..., ... m2 ... harfi ile gösterilen alana” denildikten sonra “195 m2 alana” sözcüklerinin yazılması suretiyle hükümde çelişki oluşturulmuş olması doğru görülmemiş, bütün bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.05.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.