13. Hukuk Dairesi 2016/12973 E. , 2019/6068 K.
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı... avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, ... 10. Etap 46480 Ada 1 Parselde bulunan ... Konutları B1/13 Blok, 11. kattaki 80 nolu daire ile B1/13 Blok, 12. kattaki 87 nolu daireleri 14.06.2005 tarihli satış sözleşmeleri ile satın aldığını, yapılan sözleşmelerin 7. maddesinde "ipotek tesisi harç ve masrafları ile tapu harç ve masraflarının tamamı alıcı tarafından ödenir." hükmünü içerdiğini, davacının toplam 3.115,72 TL ödeme yaptığını, bu ödemelerin hem alıcı olarak kendisinin hem de arsa sahibi vasfı ile satıcı olan ve davalı adi ortaklığa vekalet vermiş olan..."nin adına yapılan ödemeler olduğunu, bu ödemelerin yapılmasına rağmen satıcı davalı şirket ortaklığının tapuda sadece kat irtifakı için gerekli işlemleri yaptığını, kat mülkiyeti tapusuna ilişkin ödemelerin müvekkili tarafından tapunun alınması sırasında ayrıca ödendiğini, davacının ayrıca tapu idaresine her daireiçin ayrıca 175,00 TL tutarında döner sermaye bedeli ve iki dairesi için toplamda 4.365,60 TL tapu harcı olmak üzere toplam 4.715,60 TL ödeme yaptığını, davalı şirketin yaptığı masraftan çok daha fazlasını müvekkilinden tahsil ettiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalılardan müştereken ve müteselsilen 2.979,72 TL"nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş olup 19.11.2015 tarihli duruşmada davacı vekili davalılardan ... ve ... Adi Ortaklığının iflas ettiğini, bu nedenle bu iki davalıya ilişkin davalarını takip etmediklerini beyan etmiştir
Davalı, davanın reddini dilemiştir
Mahkemece, davanın kabulü ile 2.979,72 TL alacağın ödeme tarihi olan 05.01.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı..."den alınarak davacıya ödenmesine,Davalılar ... İnşaat Sanayi ve Turizim Ticaret Ltd. Şti. İle ... İnşaat ve ... San. Tic. Ltd. Şti. hakkında açılan davanın HMK 150/5. maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 2009/19-109 Esas ve 2009/123 Karar sayılı ilamında değinildiği üzere, 10.04.1992 tarih, 1991-7 Esas 1992-4 Karar Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, hâkimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla gerekçeli kararın uyum içinde olması gerektiğini öngörmektedir. Yargı erkinin görev ve yetkisi, Anayasa ile yasaları amaçlarına uygun olarak yorumlayıp uygulamak, keza İçtihadı Birleştirme Kararlarının bağlayıcılığını gözetmekten ibarettir. Kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişkiye cevaz verilmemesinin amacı, kamunun mahkemelere olan güveninin sarsılmamasına yöneliktir. Tefhim edilen hüküm başka, gerekçeli karardaki hüküm başka ise bu durumun mahkemelere olan güveni sarsacağı tartışmasızdır. Öyle ki, İçtihadı Birleştirme Kararında bu konuya çok büyük bir önem verilmiş, çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde, başka hiçbir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu nedenle bozulması gerektiğine işaret edilmiştir. Ayrıca 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesinde hüküm fıkrasında nelerin yer alacağı açıklanmış; 297. maddenin 2. fıkrası ile "Hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir" hükmü getirilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta; açıklanan yasal düzenleme ve İçtihadı Birleştirme Kararı gözetilmeyerek, mahkemece tefhim edilen kısa kararda “Davalılar ... İnşaat Sanayi ve Turizim Ticaret Ltd. Şti. İle ... İnşaat ve ... San. Tic. Ltd. Şti. hakkında açılan davanın HMK 150. maddesi uyarınca işlemden kaldırılmasına, ” yazıldığı halde gerekçeli kararın hüküm fıkrasında “Davalılar ... İnşaat Sanayi ve Turizim Ticaret Ltd. Şti. İle ... İnşaat ve ... San. Tic. Ltd. Şti. hakkında açılan davanın HMK 150/5. maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına,” şeklinde yazıldığı, böylece kısa karar ile gerekçeli kararın hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturulduğu anlaşıldığından, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesi gereğince hükmün bozulması gerekmiştir.
2-Bozma nedenine göre,davalı... nin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 2. bent gereğince davalının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan 203,56 TL harcın istek halinde davalı..."ye iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 13/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.